Tarihe Bütünsel Bakmak

“Bağlantısal Bütünsellik” başlıklı yazımda “Batı kültürünün ayırımcı bakışı bir yandan pozitif bilimleri, teknik ve teknolojiyi geliştirirken diğer yandan insanların geniş açılı bütünsel ve bağlantılı düşünmelerini de önlemiştir” demiştim. Batının ayırımcı bakışını sadece teknik ve teknolojide değil, tüm sosyal bilimlerde ve özellikle tarih biliminde buluyoruz. Tarih, insan topluluklarının belirli zamanlarda yaptıkları savaşlardan kaynak göstererek söz eder ve olayları sebep-sonuç ilişkisi içinde yorumlar. Bu tanıma göre Tarihçi denen kişi yazılı kaynaklara dayanırken olayları açıklamak için kişisel görüş ve kişisel yorumlar yapması, Tarih bilimini büyük çapta sübjektif (kişisel) ve tarafgir yapar. “Tarihi galipler yazar” sözü doğrudur; zira Tarih yazan batılı kişiler kendi toplumlarının kültür ve ideolojisini yücelterek “etnosantrik” (bağnaz) davranmışlardır.

M.Ö. 484 ile M.Ö. 425 yılları arasında yaşamış olan Tarihçi Herodot, olayları anlatırken hikâye ve destanları katmış, kişisel görüşlerini içeren Tarih anlatımından dolayı kendi döneminde bile büyük tenkitlere uğramıştır. İslam dünyasında tarafsız Tarih yazan, yer ve zaman belirterek sebep-sonuç ilişkilerini inceleyen kişi M.S. 1332 ile 1406 yılları arasında yaşamış İbn-i Haldun’dur. Onun Mukaddime adlı eseri sadece bir tarih kitabı değil, aynı zamanda bir “tarih felsefesi” yorumudur. Ancak hem Herodot hem de İbn-i Haldun kendi coğrafyalarına eğilmişler Tarihe yerel olarak bakmakla yetinmişlerdir.

Her ne kadar Tarihçi olmasam da Tarih olgusuna geniş bir açıdan bakmaya çalışmış ve bütünsel bir yaklaşımla toplumları incelemiş olan bir kitabım var. “Asya Kültürünün Dünyadaki İzleri” başlıklı bu kitabımda Asya kökenli bir kültürün dilinden, mimari eserlerinden, inanç sisteminden ve dünyaya yayıldıktan sonra günümüze kadar ulaşan izlerinden söz ettim. Kitap insanların neden Afrika’dan çıkmak zorunda olduklarını yorumlayarak başlar ve Asya’ya nasıl ve ne zaman ulaştıkları ile devam eder. Kitapta Asya’nın kutsal hayvanlarından, insanların inançlarından ve inançlarına bağlı simgelerden de söz eder. Böylece bütünsel bir bakışla hem Tarih öncesinden (prehistorya’dan) hem de Tarih içinde birbirleriyle olan bağlantılarından söz eder. Kitapta ileri sürülen savları destekleyen birçok eserden alıntılar aktarılmıştır. Ayrıca 102 adet kaynak isimden yararlanılmıştır. Tüm bu 102 araştırıcı kişilerin isimleri kitabın sonunda yer almaktadır. Kitapta pek çok renkli resim, grafik ve tablo bulunmaktadır.

Kitapta adı geçen kültürlerden ve dillerden bazıları şunlardır:

Japonlar, İskitler, Uygurlar, Göktürkler, Etrüskler, Osklar, Hititler, Likyalılar, Frigler, Amazonlar, Yunanlılar, Romalılar, Makedonlar, Dorlar, Sümerler, Kadim Mısırlılar, Hintliler, Kuşhanlar, Alanlar, Keltler, Vizigotlar, Ostrogotlar, Vikingler, Piktler, Macarlar, Mayalar, Kuzey Amerika Kızılderilileri, Toltekler, Aztekler, İnkalar.

Tüm bu kültürlerin Asya kökenli diller konuştukları ve zamanla dillerde farklılaşmalar olsa da, hepsinde ortak bir kaynaktan türemiş sözcüklerin bulunduğu çeşitli örneklerle gösterilmiştir. Kitabın amacının Tarihi batılı bağnaz bakıştan kopartarak, olay ve olgulara bütünsel bir bakışla yaklaşmak olduğunu söyleyebilirim.

Doç. Dr. Haluk BERKMEN

14.09.2021

2 Yorum

Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

14 Eylul 2021
Haluk Bey yazfığınız kitabınızdan ötürü sizi tebrik ederimm ve çok okumak isterim. Eminim bana çok geniş bir vizyon kaxandıracak ve bilgilerime bilgi katacak!
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

14 Eylul 2021
Haluk bey "tarihleri galipler yazar" bilgisi çok doğru güzel yazınız için kutlarım

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.