Akıl Zekâdan Üstündür

Zekâ, karmaşık bir nesnenin ayrıntılarını görebilme, zemin şekil ilişkisini ayırt edebilme, benzerlik ve farklılıkları doğru olarak algılayabilme ve eldeki problemi hızlı bir şekilde çözebilme yetisine verilen isimdir. Bir insanın zekâ düzeyini saptarken doğru sonuca ne kadar kısa sürede ulaşılabildiğine bakılır. Bu bakımdan IQ (Intelligence Quotient) denen zekâ testleri belli bir süre tanır ve bu sürede en çok doğru yanıtı bulanlar en zeki insanlar oldukları kabul edilir. Ancak bu testlerde iyi sonuç alanların yüksek zekâlı olduklarını sanmak yanıltıcıdır. Zira testlerle hiç karşılaşmamış olan kişi ile bu testlerle defalarca karşılaşıp çeşitli düzeyde onları çözmüş kişi bir değildir. Deneyim ve tekrar sayesinde insan öğrenir ve bu sayede testlerde başarı oranı artar. Ancak insan tekrarla zekâsını değil, hafızasını (belleğini) geliştirmiştir.

Günümüzün eğitim sistemi, hem Türkiye’de hem de batı ülkelerinde, zekâdan çok hafızayı geliştirmeye yöneliktir. Okulda başarılı çocuklara “hafız” veya “inek” lakabı takılması bu yüzdendir. Ancak kabul etmek gerekir ki zekâ doğuştandır, gelişmez. Ya vardır ya yoktur. Eğitim sadece belleği geliştirir. Zeki insanlar hızlı düşünüp hızlı karar verebilirler. Günümüzün batı kültürü hız üzerine kuruludur. Bilgi de artık ışık hızında bir yere nakloluyor. Gençlerin pek meraklı oldukları bilgisayar oyunları hızlı karar vermeyi gerektirir. Hızlı karar vermenin sonucu ise hızlı sonuç elde etmek ve bir konuya odaklanmadan hemen ilgiyi kaybetmektir. 

Bu tarzda yetişen bir genç yetkili bir konuma geldiğinde hızlı karar vermeye devam edecektir. Uzun uzun düşünmeden aldığı kararların ne gibi yan etkileri olabileceğini ve ne gibi zararlara yol açabileceğini hesaplamadan bir an önce sonuca ulaşma arzusu büyük zararlara neden olabilir. Nitekim askeri güçlü ülkeler arzu ettikleri sonuçlara ulaşmak için daha güçsüz ülkelere büyük zararlar vermekte ve bundan zerre kadar sorumluluk duymamaktadırlar.

Gittikçe gelişen yapay zekâ ile çalışan uzaktan kumandalı elektronik aletlerle ve insansız araçlarla yapılan savaş insan faktörünü ortadan kaldırmaktadır. Bir ekran başında oturan kişi binlerce kilometre ötedeki bir insansız aracı yönlendirerek pek çok insanın ölümüne neden olabilmektedir. Yapay zekâ ile çalışan sistemlerde akıllı düşünmek, vicdanlı olmak ve yan etkileri hesaplamak yoktur. Geçerli olan sadece verilen emirleri uygulamaktır. Yapay zekâ ile donatılmış robotlar ilerde dünyayı yönetmeye başlarlarsa insanların ciddi sorunlarla karşılaşacakları kesindir. 

Zekâdan farklı olarak akıl, bütünsel düşünmeyi gerektirir. Akıllı insan alacağı kararların uzun vadeli sonuçlarını hesaplayan, ince eleyip sık dokuyarak acele karar vermeyen insandır. Arapça kökenli olan akıl sözünün dilimizdeki karşılığı “us” sözüdür. Sakin olmayı içeren “Us-lu” sözü de “akıl-lı” demektir. Çocuklara “Uslu ol” dendiğinde, “Sakin ol, aklını kullan” şeklinde bir ikazda bulunulmaktadır. Akıllı düşünmenin mantığı bütünleyici “Hem-Hem” mantığıdır. Hem-Hem mantığı “veya” yerine sadece “ve” ile önermeler kurar. Zira “veya” ayırımcı “ve” ise birleştiricidir. Teknik ve teknoloji üretmede Ya-Veya mantığı geçerli olsa da, insan ilişkilerinde ve insan-doğa etkileşimlerinde Hem-Hem mantığı ile düşünebilmek önemlidir.

Yönetici durumunda olan insanların zeki olmaktan çok akıllı davranmalarında fayda vardır.

Doç. Dr. Haluk BERKMEN

08.08.2021

1 Yorum

Ayla

Ayla

07 Agustos 2021
Zeka aklı kullanma biçimidir düşnürdüm hep. Aydınlatıcı bilgileriniz içğn teşekkür ederim

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.