İlkokuldayken bizim sınıfımız oldukça büyüktü. Çünkü tipik bir devlet ilkokulu sınıfı öğrencileri olarak sayıca kalabalıktık. Sınıfımızın üç tarafı panolarla, bir duvarı da uzun, siyah bir tahta ile kaplıydı. Panolar yaklaşan özel günlere uygun resim ve yazılarla donatılırdı. Ben içlerinden en çok “Dört Mevsim” posterini, “Meyveler” konulu posterleri ve bahçelerden topladığımız değişik ağaçların sonbaharda kurumuş, sarı, kahverengi tonlu yapraklarını yapıştırdığımız posterleri hatırlıyorum.
Eskiden birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar aynı sınıf öğretmeni derse girerdi. Sınıf içerisindeki oturma düzeni sürekli değişirdi. Ben en çok kümeler halinde oturmayı severdim. Böylece 7-8 kişi aynı masalarda karşılıklı yüzlerimizi görebiliyor ve birbirimizi motive ediyorduk.
İlkokuldan sonra, ortaokula ve liseye geçtiğimiz zaman da hangi şubeye düşeceğimizi merakla beklerdik.6A,7B,8C ya da lise Fen/Edebiyat sınıfları gibi. O zaman Türkçe-Matematik ya da Dil sınıfı yoktu. Ben ortaokulda hangi sınıfa düşersem orayı ve arkadaşlarımı severdim. Sınıflar kutsal yerlerdir. Sınıfta olan olaylar, öğretmen ve öğrenci arasında gün boyu yaşananlar çok özeldir. Çok tuhaf ya da yasak olaylar olmadığı sürece, tabii! İçinde bulunduğumuz günlerde sınıflara kamera koymayı teklif eden veliler var ve bu bence çok yanlış. Teknoloji geliştikçe, veliler bundan faydalanıp,”Acaba oğlum/kızım ne yapıyor? Derse katılıyor mu?” diye aynı evlere konulan kameralarla olduğu gibi sınıf içlerine de göz atmak istiyorlar. Oysaki bu bana göre hiç etik değil. Aynı anne çocuk arasında neler geçiyor diye bütün gün evi gözetlemek gibi bir şey bence… Öğretmenin rahat eğitim yapabilmesi için stres altında olmaması yani kendini rahat hissetmesi lazım. Öğretmen çok bağışlayıcıdır. Sınıfta bir şekilde uyardığı öğrenciyi, ders bitmeden bağışlar, ona yeni şanslar verir. Bir sınıfta yaşanan duygular sürekli değişir ve sevgi ortamı vardır.
Sınıflarda cam kenarı, orta sıra ve duvar tarafı olmak üzere genelde üç grup vardır ve genelde öğrenciler en çok cam kenarını isterler. Önlere en çalışkan, meraklı, en çok soru soran daha kısa boylu olanlar, arka sıralara da daha uzun ve bazen daha haşarı olanlar oturur. Ben arka sıraları severdim; hem uzun boylu olduğum hem de arkadan öne doğru bütün sınıfı rahatça gördüğüm için.
Ah o sınıf duvarları konuşsalar neler anlatırlar? Her farklı ders öğretmenin anlattığı bilgiler, öğrenciler arasındaki şakalar, ya da öğretmenle birlikte güldükleri konular, bazen de öğretmenlerin yüksek sesle yaptığı uyarılar! Bana göre her sınıfın bir ruhu vardır. Okullarda öğretmen olduğum zaman sınıfa erken gelip - şu anda da dershaneye hep erken gidip, sınıf duvarlarını incelemeyi seviyorum - sınıfı seyrettiğim ya da hiç girmediğim sınıflarda, başka grup öğrencilere sınav verirken sınıf duvarlarındaki panoları ve tahtalarını incelediğimi hatırlıyorum. Bir keresinde seçimlerde görevli olarak boğazda bir ilkokulda görev yaparken, nasıl erkenden bulunmam gereken sınıfa gelip, sevgiyle duvarlardaki panolara baktığımı hatırlıyorum.
Siyah tahtalar zamanla önce beyaz tahtalara, sonra da akıllı tahtalara dönüştü. Tabii, akıllı tahtalar her okulda yok! Onlarla ders yapmak daha renkli ve teknolojik, tabii ki! Aslında en önemli faktör, öğretmenin yaratıcı olması ve basit araç gereç ya da yöntemlerle bile dersi ilginç hale getirmesi. İlkokul öğretmenim Deniz hanımın bir portakal ve fenerle nasıl Ay ve Güneş tutulmalarını anlattığını anımsıyorum.
Sınıflar han, öğrenciler hancı gibidirler. Sınıflar sabit kalır, öğrenciler değişir. Düşünsenize bir sınıftan nasıl yüzlerce öğrenci geçiyor? Değişik yaşlarda, değişik karakterlerde öğrenciler ve öğretmenler!
İdeal öğretmen öğrenci arasına karışan, onlardan biri gibi olan ama kesinlikle onlardan uzak duran biri değildir. Onlarla yoğrulduğunuz zaman saç baş karışabilir, makyajınız silinebilir ama bunlar hiç önemli değildir. Böyle doğal, içten olduğunuz zaman öğrenciler sizi sever, sayar! Onun için sınıflarda kameralara gerek yoktur, sınıf içi çok kutsaldır. Sınıfa bir müfettiş geldiği zaman öğretmen ve öğrenci kenetlenir, birbirlerine yardım ederler. Bir gün sınıfıma dersi dinlemek için bir müfettiş bey girip, en arkaya oturmuştu. Ben de sınıfa sorular sormaya başladım. Önde oturan bir öğrenci yüzü bana dönük, müfettiş bey arkasında olduğu için kaş göz hareketleriyle bu soruyu bana sormayın sinyalini veriyordu. Ben de ona özellikle o soruyu sormamıştım! Bunu sonra düşündüğüm zaman çok gülmüştüm. Canım öğrencilerim! Onları çocuklarım kadar çok sevmişimdir.
Sınıf içlerinde emek ve alın teri vardır.Sınavlarda öğrencilerin döktükleri terler ve öğretmenlerin uygun şartları sağlaması gibi..Onu için idareci olmak fikri bana hep uzak gelmiştir çünkü onlarla öğrenciler arasında hep bir mesafe vardır.Ama öğretmen olmak? Bu bana göre muhteşem!Sıcacık,sevgi dolu sınıflara hemen koşup,onlarla birlikte olmak,soruları birlikte cevaplamak,yeni bilgiler öğrenmek..aynı çocukken aldığımız üzeri simli kış kartpostalları gibi sihirli ve güzel!
Sakın sınıflarda hiç problem yaşamadığımızı sanmayın! Yüzde elli eğitim, yüzde elli öğretim yapıyoruz. Bizi çileden çıkaran durumlar da var, tabii, ama her defasında SEVGİ KAZANIYOR!
SEVGİLERİMLE, SAYGILARIMLA,
Suna Selma GÜLGÜDEN
22.11.2021
Yazarın Diğer Makaleleri
- 04 Haziran 2023 MERDİVEN
- 19 Mayis 2023 HER ŞARTTA YİNE DE
- 09 Mayis 2023 BEKLEMEK (ŞİİR)
- 11 Nisan 2023 HUZUR
- 22 Mart 2023 GÜN VE GECE
- 07 Mart 2023 BÜTÜNÜZ(ŞİİR)
- 23 Subat 2023 KABUS GİBİ
- 03 Subat 2023 Sessiz Çığlık(ŞİİR)
- 21 Ocak 2023 YÜCE VARLIKLARIZ! (ŞİİR)
- 08 Ocak 2023 KENDİME (ŞİİR)
- 28 Aralik 2022 SEVİYORUM(ŞİİR)
- 16 Aralik 2022 BİR GÜN DAHA (ŞİİR)
- 29 Kasim 2022 MUCİZELER
- 07 Kasim 2022 HAYAT (ŞİİR)
- 28 Ekim 2022 AYRILIK
- 20 Ekim 2022 SIĞINDIM (Şiir)
- 28 Eylul 2022 PROFESYONELLİK
- 13 Eylul 2022 EVET,SİZ (ŞİİR)
- 03 Eylul 2022 AKŞAM SEVİNCİ (ŞİİR)
- 14 Agustos 2022 SEVGİ(ŞİİR)
- 04 Agustos 2022 MİNNET(ŞİİR)
- 15 Temmuz 2022 ÖZÜM (ŞİİR)
- 04 Temmuz 2022 PEMBE DUYGULAR (ŞİİR)
- 23 Haziran 2022 HİÇLİK
- 31 Mayis 2022 YAZ (ŞİİR)
- 24 Mayis 2022 GECELER (ŞİİR)
- 07 Mayis 2022 ANNELİK (ŞİİR)
- 29 Nisan 2022 YUVA (ŞİİR)
- 17 Nisan 2022 EMEK
- 05 Nisan 2022 BAHAR (ŞİİR)
- 23 Mart 2022 KARMAKARIŞIK (ŞİİR)
- 07 Mart 2022 HAYALLERİMİZ
- 16 Subat 2022 HOŞ SEDA ( ŞİİR )
- 21 Ocak 2022 YALNIZLIK (Şiir)
- 06 Ocak 2022 KEŞKE
- 29 Aralik 2021 PIRILTILAR (ŞİİR)
- 20 Aralik 2021 İstanbul'da akşam üzeri
- 07 Aralik 2021 YAĞMUR (Şiir)
- 22 Kasim 2021 SINIFLAR
- 08 Kasim 2021 Çeşit çeşit
- 26 Ekim 2021 ANLADIM Kİ
- 11 Ekim 2021 Ö.K.K.K
- 27 Eylul 2021 ACABA NEDEN (ŞİİR)
- 12 Eylul 2021 FARKLILIK
- 04 Eylul 2021 EN BÜYÜK HEDİYE
- 16 Haziran 2021 DİKKAT DİKKAT
- 03 Haziran 2021 ASLA VAZGEÇME
- 20 Mayis 2021 DOĞRU SÖZE NE DENİR
- 10 Mayis 2021 ANNEM
- 29 Nisan 2021 SYMI (SİMİ) ve KOS ADALARI
- 13 Nisan 2021 DAVETSİZ MİSAFİRLER
- 01 Nisan 2021 DRAGOS MUSİKİ CEMİYETİ
- 26 Mart 2021 ONLAR YAŞARKEN DE ÖLÜLER!
- 17 Mart 2021 FARKLI DÜNYALAR
- 08 Mart 2021 BEN HEP BÖYLEYDİM, SONRADAN DEĞİŞMEDİM!
- 27 Subat 2021 YAŞAMA SEVİNCİ
- 17 Subat 2021 BİR ANDA
- 30 Ocak 2021 15 GÜN ARA TATİL
- 16 Ocak 2021 DUYGULARIMIZ
- 08 Ocak 2021 GÖNÜL TEYZEM
- 30 Aralik 2020 YENİ YIL
- 25 Aralik 2020 KÜÇÜK MUTLULUKLAR
- 12 Aralik 2020 YETENEKLERİMİz
- 06 Aralik 2020 KOSOVA KONSER ANILARIMDAN
- 28 Kasim 2020 İNSANLARI iDARE ETME SANATI
- 12 Kasim 2020 MONAKO SEYAHATİMDEN ANILAR
- 25 Ekim 2020 CANNES
- 02 Ekim 2020 İTALYA GEZİMDEN NOTLAR ( Roma Venedik Floransa )
- 19 Eylul 2020 FOLKLOR
- 10 Eylul 2020 MEZUNİYET GÜNLERİ
- 23 Agustos 2020 İSTANBUL'DAN LONDRA'YA
- 06 Agustos 2020 EVLİLİK GEMİSİ
- 18 Temmuz 2020 HAYATIMIZDAKİ ROLLER
- 08 Temmuz 2020 KENDİMİZİ GÜNCELLEMEK
- 25 Haziran 2020 ÖZEL SEKTÖR
- 16 Haziran 2020 DOĞUM GÜNLERİ
- 28 Mayis 2020 ANNEANNEMİN ANISINA…….
- 18 Mayis 2020 MÜZİKSİZ BİR DÜNYA DÜŞÜNEMİYORUM
- 15 Mayis 2020 BEN SUNA GÜLGÜDEN
1 Yorum
Ayla
23 Kasim 2021