KABUS GİBİ

     

“Ne oluyooor, ne oluyooor?” diye sordu şaşkın bakışları ve tozlu saçları ile -2 gündür mucizevi bir şekilde uyuyan ve şimdi uyanarak - enkaz altından kurtarılan çocuk.

Ben de “Ne oluyooor, ne oluyooor?”

Diye deprem haberlerini duyduğumdan beri sürekli kendime soruyorum.

Şoktayım ve kabul edemiyorum olanları! Kurtarılan her insan, çocuk, canlı için sevinç gözyaşları döküyoruz. Peki bu masum halkın bunları çekmesi mi gerekiyor?

Türk, yabancı kurtarma ekiplerindeki bütün insanlara çok saygı duyuyorum.

Ne kadar çok sevap kazandılar…

Depremzedeler bu sıkıntıları ve zorlukları en çok küçük hesaplar peşinde koşan kişiler yüzünden çekiyorlar.

Kredi çekip, belki de halen kredi borçlarını bitiremedikleri bu evlerin kendilerine mezar olacağını bilmiyorlardı, tabii!

Bizler daha TV de seyrederken dayanamıyoruz. Düşünün bu kişiler 10 -15 gündür ve gecedir daracık yerlerde, yalnız ve çaresiz, korkarak ve inleyerek geçirdiler saatleri.

Kurtarılıp kurtarılamayacaklarını düşünerek… Evet, bir kısmı kurtarıldı ama psikolojileri uzun müddet düzelmeyecek. Özellikle çocuklarımızın! Bu masum insanlara bakınca, olanlara sebep olanların vicdanlarının sızlaması gerektiğini düşünüyorum. Ama belki de sızlamıyordur çünkü o zaman bu binaları daha sağlam yaparlar ya da çürük zeminlere yapmayı reddederlerdi.

Bizde her şey olduktan sonra konuşuluyor ve çözüm aranıyor. Oysaki önden tedbirler almak gerekir. Böylece bu kadar maddi ve manevi yıkım yaşamayız!

Artık gücümüz kalmadı! Her gün yeniden yeniden başlamak zor geliyor artık insanlara!

Düşünsenize günlük basit ihtiyaçlarını bile bir müddet yerine getiremeyecekler. Banyo, tuvalet, diş fırçalamak, yemek pişirmek uzun müddet bir zülüm olacak.

Para yok, pul yok, her şeyin yıkılan evin içinde kalmış. Evlerde yaşanan anılar da artık geçmişte kaldı. Hele molozlar da taşınınca sanki o evde, o bölgede geçirilen günler, yıllar bir rüya gibi gelecek insanlara!

Zor, çok zor günler bekliyor onları…Ne kadar yardım edilse de bu zorlukları bizzat kendileri bir kâbus gibi yaşayacaklar.

Şu anda TV’deki görüntülere odaklandım. Bir insanın hayatı bir anda nasıl değişiyor? Bir tek şey biliyorum! İnsan insana kesinlikle muhtaç! Birbirimiz olmadan yaşayamayız!

En zor anlarımızda BİZE yine BİZ yardım ediyoruz her türlü kösteğe rağmen! Aslında herkesin istediği sadece kalacağı, sıcak, güvenli bir alan, beslenme ve huzur. Bütün canlılar bunu ister. Çok basit!

Ama yaşamımız boyunca bunları sağlamak için bile çok büyük güç harcıyoruz. Hep bazı insanların kurnazlıkları ve çelmeleri ile karşılaşıyoruz. Bütün istediğimiz bize verilen yaşam çizgisinde onurlu, dürüst bir şekilde yaşamak ve diğer insanlara elimizden geldiğince yardım etmek. Felaketler önce olduğu yer ve kişileri, sonra da bütün insanları ve dünyayı etkiliyor. Neden insanlara mutlu olmak için uygun şartlar sağlanmıyor? Mutlu olmak suç mu? Neden hep engellerle karşılaşıyoruz. Boşuna enerjimizi sömürüyorlar. Oysaki bu enerjiler daha çok üretmek için kullanılabilir.

Zaman… Bize lazım olan zaman! Her geçen gün acılarımız hafifleyip, içinde bulunduğumuz gerçeklere göre çözümler bulacağız.

ASLA PES ETMEYECEĞİZ! Başımız dik ve onurlu bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz.

İYİLİK KÖTÜLÜĞÜ YENECEK!

MERHAMET KAZANACAK!

SEVGİ KAZANACAK!

YARDIMLAŞMA KAZANACAK!

 

SAYGILARIMLA,SEVGİLERİMLE!

Suna Selma GÜLGÜDEN

24.02.2023

 

1 Yorum

ERTUĞRUL ÖZBAĞ

ERTUĞRUL ÖZBAĞ

24 Subat 2023
Suna hocam halkların birbirine ne kadar yakın olduğunu bu felaket bize ne çabuk gösterdi değil mi? Meksika adan gelip depremde arama kur-taramada ölen o köpek içim yapılan tören ne müthiş idi ,bizlere bunları hatırlattınız ,çok teşekkürler hocam ,sağ olun

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri