Geçenlerde kızımla tatlı sohbetlerimizden birinde ona sordum: Sence dünyadaki en güzel yemek nedir? Bence ‘’Çorba’’ dedi. Hiç böyle düşünmemiştim, bana ilginç geldi! Çünkü bana göre çorba, yemek bile değildi. Bir giriş yemeği yada yemeğin tamamlayıcısı idi. Neden böyle düşündüğünü sorduğumda ise verdiği cevap daha da ilginçti benim için…
Çorbayı bir yemek olarak basite indirgememi söyledi ve detaylı anlattı;
Çorba; bebekken, anne sütünden katı besine geçerken bir basamaktır.(diş gelişimi yeni yeni başladığında)
Çorba; yaşlandığımızda ise harika bir komple besindir.(diş gelişimi eksilerde olduğundan
Çorba; üşüdüğümüzde içimizi ısıtmak içindir. (pul biber, baharat takviyesi ile)
Çorba; sıcakladığınızda ferahlamak içindir. (soğuk ayran aşı çorbası, İspanyolların Gazpacho çorbası…)
Çorba; bir kemiğimiz kırıldığında ilk akla gelendir. (kelle paça çorbası)
Çorba; hasta ziyaretinde götürmek için ilk akla gelen yemektir.
Çorba; midemiz ağrıdığında, boğazımız ağrıdığında vs.. harika şifadır. (tavuk suyuna çorba)
Çorba; zayıflamak isteyenlerin başvurduğu ilk yemektir. (yağsız sebze çorbası, lahana çorbası kürü…)
Çorba; Anadolu’nun bağrından kopmuş şifadır: Tarhana!
Çorba; Akşamda kalma tabiri ile içkiyi fazla kaçırınca başvurulandır. (işkembe çorbası)
Çorba; İçine konulanlarla tam bir besindir: tavuk suyu, kemik suyu, balık suyu…
Çorba; Kahvaltı etmenin yaygın olmadığı Anadolu’nun bazı yörelerinde, çorba ile güne başlanır.
Çorba; yöresel kültürdür: lebeniye, tutmaç, beyran, arabaşı, yuvalama, keşkek, ovmaç, toyga, mahluta, andaloz, … …
Bunları bir çırpıda sıralayınca daha da ilgimi çekti ve biraz araştırdım. Kökeni Sanskritçe’den gelen İngilizce çorba (soup) kelimesi, ‘iyi beslenme’ anlamı taşır ve binlerce yıllık tarihinden günümüz kadar çorbanın beslenmede ne kadar büyük önem taşıdığını sembolize eder.
İnsanın yemek pişirme tarihiyle beraber ortaya çıkan çorbanın şifasından hala yararlanıyoruz. Evde çorba varsa her şey yolundadır! Yapması kolaydır; nerede olursanız olun evde gibi hissettirir çorba, üstelikle de şifalıdır!
Çorbanın güzelliği, her malzemenin istediğimizde bir çorbaya dönüşebilmesidir. Bir de mutfak kültürümüze girmiş ne de çok çorba ile ilintili terim varmış; Çorba kaşığı, çorba kasesi, çorba kepçesi, çorba tenceresi, çorbalık kemik, …
Çorba yapmak, sadece karnımızı doyurmaya yaramıyor, bir nevi terapi görevi de görüyor. Stres yüzünden donuklaşmış duyularımız çorba yaparken aktive oluyor; beş duyumuzu da kullanıyoruz.
Montaigne der ki; Çorba denilince, kral da, dilenci de aynı iştahla acıkırlar. Eveeet bu kadar çorba-sal konudan sonra çok severek yaptığım ‘balık çorbası’ tarifi ile sizlere veda ediyorum.
Çorbanın her türlü şifası üstünüzde olsun…
Balık Çorbası
½ kg. beyaz etli bir balık (tercihen iskorpit yada lipsoz, yoksa levrek)
1,5 lt.su içine; balık, birkaç tane karabiber, 2 defne yaprağı, küçük bir soğan koyup balık eti iyice dağılana kadar pişirin. Sonra suyunu süzün, bir kenara ayırın.
Balık etlerini de kılçık vs. temizleyip ayırın. Geniş bir çorba tenceresinin içine biraz tereyağı, biraz da zeytinyağı koyup kızdırın. 1 havuç rendesi, 1 patates rendesi, 2 adet ince doğranmış kereviz sapı Yağda çevirelim. Üstüne 2 kaşık un. Biraz kavurduktan sonra üstüne balık suyumuzu, yarım limon suyu, yarım limon kabuğu rendesi ile sebzeler yumuşayana dek kaynatalım. Tuz, karabiber, pulbiberini ekleyelim. Haşlanıp, ayıklanmış balığımızı ekleyelim. En son olarak üstüne çok ince kıyılmış maydanoz, dereotu, kereviz yaprağını da ekleyip, bir taşım kaynatıp altını kapatalım. Şifa olsun!...
Nilgün TEZER
11.01.2021
10 Yorum
Ebru
11 Ocak 2021Pınar
11 Ocak 2021Ümran özbey
11 Ocak 2021Ayla
12 Ocak 2021TANJU ÇIĞRANIŞ
12 Ocak 2021Serdar Taştanog
12 Ocak 2021Suna Gülgüden
12 Ocak 2021Halit Çalışkan
12 Ocak 2021Nurdan Erakıncı
13 Ocak 2021ERTUĞRUL ÖZBAĞ
14 Ocak 2021