HAYATIMIZDAKİ ROLLER

HAYATIMIZDAKİ ROLLER

Dünya bir sahne biz de içinde yaşayan aktör ve aktristleriz. Herkes kendi rolünü ya da rollerini oynuyor. Nedir bu roller? Hepimizin yaptığı  meslekler, anne rolü, baba, anneanne, babaanne, dede, hala, teyze, abla, ağabey, evlat, iyi komşu rolleri gibi ….. Bazen insanlar meslekle o kadar barışık olurlar ki bu davranışlarına, ses tonlarına yansıyor. Öğretmenler her yerde öğretmen gibidirler. Aslında ben bunu doğru bulmuyorum. Öğretmenlik kurumda bitmeli ve dışarıya çıktığımız an özgür kişiliğimiz ile dolaşmalıyız.

Ama yine de bir öğretmeni dik yürüyüş ve kararlı ses tonundan, avukat bir hanım ya da beyi konuşkanlığından, sanatçı insanları da ince ruhları, güzel ses tonları ve kibarlıklarından anlayabiliriz.

Bir gün pazara gitmiştim . İhtiyacım olan patates ve soğan alacaktım. Satıcıdan istediğimde “Kaç kilo olsun, hocam?” dedi. Demek ki tam olarak üzerimizden atamıyoruz bazen.

İşten eve dönen evli bir hanım hemen eş rolüne bürünür ve ev işleri yapmaya başlar, çocukları varsa hemen iş kadınlığını üzerinden atar ve anne rolü oynamaya başlar. Eve gelen evli bir doktor, mühendis ya da postacı bey hemen eş ve baba rollerine bürünür.

Aslında bu geçişler o kadar kolay olmuyor. Her rolün hakkını vermemiz gerekiyor. İşin en zor yanı yaptığımız her işte hep iyi olmak zorunda oluşumuz ve taşıdığımız sorumluluklar.

Bir gün işten eve geldim, çok yorgundum. Yemeğimi yedim ve çöktüm. O kadar yorgundum ki  ” Bu akşam dişimi fırçalamayacağım, yeter onu yap bunu yap, sonuçta bu benim kararım ve kimseyi ilgilendirmiyor” dedim ve hemen uyudum. (Tabii ki bu çok nadir oluyor) Sorumluluklar bazen ağır geliyor.

Bir toplumda herkes birbirine görünmez iplerle bağlı. “Sen iyi bir komşu ol, evinin önünü temiz tut, ben de tutayım ve bütün çevremiz temiz olsun!” diyorlar birbirlerine.

Anne adayı bir bayanın bu role ısınması dokuz ayını alıyor. Babanın da aynı şekilde. Hatta doğum sonrasında anneler bir şaşkınlık içine giriyorlar ve bu küçük, şirin varlığın bütün sorumluluğu altında ezildikten sonra yavaş, yavaş bu işi öğreniyorlar.

Abla rolleri sevecen, aileyi toparlayan, fedakar; ağabey rolleri güçlü, koruyan kollayan, aileye sahip çıkan roller.

Hala ve teyze rolleri en çok sevilerek yapılan rollerden. Dayı ve amca rolleri de önemli, tabiî ki! Birisi anne, birisi de baba yarısı oluyorlar.

İyi bir komşu olmak ta çok önemli çünkü başımız sıkıştığında, ya da acil bir şeye ihtiyacımız olduğunda ilk müracaat ettiğimiz komşularımızdır. ”Komşu komşunun külüne muhtaçtır ” lafı buradan geliyor. İşte onun içindir ki merdivenlerde ve asansör beklerken onlarla karşılaştığımız zaman saygı ile sohbet edip, selamlaşmalıyız. Aynı apartmanda oturan komşular sevinç ve acıları bir nebze de olsa paylaşmalıyız; bir şekilde yardımlarına koşmalıyız ki bir şeye ihtiyacımız olduğu zaman onlara bakacak bir yüzümüz olsun.

Ben çocuklarım evlilik yaşına geldikleri zaman ”Ben nasıl kayınvalide olacağım, bilmiyorum ki..”dedim. Oğlum ve kızım dediler ki  “Anne sen böyle kal, kayınvalide olmana gerek yok!” Ama daha sonraları elbette gerektiği zaman kayınvalide rolünü güzelce oynuyorsunuz!

Önce anne ve sonra kayınvalide olduktan sonra sıra anneanne ya da babaanne olmaya geliyor. Torununuz doğduğu zaman dünyalar sizin oluyor,”Aman Allahım çocuğumun çocuğu, bu bir mucize!” diyorsunuz. Ama başta anneanne ya da babaanne olmayı bilmiyorsunuz. Zamanla öğreniyor ve bu işte çok iyi oluyorsunuz.

Dede ve kayınpeder olmak da zamanla öğreniliyor..

Hayırlı evlat olmak ta çok önemli çünkü büyükler ”Ne ekersen onu biçersin” ya da ” ya da “Rüzgar ekersen fırtına biçersin!”diyorlar. Yani sen büyüklerine iyi davranırsan senin çocukların da sana iyi davranır yoksa olaylar kötü gelişebilir diyorlar. Genel olarak eğitimini tamamlamış, bir meslek sahibi olmuş yani eli ekmek tutmuş, etrafına saygılı olan evlatlar hayırlı evlatlardır.

Bütün bu rolleri dengeli, bazen insanlara yakın bazen mesafeli götürmek, kimseyle bir problem yaşamamak, bayağı titizlik ve itina istiyor.

Ama hangi rolü oynarsanız oynayın hepsine kocaman bir sevgi yerleştirmeniz lazım.

Çünkü sırf diploma, para, kıyafetler, hediyeler yetmiyor. Bunlara ilaveten sıcak bir gülüş, ilgi, alaka, tatlı söz, saygı, dürüstlük, herkese eşit mesafe çok önemli.

Sonuç olarak, herkese bütün rollerinde başarılar dilerim!

Suna GÜLGÜDEN

18.07.2020

11 Yorum

Nilgün tezer

Nilgün tezer

18 Temmuz 2020
Suna hn. Gözlem ve yorumlarınızı çok beğendim. Kaleminize sağlık.
Esin Tütüncü

Esin Tütüncü

18 Temmuz 2020
Suna hn herkesin özellikle aile bireylerinin hayattaki rollerini ne güzel anlatmışsın. Zevkle okudum .
serdar taştanoğ

serdar taştanoğ

18 Temmuz 2020
Suna hocam hayatımızın rollerini ne güzel ortaya koymuşsunuz. Hepimizin bu hayatta çok çeşitli rolleri var . Her rolü gereğini hakkıyla yerine getirmeye çalışmak en temel görevimiz. Kendimiz rollerimizi en iyi icra etmemiz yanında diğer karşımızdaki kişinin sahip olduğu mevcut rolünede saygı duymak gerekir. Benim üçü bakan ünvanı almış ikisivekil biri genel müdür ünvanı almış arkadaşım oldu . Onlara yaptığım ziyaretlerde çok samimi olmamıza rağmen bulundukları rollere saygı nedeni ile ismiyle yada sıradan birine hitap şekli olan isminin yanına "bey" ünvanı koyupta hitap etmedim. Rollerinin gereği olan hitap etmem gereken ne ise onu yani "Sakın Vekilim" "Sayın Bakanım" "Sayın Genel müdürüm" diye hitap ettim bu beni küçültmedi . Bana öğretmenlik yapmasa da o hizmette bulunmuş hatta bu hizmetini Vartonun bir köyünde onlarca sene önce kısa süre yerine getirmiş kişiye bile o gerçekleştirdiği rolü dikkate alıp saygı gösterip "Hocam "dedim. Genel Müdür olan babamın makamına gittiğimde kendisine "Baba" diye hitap etmedim.O evde babamdı çünkü. Askerde tanımadığım Ali yüzbaşıya "Ali bey " demedim . Zaten dedirtmezlerdi "Komutanım " dedim. Bankada müdürlük yapana müdür bey, müdüranım denilmesi gibi her rolü ifa eden şahıslar özellikle ayni konumdaki kişilerin mevcut olduğu ortamlarda yazılı veya sözlü olarak şahsa o rolünün gerektiği hitap şekli ile hitap etmek kişiyi küçültmez bilakis yüceltir. Bu vesile ile hepimizin bildiği ama karıştırdığı rolleri birkez daha iyi tanımladığınız bu yazınız için kutlarım.
Ayla

Ayla

18 Temmuz 2020
Çocuk rolümün bitmemesini isterdim
Derya Şahinalp

Derya Şahinalp

18 Temmuz 2020
Hayat bir sahne;benzetmesi çok güzel ve yerinde olmuş Suna hanım,gerçekten de hayatımızın her döneminde farklı rollere bürünüyoruz. Kaleminize sağlık..
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

18 Temmuz 2020
Çok teşekkür ederim kıymetli Serdar hocam ve arkadaşlarım!! Yazımı beğendiğinize sevindim!
füsun ÖZALP

füsun ÖZALP

18 Temmuz 2020
Suna hn cım çoğu zaman hayat bu rolleri çok güzel oynamımızı öğretiyor kendiliğinden. Güzel ifade etmişsiniz teşekkürler
Sonay Ovissi

Sonay Ovissi

19 Temmuz 2020
Suna hanimcim belirttiginiz gibi hayatta bu roller biz istesekde istemesekte uzerimize unvan olarak yapisiyor.Iyi bir evlattan baslayip anane babaneye kadar unvan sahibi oluruz.Tabi bu unvanlara gelene kadar iyi bir arkadas,es,komsu,gelin,elti,gorumce gibi sayisiz unvan vardir uzerimizde.Muhim olan hayatin bize sundugu herseyi memnuniyetle kabul etmek.Islediginiz konu harikaydi.Emeginize saglik.Tebrikler.
Ceyda Çiltaş

Ceyda Çiltaş

19 Temmuz 2020
Suna hocam hayatın bize yüklediği ve yapmak zorunda olduğumuz rolleri ne kadar da güzel anlatmışsınız. Tebrik ediyorum gerçekten çok güzel bir yazı olmuş. Sevgiler..
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

20 Temmuz 2020
Suna hanım yazı konunuzu ve yazınızı çok beğendim tebrikler yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz
Nurdan Erakıncı

Nurdan Erakıncı

21 Temmuz 2020
Suna hanımcım bu güzel yazı için sizi tebrik ediyorum. Emeğinize sağlık, çok beğendim. Sevgiler..

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri