JAPONYA ANILARIM.....................

Japonya Anıları

Birleşmiş Milletler teşkilatının bir kolu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansında 22 yıl çalıştım. Görevim dünyadaki nükleer tesisleri denetlemek ve nükleer silah üretip üretmediklerini araştırmaktı. Bu görev dünyadaki pek çok ülke tarafından desteklenen BM’lere verilmişti. 1980 ile 1990 arasında batı ülkelerini denetlemekle görevlendirildim. 1990 ile 2002 yılları arasında doğu ülkelerine, özellikle Japonya’ya seyahat edip nükleer santralleri ve yakıt fabrikaları ile diğer nükleer madde bulunduran tesisleri denetledim.

Japonca Türkçe ile akraba Altay dil grubuna ait bir dildir. Dillere küçük yaşımdan beri meraklı bir insan olduğumdan, Japonya’da boş vakit buldukça Japonca öğrenmeye çalıştım. Japonca Türkçe ile aynı cümle yapısına sahip olduğundan sözcükleri öğrenmek yeterlidir. Sözcükleri Türkçe gibi sıraya dizdiğinizde, örneğin fiili cümlenin sonuna koyduğunuzda konuşabilirsiniz. Ayrıca Japonca sayılar Türkçedeki sayılar gibi 1den 10a bilinirse büyük sayıları söylemek çok kolay olur. Zira 20 = 2-10, 30 = 3-10 vs… şeklinde devam eder.

Biraz Japonca öğrenince lokantaya gittiğimde Japonca yemek ısmarlayabiliyordum. Taksiye yol tarifi yapabiliyordum. Tren istasyonunda bilet alabiliyor ve söylenen fiyatı anlayabiliyordum. Bu bende büyük bir özgüven yarattı. Zira her gittiğim ülkenin anadilini konuşmak gibi bir takıntıya sahibim. Fakat dili yarım yamalak bilmek insanı gülünç hatta zor durumlara düşürebilir. Size bir iki Japon lokantası deneyimlerimden söz edeyim:

Bizim ağız tadımıza en uygun Japon yemeği Yakitori denen çöp tavuk yemeğidir. Kısa bir tahta çöp üzerine dizili tavuk göğsü parçalarını kızgın saç üzerinde pişirip sunarlar. Bir gün lokantada dört adet tavuk çöp şiş ısmarlamak istedim. Dört sayısını bildiğimden “Yon yakitori” dedim. ‘Yon’ dört demektir. Fakat ne göreyim bana dört porsiyon Yakitori getirmezler mi. Her porsiyonda 5 çöp şiş, toplam 20 çöp şiş geldi. 20 çöp şiş yememe olanak yok ama nasıl iade edeceğimi de bilmiyorum. Çaresiz 2 porsiyon 10 çöp şiş yedim ve 20 çöp şiş parası ödedim.

Bir diğer lokanta anım da şöyle oldu. Bizim bildiğimiz yeşil salataya Japonlar “Midori sarada” derler. Her nedense onların dili L ve T seslerini çıkaramaz ve tüm L harflerini R olarak ve T harflerini D olarak söylerler. Japonca ‘midori’ yeşil demek. Bir yeşil salata ısmarlamak istedim ama bizim usul sirke ve zeytinyağı ile karışık olsun istedim. Sirke ve zeytinyağlı salataya da İtalya salatası derlermiş. Tabii ki ben bu ayrıntıyı bilmiyordum. Gayet ciddi “Midori sarada to Itarian dressing” dedim. Japonca ‘to’ ile demek ama ben yarı Japonca yarı İngilizce bir cümle yaptım. Buna Tarzanca Japoncası da diyebilirsiniz. Sandım ki garson kız “dressing” sözünün anlamını biliyor. Zira gittiğim lokantaya pek çok yabancı turist de gidiyordu. Garson kız şaşkın bakışlarla “Midori sarada Itarian sarada?” diye sorunca ben de “hay hay” diye onayladım. ‘Hay’ Japonca evet demek. Japonlar hay sözünü bizim gibi tekrarlamayı severler. Bakın nasıl da kolay. Türkçe bilince Japonca konuşabilirsiniz. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Bana iki salata getirmesin mi. Bir Japon usulü yeşil salata bir de İtalyan salatası. Tabi ki mecburen ikisini de yedim.

Üçüncü bir komik örnek de Japonlarla lokantaya gittiğimizde başıma geldi. Japonlar kendi aralarında Japonca konuşuyorlar ben de dikkatle onları dinleyip kelime anlamaya çalışıyordum. Japonun biri diğerine sürekli “şıranay” diyordu. Ben de bu sözcüğü Türkçe

“şınanay” sözüne benzettiğimden kendisine İngilizce “şıranay ne demek?” diye sordum. Japon bana “I don’t know” (bilmiyorum) diye yanıt vermez mi. Şaşırdım tabii ki. Nasıl olur da söylediği sözcüğün anlamını bilmiyordu. Oysaki gelişmiş bir İngilizcesi vardı. Ben tekrar ısrarla nasıl anlamını bilmezsin diye sorunca. “It means I don’t know” diye yanıt verdi. Meğerse şıranay “bilmiyorum” demekmiş.

İşte böyle, Japonlarla anlaşmak hem kolay hem de zor.

Doç. Dr. Haluk BERKMEN

14.06.2020

 

5 Yorum

Nurdan Erakıncı

Nurdan Erakıncı

14 Haziran 2020
Haluk bey merhaba, anılarınızı keyifle ve tebessüm ederek okudum. Paylaşımlarınız için çok teşekkürler.
Ümran özbey

Ümran özbey

14 Haziran 2020
Güzel bir anı. Japonyaya turist olarak gitmenin otesinde görevli gitmek ülkeyi daha derinden incelemek keşfetmek dillerini ögrenmek bayağı bir emek. Birgün gidersek bu keşfiniz bize rehber olsun. Başka anılarınızıda okumak isteriz.
Aysel Taştanoğl

Aysel Taştanoğl

14 Haziran 2020
Hoş anılarınızı keyifle okudum. Hollandalı arkadaşıma ısrarla kabak yerine çöp yemeği tarifim aklıma geldi. Dünyada tek bir dil ve tek bir din olmasını o kadar çok isterdim ki ,sanırım hayat çok daha kolay ve keyifli olurdu.Üstelik din uğruna yapılan savaşlar olmaz gereksiz ölümler can yakmazdı.
Gonca Borça

Gonca Borça

15 Haziran 2020
İlginç anılar teşekkürler paylaşım için
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

15 Haziran 2020
Haluk bey tam verdiğiniz ipuçlarıyla uluslararası konuşmak kolaymış diye düşünürken bu japon lokantalarındaki anılarınız hayallerimi suya düşürdü Yazılarınızı beğeniyle izlemeye devam ediyoruz tebrikler

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.