Orta Anadolu’muzun tarih dolu şehri Eskişehir’in Odun pazarı semtinde doğdum. 5 yaşında ayrıldım. Annemin eve gelin geldiği 90 yıl bizim bildiğimiz, Dedemlerin yaşadığı İnönü savaşı, Çanakkale savaşında cepheye gidişleri hep bu tarihi evimizden olmuştur. Çok anılar barındırır. Sülalemizin çoğu evimizi bir başka severler. Benim salıncak kancalarım tavanda halen durur. Babamın işi sebebi ile İstanbul ‘a gelince çok küçük ayrıldım. Tabii fırsat buldukça hep gittik. Bu yüzden küçük ayrılmama rağmen çoğu anılar hafızamdadır. Babam sosyal ve ileri görüşlü biriydi. Sülalemiz dayı, amca, enişte olarak çok severler sık sık bizde toplanılır yemekler yenir, müzik dinlenir, sonucunda Odun pazarından tepsiler ile dondurma ve meşhur met helvası gelirdi. En sevdiğim ve hep gözümün önündeki andır. O zamanki çehre şu anda çok sirkülasyona uğramadan dokusunu korudu. Tarihi değeri anlaşılıp Odun pazarı evleri olarak tanıtıldı.
Eskişehir’e tren ile ulaşılıp istasyondan yukarı çıkınca bu güzel evler karşımızda olur. Gezi hemen yanında Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in kendi sanatı ile yaptığı balmumu müzesi başlar. Ben ilk açıldığı yıllarda görmüştüm şu an 160’ ı aşan heykel bulunmakta. 100m. Sonra ATATÜRK’ÜN bazı eşya ve eserlerinin bulunduğu Cumhuriyet müzesi var. Odun pazarı evlerine girişte Mal Hatun heykeli görünür.
Yolun başından yukarı bakınca kurşunlu camii 500 yıllık tarihi ile ben ayaktayım der. Eskişehir’ in yeraltındaki su borularının buz tuttuğu soğuklarda caminin suyu akar buradan evlere su temin ederlermiş. Böylede bir nimeti var. Caminin bahçesine çıkarken sıralanmış evlerde kafe, çiğ börek, yemek yerleri bulunur. Camiden sola doğru 1oom. Yürünür ise Kırım Tatar çiğ börekçi bizi bekler. Caminin bahçesinde cam müzesi bulunur. Bu resimlerin çoğu kendi çektiğim kareler. Yukarıdan bakışta Eşref Kolçak aşağıdan at ile gelerek camdan bakan Selda Alkor ‘a bir şeyler söylediği film sahnesini hatırlıyorum. Meydanda bulunan odun dolu at eskiden burada odun pazarı kurulduğunun sembolüdür. Bir resim mutlaka alınır. Bizim evimizde at’ın bulunduğu yerdedir. Camiden aşağı sol taraftan inerken Atlhanı el sanatları müzesine girip her türlü hediyelik eşya cam, tesbihler özellikle lületaşından yapılanlar ilgi çekmekte. Bu arada Eskişehir’de ilk lüle taşı ihracatını yapan bayanlar için aksesuar tasarlayanlar halen odun pazarında evlerimizin yan yana olduğu komşularımız tarafından yapılmıştır.
Okuduğunuz gibi çok tarih barındırıyor. Bu sadece evimizin çevresini anlatabildim. Belediye Başkanı uzun yıllar yurt dışında yaşamış Eskişehir’e gelince bu şehri Viyana gibi yapılandıracağını söylemişti. Tarihimizin değerlerini heykeller ile unutturmadı. Sosyal alanlar, betondan uzak parklar, bahçeler ile tarihi şehri betondan koruduk. Odun pazarının tepe noktasında şelale park’ta bir mola verip şehre kuşbakışı bakılır.
Eskişehir’in merkezinde Adalar, sazova parkında mavi şato porsuk ‘ta tekne gezintisini anlatamadım. Covid Eskişehir de verilecek konser organizasyonunu engelledi. İnşallah sağlıklı günlerde sanal değil canlı konserimiz ile gezmemizi yaparız.
Ümran ÖZBEY
22.05.2021
Yazarın Diğer Makaleleri
- 02 Subat 2022 UĞUR MUMCU İLE TANIŞMAK
- 22 Mayis 2021 MANTOLAMASIZ SICAK EVLER
- 09 Nisan 2021 NOTALARIN ADRESİ
- 20 Subat 2021 BAKKALIM
- 08 Ocak 2021 ANNE BABA OKULU
- 24 Kasim 2020 İPİMİZİ ÇEKMEYELİM
- 19 Agustos 2020 AYSTİ VE ŞIVEPS
- 11 Temmuz 2020 ÖĞRETMENLİĞE DİRENİŞİM
- 23 Haziran 2020 ÇİVİLEME
- 18 Haziran 2020 BEN ÜMRAN ÖZBEY
5 Yorum
Ayla
22 Mayis 2021Gonca
22 Mayis 2021ERTUĞRUL ÖZBAĞ
23 Mayis 2021Mukaddes YANAR
24 Mayis 2021Nurdan Erakıncı
30 Mayis 2021