DOĞUM GÜNLERİ

                               

 

 

DOĞUM GÜNLERİ

Bu yaşam yolculuğumuzda doğum günleri önemlidir. Kendi kararımızla gelmediğimiz bu dünyaya; günleri, ayları,yılları inişli çıkışlı bir şekilde yaşarken, hatta yaşamın seline kapılmış giderken, sene içinde öyle bir gün gelir ki, o gün kendimizi farklı hisseder, iç dünyamızla konuşur, hesaplaşır, düşünürüz. Bu doğduğumuz gündür. İstenen ya da istenmeyen, sağlıklı ya da sağlıksız geldiğimiz bu dünyada ömrümüzü en iyi ve faydalı bir şekilde geçirmemiz gereken (tabii hırsız, katil, soyguncuları kastetmiyorum) YILLAR……….

İşte o gün geldiğinde kimi insanlar aldıkları aile kültürü ile alakalı olarak doğum gününü kutlamaz, hatta sevincini bile yaşayamaz. Kimi insanlar da o günü gönüllerince kutlarlar.

Ben çocukken annem bizlerin doğum günlerine önem vermiştir. Her doğum günümde güzel, yeni, sürpriz bir kıyafetle karşılaşırdım. O gün için mutlaka bir doğum günü pastası sipariş edilir ve doğum günü ertesi Kadıköy’de meşhur fotoğrafçı Cüneyt Orhon’a gidilir ve bir aile resmi çektirilirdi. Hatta büyüdüğümüzde,  şimdi bile aile üyelerinin doğum günleri mutlaka kutlanır.

Doğum günlerinde genel olarak aile büyükleri ve arkadaşlar davet edilir.

Doğum günü kutlama şekilleri ülkemizde yaşa göre değişir. Şimdi  şimdi artık 3-12 yaş arası çocukların bile doğum günleri ( hızlı çalışma koşulları yüzünden evde kalabalıkla uğraşmamak için)  dışarıda güzel bir mekanda arkadaş ve aileleriyle kutlanıyor. Dışarıda bir yerde bir sabah kahvaltısında ya da öğleden sonra bir parkta buluşma şeklinde, güzel sohbet, temenniler, gülücükler, hediyeler ile gayet hoş bir şekilde geçiyor. Hem doğum günü sahibi hem de davet edilenler mutlu oluyorlar ve günü selfie çekimleriyle sonlandırıyorlar.

13-20 yaşları arasındaki gençler artık iki bölüm halinde doğum günlerini kutluyorlar. Birincisi aile üyeleriyle kesilen bir pasta, diğeri de dışarıda arkadaşları ile kutladıkları doğum günü. Bu bir cafede küçücük bir pasta diliminin üstüne konmuş bir tane mumu üfleyerek olabiliyor. Ama genç olmanın bir ağırlığı var, tabii! Çoğu gençler artık çocuklar gibi sevinçlerini göstermeyip, cool takılıyorlar. Bunu büyüdüklerini ispatlamak için yapıyorlar. Zaten onlar bu ergenlik dönemlerinde çok  değişik duygu selleri yaşadıkları için, değil doğum günleri her zaman değişken bir ruh hali içerisindeler.

Bir ergen telefonu ile fazlaca haşır neşir olduğu için, öncelikle sabahın ilk erken saatlerinden itibaren doğum günü mesajlarını alıyor. Ama gençlerin kendi aralarındaki konuşma ve yazışma terimleri çok farklıdır. Bunlar bazen bizlerin anlayamadığı aralarındaki gizli mesajlardır. Kısaca bu mesajlar kızlar için gülücükler, kalpler; erkekler için de daha maskülen ifadeler halinde geliyor ve onları çok mutlu ediyor. Bazen de onun doğum gününün hiç farkında değilmiş gibi davranan arkadaşları ona sürpriz bir pasta ya da doğum günü partisi ayarlıyorlar.

Herşey kalabalıkla güzel. Yanlız geçirilen bir doğum günü kimsenin istemediği bir şeydir.” Sevinçler paylaştıkça çoğalır, acılar paylaştıkça azalır” diye boşuna söylememişler. Onun için bir gün boyunca sabahtan o gün gece 12’ye kadar güzelce vakit geçirmek, mesajlaşmak, hatırlanmak ve pek tabiî ki hediyeler almak insanı çok mutlu ediyor. Ergenler bazen doğum günlerini okulda öğlen teneffüsünde öğretmenleri ile kutluyorlar. Sonuçta monoton geçen günlerin arasında sınıftan bir arkadaşlarının doğum gününü kutlamak, onun yüzündeki sevinç ve tebessümü görmek öğrencilerin hayatını renklendiriyor.

Gelelim 20-30 yaş grubuna. Bu grup üniversite öğrencileri ya da çalışma hayatına başlamış bir grup. Üniversite öğrencileri üniversitelerde çok farklı bir şekilde doğum günü kutlayabilirler. Bir konsere ya da bir müzik dinletisine gruplar halinde gidebilir, ya da en samimiler dışarıda bir akşam yemeğinde buluşabilirler. Aniden çıkarılan anlamlı hediyeler doğum günü sahibini mutlu eder.

İş hayatındakiler de yoğun tempodan dolayı öğle molasında aniden üstünde mumlar yanan bir pastayı ofise getirerek ve “HAPPY BIRTHDAY” şarkısı söyleyerek  kişinin doğum gününü kutlarlar. Ve sonra yine iş hayatlarına devam ederler. Bu tabiî ki doğum günü sahibi için hiç de hoş olmuyor, ”Bari bugün çalışmasaydım, bugünü gönlümce geçirseydim”, diyor. Yurt dışında bazı şirketler çalışanlarına o günü hediye edip, işe çağırmıyorlarmış. Doğum günü sahibi de gününü istediği gibi, istediği kişilerle geçiriyormuş. Keşke bizim ülkemizde de böyle bir sistem olsa! Belki Koç, Sabancı, Borusan gibi büyük şirketlerde bu sistemi uyguluyorlardır.

Gelelim 50-60 yaş arası gruba…..Bu gruptaki kişiler genelde çocuklarını evlendirmiş,ve hafif boşluğa düşmüş insanlar. Çoğu bardağın boş kısmını görüyor ve “Ben unumu eledim, duvara astım!”diyor. Oysaki ne kadar yanlış düşünüyorlar. Esas özgür yaşları şimdi başlıyor; şimdiye kadar ağır sorumluluklarla geçirdikleri hayatları sakinleşiyor. Ve kendilerine dönme vakitleri geliyor. Yani kendilerine değer verme zamanı. Bu kesim  yaşanan her doğum gününde,”Çok şükür bu günü, bu yaşı da gördüm” diyor. Halbuki yukarıdaki grup artık” Bir ayağım çukurda, doğum günü benim neyime? Ben çocuk muyum?” diyor. Tabii ki ben bu grubun zihniyetini doğru bulmuyorum. Bana göre hayatın her anı bir anlam yüklüdür. Bu grup böyle düşünerek, kendine zarar veriyor ve gittikçe asosyalleşiyor, hayattan elini, ayağını çekiyor, yalnızlaşıyor.

70-80 yaş arası kişiler eğer sağlıklı iseler genelde günün her anının tadını çıkaran kişilerdir. Artık onlar bir bilgedir. Eskisi gibi küçük şeyleri dert etmezler, torunlar, torunların doğum günleri ve kendileri için düzenlenen partileri severler. Yurt dışında 90 yaşına varan büyükler için özel doğum günleri düzenlenir; çünkü bu yaşa gelebilenler toplumda gerçekten çok kıymetlidir.

Üçüncü jenerasyonla iyi iletişim kuran büyüklerimiz şanslıdır; torunlarıyla iyi vakit geçirirler.

İşte ben de her zaman bardağın dolu tarafını gören  kişilerden biriyim. Her yaptığım işte elimi taşın altına koyar, emek verir ve her anın tadını çıkarırım. Doğum günlerini de yukarıda bahsettiğim gibi çok severim. Bütün günümü tebrik telefonları ve mesajları almakla  geçirir, bazen çok güler, bazen de hiç ummadığım kişilerden, ya da beni unutmayan öğrencilerimden telefon ya da mesaj geldiğinde mutluluktan ağlayarak ve halime şükrederek geçiririm.

      HAYAT HERŞEYE RAĞMEN YAŞAMAYA DEĞER!

 

Suna GÜLGÜDEN

16.06.2020

9 Yorum

Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

16 Haziran 2020
Suna hanım yazınızı okurken çocukluğumdan bugüne kadar doğum günlerimi vekutlamaları gözümde canlandırdım çok hoşuma gitti tebrik ederim size ve tüm okurlara sevdikleri ve sevenleriyle birlikte coronasız sağlıklı ve mutlu yıllar dilerim
Nilgün tezer

Nilgün tezer

16 Haziran 2020
Deneyimli bir eğitimci olarak, gözlemlerinizle yaş gruplarına göre eskiden ve günümüz olarak doğumgünlerini çok güzel detaylandırmışsiniz. Çok beğendim...
Sonay Ovissi

Sonay Ovissi

16 Haziran 2020
Suna hanim Detayli dogum gunu paylasiminizi onayliyorum.Bende ayni dusuncedeyim.Her ne olursa olsun hatirlanmak hatirlamak icimizdeki sevgiyi daha cok buyutur.Bu dunyada oldugum icin herzaman mutluyum bu duyguyu etrafimada verdigime inaniyorum.Emeginize saglik.Tesekkurler.
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

16 Haziran 2020
Ben de hepinize çok teşekkür ediyorumm!! Hep birliktee nice nice doğum günlerine, inşallah!!
Ümran özbey

Ümran özbey

16 Haziran 2020
Suna hn. Yoruma son sözünüzden başlayacağım. Yaşam herşeye rağmen değiyor ve devam ediyor. Yaş günleri bir pasta eş dost bir arada anı olabilecek hediye hemen hemen her yaş grubunda bu vitrin ile şekillenir. Ama anne-babaysanız o duygu sizde farklıdır. Artık kendinizden çıkıp bir bireye sorumlu olduğunuzu , bircan emaneti ile hayatta yol alacağınızı içinizde bir başka hissederek kutluyorsunuz. Bu günün anlamını ben oglumu kaybettiğimde dahada kıymetlı olduğunu yaşadım. Hastanede telefonunu açilması yasak oldugu için o günde dogüm günü msj.geçmiş olsun msj. Ile birlikte geliyordu. Dr.rica ettim kısa açıp okuması için. iyiki izin verdi. İyiki doğdun okurken yaşaminında son saatleri olduğunu bilmiyorduk. Birkaç saat sonra kaybettik. Doğum günü ve vefat günü aynı oldu. Yaş günleri istemeden dünyaya gözümüzü açtığımız sürdürülebilir bir arada olmanın değerli olduğu günler olmalı ve hep önem verilmeli
Ayşe Sakallı

Ayşe Sakallı

16 Haziran 2020
Suna'cım çok güzel gözlemlemişsin her yaş grubunu. Tebrikler, çok güzel bir yazı. Ne mutlu sana , hem çocuklarının hem torunlarının doğum günlerine şahit olup, o heyecanı hep birlikte yaşıyorsun. Özlemle öpüyorum.
Ceyda Çiltaş

Ceyda Çiltaş

20 Haziran 2020
Suna hocam duygularınızı ne kadar güzel ifade etmissiniz, ben özel günleri pek sevmem aslında ama gerçekten de her gün sevdiklerimiz ile güzel. Çok sevgiler..
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

23 Agustos 2020
Ümran hanımcım başınız sağolsun!! İyi ki son olarak bilmeden duygularınızı aktarmışsınız! Allahın dediği oluyor ve teslim oluyoruz!! Allah sabırlar versin, oğlunuz nurlar içinde yatsın! Hayat devam ediyor. Hayata sıkıca sarılmak, her gün ve anı sonmuş gibi ysşamak lazım!! Yani bize verilen zaman kredisini sonuna kadar en uygun şekilde kullanalımm! Sizi seviyorum!!!
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

23 Agustos 2020
Bütün arkadaşlarıma bu güzel yorumları için teşekkür ediyorum!!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri