HAYATTA GÖREBİLDİKLERİMİZ

HAYATTA GÖREBİLDİKLERİMİZ

Bir eseri yaratan sanatkar,mühendis,müzisyen  doğanın tesiri ,etkisi altındadır,etki altında kalmaz ise o eseri yaratan ruh yağmura susamış çorak bir tarladır,insanın içindeki coşkuyu uyarmak için küçük bir temas,ahenkli bir ses gerekir. 

 N.Hikmet diyor ki ;  ''Bir çocuk gibi şaşarak yaşamak gerekir hayatı''. Çünkü çocuk hayatının ilk evrelerinde ruhunun saflığı, masumluğu, ahlaki temizliği içinde hayatı hayretle izliyor, demek ki insanlar hayatı böyle yaşıyorlar diyerek hayret ediyor.

Dünyayı tanıyınca dünyada çok değişik renkler, duygular, sesler olduğunu çok değişik milletler, değişik diller ve yaşanmış acı tatlı bir hayatlar olduğunu anlıyor.

 

Halkların müzik eşliğinde kaynaşması bir büluğ  taşkınlığına ne kadar benziyor. Arzunun bir dünya sevgisi haline gelmesi kabına sığmayan bir haykırış, titrasyonda son damlada renk değiştiren maddenin gücü işte budur, dünya halklarının birliği beraberliği.
Dünyaya çok yukarıdan bakınca insan eserleri arasındaki farklar azalır, müzik , sanat birbirine  karışır  ve doğanın geniş ritmi içinde erir  gider . İnsan yinede kendi ait olduğu milli duygularını tamamen kaybetmediğini anlıyor. Jan Joures  diyorki ''Enternasyonalizm ile milliyetçilik arasında çok ince bir çizgi vardır''.  İnsanların gönlü bir su birikintisi olmamalıdır. Okyanus gibi genişlikde olmalıdır, bir damla kir ile kirlenmemelidir. Evrensel müzik , sanat işte bu okyanustaki insan gönlü, duygu ve düşüncelerini bizlere ulaştırıyor, bizlere dinletiyor, bizleri birleştiriyor.

Şeyh Bedrettin'in dediği gibi hayatı dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı sananlar bizleri anlıyamazlar. Bizler ;  bir gezegenler, yıldızlar  ve sistemler yapısının aşamalı ilişkisine bağlı ilk parçalarını görüyoruz. Tanrı bize bu sonsuz aşamanın ilk bölümünü göstererek  bütünün nasıl düşünülmesini gerektiğini bu dünyada gösteriyor .  İnsanlara verilen bu idrak kendilerini meydana getiren maddelerin kusursuzluğunu , bu maddeleri içeren niteliklerini henüz yeni yeni  anlıyoruz.

İnsanların yazdığı şiir de, şarkıda , türküde, deyişlerde açık veya gizli bir mana vardır. Halklar bu manayı basit bir gözlem veya kozmolojiden alabiliyorlar. İşte bu doğrudan zekaya insanların gönüllerine hitap ediyor.
29.03.2020
ERTUĞRUL  ÖZBAĞ
Em. Kimya Yüksek Mühendisi
Hacettepe Üniversitesi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

8 Yorum

Ayla

Ayla

29 Mart 2020
Keşke her zaman bir çocuğun saflığı ve masumiyeti ile yaşayabilseydik. Sahtelikten uzak bir dünyaya sahip olurduk belki..
Sonay Ovissi

Sonay Ovissi

29 Mart 2020
Harika bir paylasim olmus Ertugrul bey. Emeginize saglik. Hayat dedigimiz sey yasadiklarimiz yani kendi mutlulugumuzu ve kendi uzuntumuzu kendimiz yaratiriz. Guzel olan sadece saf ve kosulsuz sevmektir. Tesekkurler
Nilgün tezer

Nilgün tezer

29 Mart 2020
Ertuğrul bey, Kaleminize sağlık, Yeni yazılarınızı heyecanla bekliyoruz...
Erdoğan KOCAATA

Erdoğan KOCAATA

16 Nisan 2020
Keşke herşey çocukluk çağımızdaki gibi olsa....
Erdoğan KOCAATA

Erdoğan KOCAATA

16 Nisan 2020
Keşke herşey çocukluk çağımızdaki gibi olsa....
Ayşe Sakallı

Ayşe Sakallı

16 Mayis 2020
Tebrikler Ertuğrul Bey. Yaşamın anlamı, farklı kültürlerin ve öteki olanın kabulu üzerine çok güzel bir yazı olmuş. Yazılarınızın devamını bekliyoruz.
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

23 Mayis 2020
Tebrik ederim yazılarının devamını bekliyorum
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

23 Mayis 2020
Eğer dünyada tek bir konuşulsa, tek bir din olsa ve tek bir millet olsa dünya çok sıkıcı olurdu, Dünyamızdaki ırk, dil, din, kültür zenginliği, kültürler arasındaki etkileşim hayatı yaşamaya değer kılıyor. Dünya insanı olmak ve öyle yaşamak lazım. Yaşarken de aynı çocuk gibi anda kalarak, herşeye merak duyarak, öğrenerek, herşeye sevinç katarak yaşamak lazım!!En büyük mutluluğun öğrenmek olduğunu hiç akıldan çıkarmamak gerekir. TEBRİKLER!!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.