Ö.K.K.K Hayatımızda ne çok kısaltma kelime ya da kelimeler var, değil mi? Mesela YÖK (Yüksek öğretim Kurulu),YDS (Yabancı Dil Sınavı),SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) gibi ve daha niceleri. Benim hayatımdaki İlk kısaltma kelimeler Ö.K.K.K oldu. Yani Özel Kadıköy Kız Koleji.12 yaşında ortaokula başlayıp,17 yaşında liseyi bitirdiğim yer! Ö.K.K.K binası Kızıltoprak-Kadıköy’de deniz kenarına yakın bir yerde yer almaktaydı. Biz liseyi bitirdikten çook sonra yıkıldı. Kurucusu Beriha Erdem hanımefendi olup, yardımcısı da kızı Nurcan hanımdı. Benden üç yaş büyük ablam da aynı okula devam ediyordu. O sekizinci sınıftayken ben altıncı sınıfa başlamıştım. Okul anne ve babam tarafından titizlikle seçilmişti. Sadece bir kız okulu olması kıstasının aranmasından çok, o zamanlar çok fazla özel okul olmadığı için ve burası gerçekten disiplinli ve iyi eğitim veren bir okul olduğu için seçilmişti. Biz Bostancı’da anneannemin evinde oturuyorduk. Kızıl toprak’a, okula her gün gidip gelmek için bir servis ayarlandı. Bu eski dolmuş tipi bir arabaydı. O zamanlar minibüsle okula gidilmiyordu. Arkaya ablam, ben ve bir okul arkadaşımız, öne de diğer iki arkadaşımız otururdu. Böylece sabah okula gider, akşamüzeri okuldan dönerdik. Dersler sabah 9.oo da başlar öğleden sonra 4.oo de biterdi. Sabahları okula ilk girdiğimiz bölümde yaz kış ayakkabı değiştirmek zorunluluğu vardı. Okulun içinde ayakkabılıklarda duran temiz okul ayakkabılarımızı giyerdik. Müdür baş muavinimiz Lamia Hanım ve “Fındık Hanım” lakaplı fizik öğretmenimiz Süheyda hanım çok disipline önem veren kişilerdi. Onlardan bayağı çekinirdik. Etek boylarımız, tırnaklarımız, davranışlarımız sürekli kontrol altındaydı. Lacivert kolsuz elbise şeklindeki formamızın içine kışın uzun beyaz kollu, baharda kısa beyaz kollu gömleklerimizi giyerdik. Esas ilginç olan forma ile her gün taktığımız mavi kravatlarımızdı. Bu kravatları her Pazartesi sabahı babamı uyandırıp bağlattığımızı hatırlıyorum çünkü biz ablamla bu işi beceremezdik. Okulumuzun yabancı dil laboratuarı, fizik laboratuarı, tiyatro sahnesi, biyoloji laboratuarı vardı ve bunların hepsini ara ara uygulama yapmak için kullanırdık. Yani süs olarak durmuyordu buralar. Lisan laboratuarında kulaklıklarımızı takar derste okuduğumuz parçaları kulaklıkla dinlerdik ve İngilizce öğretmenimiz Selçuk Hanım bize sırayla sorular sorarken çok heyecanlanırdık. Biyoloji laboratuarında duran ve organları çıkarılıp tekrar yerine takılabilen iskelet vücut ayakları tekerlekli olduğu için zaman zaman kolaylıkla sınıfa da getirilirdi. Bir gün de laboratuarda öğretmenimiz Rezzan hanımın evden getirdiğimiz bir manda kalbini keserek bize kulakçık ve karıncıkları gösterdiğini hatırlıyorum.Ayrıca burada bir sıvı içinde duran metrelerce tenyayı da çok net anımsıyorum.Öğretmenimiz bu konuyu anlatırken bize onları göstermişti ve yumurtalarının otlardan ve iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerden geçtiğini anlatmıştı. Tiyatro salonumuzda da özel gün ve bayramları kutlardık. Ayrıca şiir ve kompozisyon yarışmaları yapılır, tiyatro oyunları sergilenirdi. Ben ortaokuldayken Kel Oğlan’ı seslendiren ve oynayan Rüştü Asyalı okulumuza davet edilmiş ve röportaj yapılmıştı. Ortaokulda BOZA GÜNLERİ yapılırdı. Sınıf sınıf bizi yemekhaneye indirirlerdi ve masaların üzerinde hepimize bardaklarda boza ve kuruyemiş sunulurdu. Biz de okula sevdiğimiz güzel bir elbise ya da giysiyi götürür, giyinir ve müzik eşliğinde bozalarımızı içerken eğlenirdik. Spor salonumuz da vardı. Burada spor öğretmenimiz Süheyla Hanım bizi dengede yürütür, yer minderlerinde takla attırır, bazen de yüksek atlama yaptırırdı. Güzel havalarda bahçede voleybol ve yakar top maçları yapılırdı.19 Mayıs spor Bayramı için seçilen hareketler Mayıs ayına kadar bütün sene öğretilerek tekrarlatılırdı. Aynı gösteriler Yıl Sonu şenliğinde de bahçenin dört tarafında oturan arkadaşlarımızın önünde müzik eşliğinde bizlere yaptırılırdı. Türkçe öğretmenimiz Didar Hanım, Edebiyat öğretmenimiz Sezer Hanım, Biyoloji Öğretmenimiz Rezzan Hanım, Cebir-Geometri öğretmenimiz Sermet hanım, İngilizce öğretmenimiz Selçuk Hanım, Fizik öğretmenimiz Süheda Hanım unutamadığım öğretmenlerim arasında yer almaktadır. Öğretmenliğim döneminde onlardan öğrendiğim bütün bilgi ve davranışları uygulamışımdır. İçlerinden şu anda bizimle olmayanlar da nurlar içinde yatsınlar, hakları kesinlikle ödenmez. Ayrıca Milli Güvenlik Dersleri başlamadan önce çekilen DİKKAAT ve ayakta öğretmenimizi nasıl saygıyla beklediğimizi hiç unutamıyorum. Ya ev işi derslerinde annelerimizden aldığımız yardımlarla örülen atkılar? Nasıl sıcacık ve annelerimizin sevgisiyle doluydu. Öğlen yemekleri için önce çoğu öğrenci gibi önce yemekhaneye yazılıp daha sonra kantinden alışveriş yapmayı tercih ettik. Öğlen zili çalınca ablam ve ben aşağıya koşar kantinin önünde sıraya girerdik. Lahmacun ve ayran en çok tercih ettiğimiz yiyecek ve içecekti. Yaşlar büyüdükçe servisten çıkıp 4 numaralı Bostancı otobüsü ile okula gidip gelmeye başladık. Böylece Kızıltoprak otobüs durağının hemen arkasındaki pastaneden mis gibi kokan ponçiklerden alma fırsatı buluyorduk ablamla ben! Sanırım o pastane halen duruyor. Pastanenin yanındaki postanede ise lise sonda iken üniversite giriş formlarımızı nasıl heyecanla doldurduğumuzu hatırlıyorum. Altı sene süren ortaokul-lise hayatımın son günlerinde kendimi biraz buruk hissettiğimi hatırlıyorum.. Çünkü bize sıcacık bir yuva olan okulumuzdan artık belirsizliklerle dolu geleceğe yelken açıyorduk. Öğrenci büromuzda çalışan kabarık, kızıl saçlı Neptün ve sarışın, güzel bayan Sevgi hanımları da bize olan yardımlarından dolayı minnet ve sevgiyle anıyorum. Zaman su gibi akıp gidiyor! Benim kullanmayı çok sevdiğim bu deyim İngilizce “Time Flies!”olarak söyleniyor. Öğrencilerimin sizinle ders yaparken gerçekten “Time Flies ” demeleri halen hoşuma gidiyor. ) Şu anda aynı zamanda çok sevgili torunlarımızın da eğitim hayatlarını takip ediyoruz. Biz öğretmenler “En büyük yatırım eğitime yapılan yatırımdır” deriz hep! Bana ve kardeşlerime iyi bir eğitim almamız için bu fırsatları sağlayan rahmetli babam HAMDİ ÇAĞIRKAN ve rahmetli annem ÖZCAN ÇAĞIRKAN’a teşekkür ediyorum. Cennet olsun mekânları!
SEVGİLERİMLE, SAYGILARIMLA!
Suna Selma GÜLGÜDEN
12.10.2021
Yazarın Diğer Makaleleri
- 04 Haziran 2023 MERDİVEN
- 19 Mayis 2023 HER ŞARTTA YİNE DE
- 09 Mayis 2023 BEKLEMEK (ŞİİR)
- 11 Nisan 2023 HUZUR
- 22 Mart 2023 GÜN VE GECE
- 07 Mart 2023 BÜTÜNÜZ(ŞİİR)
- 23 Subat 2023 KABUS GİBİ
- 03 Subat 2023 Sessiz Çığlık(ŞİİR)
- 21 Ocak 2023 YÜCE VARLIKLARIZ! (ŞİİR)
- 08 Ocak 2023 KENDİME (ŞİİR)
- 28 Aralik 2022 SEVİYORUM(ŞİİR)
- 16 Aralik 2022 BİR GÜN DAHA (ŞİİR)
- 29 Kasim 2022 MUCİZELER
- 07 Kasim 2022 HAYAT (ŞİİR)
- 28 Ekim 2022 AYRILIK
- 20 Ekim 2022 SIĞINDIM (Şiir)
- 28 Eylul 2022 PROFESYONELLİK
- 13 Eylul 2022 EVET,SİZ (ŞİİR)
- 03 Eylul 2022 AKŞAM SEVİNCİ (ŞİİR)
- 14 Agustos 2022 SEVGİ(ŞİİR)
- 04 Agustos 2022 MİNNET(ŞİİR)
- 15 Temmuz 2022 ÖZÜM (ŞİİR)
- 04 Temmuz 2022 PEMBE DUYGULAR (ŞİİR)
- 23 Haziran 2022 HİÇLİK
- 31 Mayis 2022 YAZ (ŞİİR)
- 24 Mayis 2022 GECELER (ŞİİR)
- 07 Mayis 2022 ANNELİK (ŞİİR)
- 29 Nisan 2022 YUVA (ŞİİR)
- 17 Nisan 2022 EMEK
- 05 Nisan 2022 BAHAR (ŞİİR)
- 23 Mart 2022 KARMAKARIŞIK (ŞİİR)
- 07 Mart 2022 HAYALLERİMİZ
- 16 Subat 2022 HOŞ SEDA ( ŞİİR )
- 21 Ocak 2022 YALNIZLIK (Şiir)
- 06 Ocak 2022 KEŞKE
- 29 Aralik 2021 PIRILTILAR (ŞİİR)
- 20 Aralik 2021 İstanbul'da akşam üzeri
- 07 Aralik 2021 YAĞMUR (Şiir)
- 22 Kasim 2021 SINIFLAR
- 08 Kasim 2021 Çeşit çeşit
- 26 Ekim 2021 ANLADIM Kİ
- 11 Ekim 2021 Ö.K.K.K
- 27 Eylul 2021 ACABA NEDEN (ŞİİR)
- 12 Eylul 2021 FARKLILIK
- 04 Eylul 2021 EN BÜYÜK HEDİYE
- 16 Haziran 2021 DİKKAT DİKKAT
- 03 Haziran 2021 ASLA VAZGEÇME
- 20 Mayis 2021 DOĞRU SÖZE NE DENİR
- 10 Mayis 2021 ANNEM
- 29 Nisan 2021 SYMI (SİMİ) ve KOS ADALARI
- 13 Nisan 2021 DAVETSİZ MİSAFİRLER
- 01 Nisan 2021 DRAGOS MUSİKİ CEMİYETİ
- 26 Mart 2021 ONLAR YAŞARKEN DE ÖLÜLER!
- 17 Mart 2021 FARKLI DÜNYALAR
- 08 Mart 2021 BEN HEP BÖYLEYDİM, SONRADAN DEĞİŞMEDİM!
- 27 Subat 2021 YAŞAMA SEVİNCİ
- 17 Subat 2021 BİR ANDA
- 30 Ocak 2021 15 GÜN ARA TATİL
- 16 Ocak 2021 DUYGULARIMIZ
- 08 Ocak 2021 GÖNÜL TEYZEM
- 30 Aralik 2020 YENİ YIL
- 25 Aralik 2020 KÜÇÜK MUTLULUKLAR
- 12 Aralik 2020 YETENEKLERİMİz
- 06 Aralik 2020 KOSOVA KONSER ANILARIMDAN
- 28 Kasim 2020 İNSANLARI iDARE ETME SANATI
- 12 Kasim 2020 MONAKO SEYAHATİMDEN ANILAR
- 25 Ekim 2020 CANNES
- 02 Ekim 2020 İTALYA GEZİMDEN NOTLAR ( Roma Venedik Floransa )
- 19 Eylul 2020 FOLKLOR
- 10 Eylul 2020 MEZUNİYET GÜNLERİ
- 23 Agustos 2020 İSTANBUL'DAN LONDRA'YA
- 06 Agustos 2020 EVLİLİK GEMİSİ
- 18 Temmuz 2020 HAYATIMIZDAKİ ROLLER
- 08 Temmuz 2020 KENDİMİZİ GÜNCELLEMEK
- 25 Haziran 2020 ÖZEL SEKTÖR
- 16 Haziran 2020 DOĞUM GÜNLERİ
- 28 Mayis 2020 ANNEANNEMİN ANISINA…….
- 18 Mayis 2020 MÜZİKSİZ BİR DÜNYA DÜŞÜNEMİYORUM
- 15 Mayis 2020 BEN SUNA GÜLGÜDEN
4 Yorum
Ayla
11 Ekim 2021Nilgün tezer
11 Ekim 2021Nurdan Erakıncı
12 Ekim 2021Halit Çalışkan
12 Ekim 2021