Birlik ve Beraberlik

6-Şubat-2023 günü ülkemizin güneydoğu illerini etkileyen korkunç deprem güncelliğini korumaya devam ediyor. Deprem kritik noktada yer tabakalarının birbirlerini itmesi sonucu oluşan doğal bir afettir. Depremden sonra insanların depremzedelere yardım etmek için ellerinden gelen her türlü maddi ve nakdi yardımlarda bulunmaları birlik ve beraberlik ruhunu tazelemiştir. Birlik ve beraberlik güç oluşturuyor ve farklı yaşam tarzı ile inanç takıntılarının ne kadar önemsiz olduklarını gözler önüne seriyor. Depremden sonra oluşan birlik ve beraberlikten bir ders çıkarmamız gerekir. O da kısa vadeli çıkarların hem kendimize hem de çevremize zarar verdiğidir. Bina inşa eden yüklenici daha ucuza mal olsun diye, sağlam ve dayanıklı bir yapı için gerekli malzemeyi kullanmazsa ilerde bina çöktüğünde hem insanların ölümüne neden olacak, hem de kendisi sorumlu olduğundan hapse girecektir. Demek ki, yetki ile birlikte sorumluluk da olmalı ve yetki alan kişi aldığı her karardan sorumlu tutulmalıdır. Depremden çıkarılması gereken önemli bir ders, ayırımcı “ya-veya” mantığının insanlar için geçersiz olduğudur. Ayırımcı mantıkta sen-ben, biz-siz ayırımı olduğundan bu mantık insanın egosunu, “çıkarcı benliği” ön plana çıkarır. Oysaki birlik ve beraberlik olduğunda sadece “biz” önem kazanır. “Ne sen ne ben, hem sen hem ben” şeklinde düşünen insan ayırımcı mantığı değil, hem-hem mantığını kullanır. Birlikte olabilmek için duyguları düşüncelere ortak etmek ve ayırımcı düşünmemek gerekir. İnsanlar genelde bir felaket ile karşılaştıklarında hem-hem mantığıyla düşünüyor ve olayları değerlendiriyorlar. Felaket yaşayan insanlar bir anda, ayırımcı bakışı ve mantığı terk edip gözlemci ve seyirci kalmak yerine katılımcı ve destekleyici olmayı seçiyorlar. Eski bilgeler insan aklını iki sınıfa ayırmışlardı. Biri “Akl-ı Maaş” değeri “Akl-ı Maad”. Akl-ı Maaş kısa vadeli çıkarını , gündelik kazancını hesaplayan akıl türüdür. Bu aklın kullandığı mantık, sorumluluk almayan ve kısa vadeli çözümler arayan, ayırımcı ya-veya mantığıdır. Akl-ı Maad ise sorumluluk alan, uzun vadeli çözümler arayan ve hem-hem mantığını kullanan insanların aklıdır. Depremin yaraları elbette ki sarılacak, yıkılan binaların yerine daha sağlam yenileri yapılacaktır. Fakat önemli olan günümüzde yaşadığımız birlik ve beraberlik ruhunu sürdürmeyi başarabilecek miyiz? Olay bittikten ve gündelik yaşam normale döndükten sonra eski alışkanlıklarımıza dönüp gene ayırımcı ya-veya mantığı ile mi düşünmeye devam edeceğiz? Yine kısa vadeli çözümler peşinde koşup, gündelik çıkarlarımızı mı hesaplamaya devam edeceğiz? Bu dindar şu laik diye ön-yargılarla ayırım yapmaya devam mı edeceğiz? Umarım ki bu deprem felaketi insanlarımızın gözünü biraz olsun açsın ve ayırımcı ya-veya mantığı ile düşünmek yerine hem-hem mantığı ile düşünmenin yolunu açsın. Doç.Dr. Haluk BERKMEN 13.02.2023

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.