Bir kar macerası

İstanbul’da kar yağıyor. Ben de size bir kış maceramı anlatayım. Olay 1983 yılında Kanada’da geçiyor. Ben Birleşmiş Milletlere bağlı Atom Enerjisi Ajansında (International Atomic Energy Agency, IAEA) 1980 ile 2002 yılları arasında çalıştım. 1982 de IAEA beni Toronto’daki Field Office denen şubeye yetkili olarak gönderdi. Oradan Kanada’daki tüm ve ABD’deki bazı nükleer santralleri ve nükleer yakıt fabrikalarını denetlemek benim sorumluluğumdaydı. 1983 yılında Huron gölü kenarındaki Bruce adlı büyük nükleer santraller kompleksindeki CANDU (Canadian Deuterium Uranium) reaktörlerini denetlemek için arabamla yola koyuldum. Bruce Toronto’dan arabayla, normal şartlarda 3 saat mesafedeydi. Ocak ayıydı ve hafif kar yağışı vardı. “Görev görevdir” deyip karlı havaya rağmen sabah 9’da yola çıktım. Amacım öğle yemeği için otelime varmaktı. Şehri terk edince kar fırtınası başladı ve benim iki seçeneğim vardı: Ya geri dönmek veya devam etmek. Fakat ertesi gün için hazırlıklar yapılmıştı ve beni reaktörde bekliyorlardı. Devam etmeye karar verdim. Yolun tam ortasına ulaştığımda kar tüm yolu kaplamıştı. Yol dediğin de şehir dışında tarlalar arasında uzanan gidiş gelişli dar bir asfalt yoldu. Yolun iki tarafı tüm bembeyazdı ve görüş mesafesi de yaklaşık 2 metre kadar azdı. Arabanın silecekleri tüm hızla çalıştığı halde ancak 2 metre ötesini görebiliyordum. Toplam varmam gereken yolun ortasına gelmiş olduğumdan, dönmek ve devam etmek eşit miktarda tehlikeliydi. Devam etmeye karar verdim. Tehlike büyüktü. Yoldan çıkarsam ve kenardaki hendeğe düşersem beni kimse kurtarmaya gelemezdi. Soğuktan donup ölebilirdim. O yıllarda cep telefonu yoktu. Haber de veremezdim. Ben de yol kenarındaki telefon direklerini izleyerek yol devam ettim. Direkler sola doğru dönerlerse ben de sola dönüyordum, sağa dönerlerse direksiyonu sağa kıvırıyordum. Yola baktığım yoktu. Hızım saate 10 km’ye düşmüştü. Eğer karşıdan bir araba gelirse arabayı görmem mümkün olmadığından bari çarpışma yavaş olsun diye hızımı minimuma düşürdüm. Bu hızla yola devam ettim ve normalde öğle vakti otele varmam gerekirken akşamüzeri saat 18’de otele ulaştım. Yani toplam 3 saatlik yol, tam 9 saat sürdü. Sonradan öğrendiğime göre yetkililer yolu iki taraftan yolu kapatmışlardı. Otomobil ve kamyonların yola girmelerini yasaklamışlardı. Bu da benim kazasız belasız otelime varmama neden oldu. Sevgi ve selamlar, Haluk Berkmen 09.02.2023

3 Yorum

Serdar Taştanoğ

Serdar Taştanoğ

09 Subat 2023
Haluk abicim azmini çalışkanlığını işine sadakatini ortaya koyan bu minik anı herkese özellikle günümüz gençliğine ibretlik bir ders niteliğindedir.Teşekkürler
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

09 Subat 2023
Kar ve özellijle tipi de yön bulmak çok zor. İnsan panik oluyor, Büyük bir tehlike atlatmışsınız. Aynı şekilde siste kaybolmaktan da çok korkarım ben!
Abdurrahman Tok

Abdurrahman Tok

10 Subat 2023
Haluk hocam şükür ki hala sizin gibi düşünen insanlar var ve sizler ve onlar bu ülkenin taşıyıcı sütunlarısınız

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.