PROFESYONELLİK

Bugün bizim apartmanın hemen yanındaki

binanın, altıncı katında oturan komşumun, yeğenini hastanede yoğun bakıma aldılar.

Telefonum çaldığı zaman, online dersteydim ve o komşum arıyordu.Derste olduğum için cevap veremedim ama aklımdan ilk geçen Acaba çocuğa kötü bir şey mi oldu?” sorusu oldu.

Ne yazık ki, derse o anda devam etmek

zorundaydım. Dersimi bitirince geri aradığımda neyse durumun en azından daha kötüye gitmediğini öğrendim.Bu tip ciddi olaylarda hep önce yapmak zorunda olduğumuz işleri yapıp, duygularımızı sonra yaşamak zorunda kalıyoruz. Aynı babamın kemoterapi aldığı zamanlarda okulda derse girip, ancak ders günü bittiğinde babama dönüp, hal hatır sormam gibi..Aynı şekilde eşim ameliyat olduğu hafta işe gitmek zorunda kalışım gibi..

Aynı tiyatro sanatçılarının bir yakınlarını kaybetseler bile profesyonelce sahneye çıkmaları gibi…

Neden hep işimiz birinci planda oluyor?

Çocuğu evde hasta olan bir annenin, istemeyerek işe gidip, acil denen  raporları düzenlemesi gibi…

Çok güçlü görünen kimselerin de  göstermedikleri insani yanları vardır.Bu insanlarla çok uzun zaman geçirdikten sonra onları daha iyi tanırsınız.Bana göre çok da kapalı kutu olmamıza gerek yok! Mr. Bean” filmlerini izlerken böyle insanlar her ülkede var demek ki diye düşünüyorum! Hem güldürüyor , hem düşündürüyor, hem de rahatlatıyorlar.

Başıma gelen olaylardan sonra ,o anda yapmam gerekeni yapıp, sonra gerçekle yüzleşmeyi artık çok iyi öğrendim. Evet, gerçek

gerçektir ve tektir.Gerçeklerden korkmayıp, yüzleşmek ve o bizim üzerimize yürümeden, bizim ona yürümemiz işimizi kolaylaştırır.

Ve olanı kabul etmek! Sonra hızlıca çözümler üretmek ve sonucu iyileştirmeye çalışmak!

Neden hep bu kadar güçlü olmak zorundayız?

Yolda yürürken düştüğümüz zaman, ayak bileğimiz acıdığı halde ,etrafa Acımadı, şimdi geçer!”dememiz gibi…Arkadaşımız bizi kırdığı halde, hiç kırılmamış gibi davranmak gibi…Hep başımız dik ama içimizde fırtınalar koparken…

Aslında bütün duygularımızı yaşamak, sağlığımız açısından daha doğru.

Bir yerimiz ağrıyorsa ya da canımız yandıysa güçlü görüneceğimize ağlamak; birisine

kızdıysak ona bu düşüncelerimizi uygun bir dille anlatmak, her duyguyu bastırmamak

gerekiyor!

Özel sektörde çalışırken duygusallığa yer yok!Sadece robot gibi işini yapacaksın! Çünkü orada para kazanıyorsun! İyi de para her şey değil!

Babamı kaybettikten bir gün sonra profesyonelce okula gitmiş, toplantıya katılmıştım.

O anda bir arkadaşım üzüntüyle bana bakmış ve neden izin alıp da evde kalmadığımı sormuş, ben de okulda kendimi daha iyi hissettiğimi söylemiştim!Belki de başkaları ile birlikteyken bu durumları daha kolay atlatıyoruz.

Bu kadar çok duyguyu ve düşünceyi aynı anda yaşamak sadece insana mahsus bir şey!

Ruh ve düşünce olarak gelişimimiz son noktaya kadar devam edecek!

Umarım hepimiz doğru zamanlarda doğru davranışlar sergileriz!

SEVGİLERİMLE,

SAYGILARIMLA,

Suna Selma GÜLGÜDEN

28.09.2022

 

 

1 Yorum

Nilgün tezer

Nilgün tezer

28 Eylul 2022
Farklı farkli konularda güzel yazılarınızı keyifle okuyorum, kaleminize sağlık

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri