DÜNYANIN DİLİ CANDAN GELİR

DÜNYANIN DİLİ CANDAN GELİR 

 

Can  boğazdan gelir; dilimiz de candan gelirse anlam kazanıp aracılık görevini yerine getirir.  Kalplere en hoş dokunmalar,  candan sözler, doğal ve içten gülümsemelerle hayat bulur.Sevgi dolu kalpler ve temsilcileri diller dur,durak bilmezler. Haksız değiller;keyifle gidilecek  dünyanın yolu var önlerinde.Dil, tükenmeyen bir hazine olduğu kadar yanlış yola girdiğinde çaresiz kalan bir derttir .Her ciddi hatası,ağzı olup dili olmayan o güzelim gönlün başına telafisi olmayan sorunlar açabilir. Hayatımız  ve dilimiz öylesine uzun ,insanlar  da  öyle çok ki, konuş  konuş ,yaşa yaşa bitiremiyoruz .Dilin ulaşamadığı ,kalbin giremeyeceği insan ve mekan yoktur. Ne kadar açmışız meğer konuşmaya ,yaşamaya. Laf koleksiyonumuz da hayli zengin olduğuna göre yolcu söz ,akacak laf ,içimizde kalmamalı ! ,zamanla çürüyüp kangrene dönüşmemelerine dikkat edilmeli. ;dilin zehirliyse insanlara  bulaştırma hakkın yok. Dil gönülleri kazandığında gerçek sanata dönüşür.Bir kalp kırılmasın diye bir başkası kırılabilir mi?Bir can yaşasın diye bir başka cana kıyılabilir mi?Zaten hangimizin kalbi kırık değil ki, herkesin öyle böyle bir kaç kırık çıkık olayı vardır.

 

Canın gibi sevdiğinin yakma canını, acısı fena çıkar.Hatta çıkmaz ,yerleşir içine,canının en derin yerine .“

 

Daha çok kalp incitmemek için bir yaştan sonra insan tanımamız doğal yolla  kısıtlanır, sayısız abukluklara tanık olan  bünyemiz artık kaldıramaz noktaya gelir .Belki de tanımaktan ısrarla kaçıp bir türlü buluşamadığımız kişiler resmen şerrimizden korunmaktalar yaradanımızca.Ya da incinmemek için biz onlardan korunuyoruzdur.Öyleyse tahammülümüzün bittiğini  hissettiğimiz anlarda birilerini tanımadığımıza hayıflanmayıp tersine bunun hayrını düşünebiliriz.Bu gibi durumlara maruz kaldığı için sözlerini kalemlere döken çok kişi olduğunu biliyorum. Beni tanıdıklarını sanıp aslında hiç tanımadıklarını gördüğüm birilerine kendimi kanıtlamak için değil sadece ağıt yakmak için can havliyla kalemime sarılanlardan biriyim.. İnsan dili yalan söylese de kalp onaylamaz, dilin sesi kesilinceye kadar.O zaman kalbin haklılığı konuşmaya başlar, dünyanın en muhteşem renk zenginliğinin ,“tek yürek ,ve tek renk” olarak sadece onda bulunmasının verdiği yetkiyle: Kalem onun  en gönüllü temsilcisi sözcüsüdür.. Bu nedenle yazarların en uğrak yerleri, favori mekanları kalplerdir. .Gerçek niyet sadece orada  ikamet eder, gönülden gelmeyen  hangi söz istediğiniz kadar döktürse de ne kadar güvenilir olabilir? Kalbimiz ;canımız ,her şeyimiz .Onun Uğruna yaşar, uğruna ölürüz ,kalp hastaları da kalpten gitmezler mi? Sevginin ödülünü , bedelini onunla  alır, öderiz.O nedenle hep kalb(imin) hastasıyım.. 

 

Kalbini dinleyen kendi dünyasını, dışarıyı dinleyen başkalarının dünyalarını  dinlemiş olur.

Doğallık ,samimiyet inanç ve gülümseme insanın kendini sessizce ifade edebildiği en güzel ve anlamlı  dillerden olup öğretiyle  ya da ,çalışarak edinilemez ;hissiyat ve  ilham gücü  mutlak devreye girmelidir. 

İnsan,  içinde olanı içtenlikle yazar, dışındaki ise  sadece  detaylı  bir tasvirden ibarettir.*

 

 SEVGİYLE KALIN.. 

 Mustafa KIRAN 

12.11.2020

1 Yorum

Suna Gülgüde

Suna Gülgüde

12 Kasim 2020
Kesinlikle sözlrtinize katılıyorum insan jiç konuşmadan sevgisini yüxü, gülimseyişi ve gözleriyla karşısındakine aktarır. Dillerini negatif bir şekilde kullanan, sizi yaralayan indanlardan kaçmak gerekir. Anneannem bize bilin bakalım "Dil mi güzel yoksa dilber mi güzel?" diyd sorar ve sonra da tabii ki dil güzel derdi. Çok güzel olup da karlar kraliçesi gibi buz gibi konuşan, size hiç sevgi ve duygu germeyen çok insan tanıdım. Oysa tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır. Tatlı dil etrafa neşe ve sıcaklık saçar. İşte hepimizin ihtiyacı bu!! Ruhumuzu besleyen, bize yaşama sevinci veten SEVGİ!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri