TÜRK SANAT KÜLTÜR DÜNYASI

Günümüzde insan hakları, kültürel özgürlüklere her zamandan daha fazla değer ve önem verilmektedir. Türk kültür ve sanat dünyası her açıdan değişik kültür emperyalizminin hedefi olmaktadır. Ne yazık ki 1939 dan sonra Türkiye ve emperyalizminin tutsaklığındaki Türkistan’daki Türk toplulukları, edebiyatı, dili, sanatı, müziği ile kendi Türk kültürünü yeterince tanıyamamış ve yaşayamamıştır.

Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle çevresindeki Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile sanat kültürel, ticari ve siyasi ilişkilerini arttırarak, ayrıca kökümüz, özümüz, dilimiz, dinimiz aynı olan Türkistan’daki Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile özde aynı olan kültürel bağlarımızı kuvvetlendirerek yeni açılımlara yönelmek durumundadır diye düşünenler Türkiye’de çoğalmaktadır.

 

Sürekli demokrasi ve insan hakları söylemlerinin geçerli olduğu günümüzde, neden Türk halklarının kültürel, ticari ve siyasi yakınlaşmasının önü kesilmek istenmektedir ? Böyle tabii bir yakınlaşmanın engellenmesi insan haklarının çiğnenmesidir.

 

Görüldüğü gibi kendi kültürümüz içinden de yeni fikirler kuvvet kazanmaktadır. İleri görüşlü önderlerin halkımızın içinden çıkaracağı şüphesizdir. Ancak herkes Türk toplumunun geleceği için gerekli bütün çabayı göstermelidir.

 

11. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Gülistan Sarayında 17-18 Kasım 2007 tarihlerinde yapıldı. Türk Dünyasına seslenirken, “Bugünkü dünya düzeninde başarıyı yakalayabilmenin yolunun tam bir işbirliği ve dayanışma içinde olmaktan geçtiğini” belirten Başbakan Erdoğan, “Biz dayanışma içinde olmazsak halimiz ne olur ? Lime lime ederler.” diyordu.

 

Acaba bu sözler Türk dış siyaseti için yeni bir açılım mı idi ? Önümüzdeki günler ve yıllar bu yönde olumlu gelişmeler olup olmayacağını gösterecek.

 

Başbakan Erdoğan, Türk dünyasının kardeşliğinin köklerini, kadim değerlerinden, derin tarihi, kültürel ve insani bağlardan aldığını söylerken, Aşkabat’tan Taşkent’e, Buhara, Semerkant, Almata, Bişkek, Lefkoşe, Gümülcine, Ankara ve Kerkük’e selam gönderiyordu.

 

XI. Türk Kurultayı, acaba Türk Devletlerini daha yoğun ve çabuk olarak, ilişkilerinin kuvvetlenmesine bir ivme katacak mı ? Türk topluluklarının ve devletlerinin doğal olması gereken bir araya gelmesi fikri, ne yazık ki ülkemizde yaygın olmadığı halde, bu konu Avrupalıların daima kafasında olmuştur.

 

Türkler, tarihi mirasları, engin devlet deneyimi, yüksek millî kültür ve ahlâk ve insan kaynakları ile güçlü bir konumdadırlar.

 

Türk dünyası, Türkiye’nin ve diğer Türk devletlerinin dış siyasetinin öncelikli ve ayrıcalıklı ilgi alanı olmalıdır. Kıbrıs, Kafkasya, ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Balkan Ülkeleriyle ilişkilerin her alanda geliştirilmesi ve derinleştirilmesi, Türkiye’nin temel hedeflerinin başında yer almalıdır.

 

Bir çok aydının görüşüne göre Türkiye’de terörün Batı ülkeleri tarafından bugün desteklenmesinin ardında, Türkiye’nin bu şekilde enerjisinin tüketilerek, olası bir Türk Birliğine gitmesinin önlenmesi düşüncesi vardır.

 

Avrasya jeopolitiğinin merkezinde bulunan Türkiye, bu konumunun sağladığı imkanları, barış ve istikrarın korunması ve bu amaca hizmet edecek iktisadi işbirliği projelerinin hayata geçirilmesi için azami ölçüde kullanmalıdır.

 

Bu amaçla bölge ülkelerine yönelik dış siyasetimizde, kardeşlik temeline dayanan yeni bir Avrasya jeopolitiği üretmeliyiz.

 

Bu bağlamda daha önce de başka yazılarımızda, yapılması gereken bazı girişimleri bir öneri olarak burada da önemle sunmak isteriz.

 

Türk Devletlerinin oluşturduğu topluluğun kültürel, ticari ve siyasi gelişimi için Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenlere ve kardeş Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine özellikle şu çağrılar yapılmalıdır:

 

1-Türk Cumhuriyetleri ve toplulukları arasındaki iletişim ve ilişkilerin kuvvetlendirilmesi amacıyla, her kardeş Türk Cumhuriyetinde bir Türk Dünyası Bakanlığı ‘nın kurulması.

 

2- Türk Dünyası Yüksek Konseyi , Türk Dünyası Parlamenterler Birliği için gerekli adımlar atılması.

 

3-Siyasi partilerin aralarındaki ilişkileri geliştirmeleri ve üst düzey örgütlenmelere gitmelerine imkan ve zemin hazırlanması.

 

4-Türk cumhuriyetleri arasında uygulanan vize ve pasaport uygulamalarına son verilmesi, ve en önemlisi gümrük duvarlarının kaldırılması, serbest ticaret in desteklenmesi.

 

5-Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik bir Türk Dünyası Bankası kurulup, ortak para kullanımı için somut adımlar atılması.

 

6-Türk dünyası arasındaki hukuki ihtilafları çözüme kavuşturmak amacıyla bir Türk Dünyası Adalet Divanı kurulması.

 

7-Türk dünyasındaki okullarda müfredat birliğinin sağlanmasına yönelik bir Türk Dünyası Eğitim Teşkilatının oluşturulması.

 

8-Türk Cumhuriyetleri Bilim ve Kültür Teşkilatı kurulmalıdır.

 

9- Ortak Türk alfabesi oluşturulmak, mukayeseli sözlükler hazırlamak için Türk Dünyası Dil Kurumunun faaliyete geçirilmesi. Türk Dünyası’nın bütün unsurlarını kapsayan bir Genel Türk Tarihi yazılarak, okullarda ders kitabı olarak okutulması.

 

10-Türk Cumhuriyetleri Kütüphaneler ağı ve bilgi iletişim ağı kurulmalıdır.

 

11-Tırmanışa geçen misyonerliğin önüne geçmek ve mezhep çatışmalarını ortadan kaldırmak için Türkçe dini aydınlanma çalışmaları yapılması.

 

12-TRT Avrasya kanalının kültür entegrasyonuna uygun hale getirilerek, bütün Türk bölgelerinden program desteği sağlanması. Bütün Türk topluluklarının kültür ve sanat eserlerinin bütün ülke TV lerinden halka geniş olarak tanıtılması.

 

13-Ortak dil, kültür, sanat ve edebiyat eserlerini teşvik edecek Nobel benzeri Türk Dünyası Hizmet, Edebiyat, Sanat Ödülü kurumlarının kurulması.

 

14-Türk Cumhuriyetinde bulunan bilim adamlarını tek çatı altında toplayacak bir “Türk Dünyası Bilimler Akademisi”nin oluşması için bir an önce Üniversitelerimizin harekete geçmesi.

 

15-Meslek birliklerinin Türk Cumhuriyetindeki meslek birliklerini bir araya getirecek Türk Dünyası Meslek Birlikleri ‘nin kuruluşu için öncülük etmesi.

 

16-Türk dünyasındaki iletişimi kolaylaştırmak amacıyla bir Türk Dünyası Haber Ajansı ve Türk Dünyası Gazeteciler ve Yazarlar Birliği’nin kuruluşu için adımlar atılması.

 

17-Türkiye Türkçesi ile diğer Türk lehçeleri arasında elektronik tercüme sistemlerinin oluşturulması.

 

18-Dünyanın neresinde olursa olsun Türkoloji konusunda mevcut ve kurulmakta olan ve yeni kurulacak veri tabanlarının birleştirilmesi ve bu konudaki veri tabanı nın sürekli geliştirilmesi ve yararlanmağa sunulması sağlanmalıdır.

 

19-Türk Dünyasının geleceği ile ilgili ortak stratejiler belirlemek ve çözüm aramak üzere bir Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü kurulması.

 

20-Türk Cumhuriyetlerinde değişik Meslek Odaları arasında iletişimin sağlanması. Kongrelere ağırlık verilmesi.

 

21- Meslek Odalarının kurulması

 

22-Türk dünyasında her iki yılda veya dört yılda bir Türk Dünyası Spor olimpiyatları düzenlenmesi.

 

23- Ticari nakliyat ve yolcu ulaşım ağının geliştirilmesi

 

24-Bütün Türk cumhuriyetlerinde her ülkeden sanatçıların katılacağı Türk Dünyası müzik şölenleri , konserler yapılmalıdır.

 

25- Türk Dünyası Enerji Konseyi kurulmalıdır.

 

Bütün bunlar Türk insaninin, en tabii “insan hakları” talebidir. Bu istekler bütün Türk Devlet Hükümetlerinin öncelikli görevi olmalıdır. (1) Bu yönde çalışmaları hızlandırmak için, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve KKTC’den gelecek yapıcı önerileri desteklemeliyiz.

 

Bu kültürel düzenlemelerin insan hakları gereği olduğu düşüncesindeyiz.

 

Dr Akif POROY 

 

22.08.2021

 

 

Önemli NOT ; Yazıyla ilgili ayrıntıyı Akif Poroy’un Say Yayınlarından 2007’de çıkan “Uyan Artık Türkiye” kitabında bulabilirsiniz. Kitapçılardan isteyin ısmarlayın.

 

(1) Poroy, A.Akif: Uyan Artık Türkiye, Say Yayınları, s:292-293, İstanbul, 2007

 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.