ÖĞRENMENİN KUTSALLIĞI VE MEDENİYETİ

ÖĞRENMENİN KUTSALLIĞI VE MEDENİYETİ  

Eğitim, medeniyet,insanlık, dostluk bazen burnumuzun dibinde,bazen de uzanılamayacak kadar uzakta.Her şey öylesine kafalarda beyinlerde ki.. Peki bunları beyinlerimize yerleştirip akıllarımızın o  doğrultuda çalışmalarına neden olanlar kimler? Ailemiz ve öğretmenlerimiz elbette. Gözümüzü onlarla açmadık mı bu garip ,çileli , acımasız , sertliği çok daha ön planda yer alan tatlı sert dünyaya? Evimizden ailemizden ilk uzaklaştığımızda , ve henüz bu hayatın toy acemileriyken ,bakışları ,gülücükleri sevecenlikleri ve şefkatlariyle bizi kucaklayıp koruma altına alan ,ilk medeniyeti , sımsıcak dostluğu ,çocuk olmanın dayanılmaz hafifliğini ,keyfini  bize öğretip aşılayan ,okulumuzu çiçek gibi süsleyen tatlı öğretmenlerimiz değil mi? Daha ders branşlarının bile  ne anlama geldiğini bilmeden ilk tanıdığım ve hiç unutmadığım öğretmen kim peki ? Güler yüzüyle  hep gözlerimin önünde olup sesini  hiç unutmadığım Şişli Terakki Lisesindeki rahmetli sınıf öğretmenimiz Feriha Hoca benim belleklerimden nasıl çıkabilsin ki? Nişantaşında evlerimiz yakın olduğu için 4. kattaki apartmanımızın penceresinden dışarıyı seyrettiğim zamanlarda sık sık gördüğüm dünya tatlısı bu hocamı unutmam mümkün olabilir mi acaba ? Çoğu zaman da bununla yetinmeyip canım hocam da beni görsün,birkaç cümlecik tatlı tatlı sohbet edelim  diye annemden izin bile almadan soluğu asansörde alıp hocanın yoluna çıkarak “ce-eee “dercesine  sürpriz yapışımı nasıl unutabilirim?Hele ilkokul 5. sınıfta sömestr tatiline  karnemde kocaman bir “ teşekkür” almış olarak girdiğimde nefes nefese koşup yolda yakaladığım sevgili Feriha Hocama  “ Hocam bana teşekkür etmişsiniz, ama ben teşekkür edilecek bir şey yapmadım ki, esas ben size teşekkür ediyorum, benimle bu kadar uğraşıyor, ilgileniyor, kahrımı çekiyorsunuz “ dememden sonra hocanın kahkahalarla gülüşünü nasıl unutabilirim? Bu durumda  yılda  tek bir gün hatırlayıp öğretmenlerimize  teşekkür etmemiz  yeterli mi ,özellikle “bana bir söz öğretenin kulu kölesi olurum” deme yüceliğini gösterebilen bir atasözünün anayurdunda yaşıyorsak?Bizler böyle sevdik ,böyle bağrımıza bastık öğretmenlerimizi, esas onların bizi bağırlarına bastıklarını gördüğümüz ve daha da önemlisi annemizden babamızdan onların tartışmasız sevgi ve hürmete layık olduklarını sadece sözlerle değil davranışlarla da  tanık olduğumuz için. Bu nedenle meslekleri öğretmenlik olsun olmasın, büyüklüğün ne denli büyük  olduğunu bize öğreten tüm büyüklerimize şükran borçlu olduğumu özellikle insanlığa saygı ve seygiye büyük bir açlık duyduğumuz bu devirde o kadar daha  iyi anlıyorum ki.  

MUSTAFA KIRAN.. ÖĞRENMENİN KUTSALLIĞI 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri