AZERBAYCAN ANILARIM I

Bazı insanlar hayvan meraklısıdır. Hayvan sever denilen grubu oluştururlar. Ancak bunlar insanlara mesafelidir, mümkün olduğunca sosyal ortamlardan kaçarlar hatta insanın bulunduğu yerlerde olmaktan nefret ederler. İnsana güven duymaz, kendinden başka insana ait gerçekleşen hiçbir şeyin onun için bir önemi, kıymeti harbiyesi yoktur. Bunların aşırı boyutta olan grupları ise insansız bir dünyada yaşarlar neredeyse hayvanlarla yatar hayvanlarla kalkarlar. Tüm yaşam enerjilerini sadece hayvanlardan alırlar.

Diğer grupta yer alanlar ise tam tersine insanı sever, bunlar dost meraklısıdır. İnsanlarla iç içe olmak ona güç, kuvvet, enerji verir. İnsanların yaptıkları onları için değerli ve kıymetlidir. Herkese her düşünceye saygılıdır. İnsansız, sosyal ortamsız hayatta  yaşayamazlar, daralır, bunalır, uzun vade de hasta olurlar. Konuşmak, sohbet etmek, insana dair bir şeyleri keşfetmek, onlara yardım etmek, paylaşmak temel yaşam biçimleridir.

Gelelim üçüncü gruba bunlar sanırım en marjinal gruptur. Bu tip insanlar ne insan sever nede hayvan sever. En sevdikleri şey kendileri ve kendilerine ait olan şeylerdir. Egoları en üst seviyededir. Dünya onlar için kurulmuştur. Her şeye onlar layıktır, her hak onlara verilmiştir. İnsan veya hayvanla sarf edecek vakitleri yoktur. Hayvandan korkar, iğrenir veya değersiz bir obje şeklinde görürler. İlgi odağı sadece onlar olmalıdır. Sohbetlerde bile tek taraflı anlatırlar. Karşı tarafın durumunu, sihhatini, başarılarını sormaya gerek bile duymazlar zaten genelde karşı tarafı dinlemezler. Tüm konular onlarla başlar onlarla biter.

Gelelim son gruba ki bu gruptaki insanlarda azınlığı temsil etseler de bana göre Tanrı tarafından onlara bahşedilen özel ruh yapıları nedeni ile en şanslı grubu temsil ederler. Bu gruptakiler hem insanı hem de hayvanı severler. Bu iki kavram çok genel bir perspektifi içerdiğinden  insan ve hayvana dair ne varsa sevildiğinden onların yaşadıkları yer olan doğanın her tarafı, tüm coğrafyalar, sosyal ve beşeri yerler, kültürler, beşeri ilişkiler, insan veya hayvan tarafından yaratılan; eserler de merakları içindedir.  Başka bir ifade ile her ikisinin renklendirmediği ortamdan asla keyif almazlar. Bunlar almaktan çok vermeyi seven paylaştıkça mutlu olan insanların olduğu gruptur.

Bu tasnifler benim tarafından yapılmış bir tasnif olduğundan kimse katılmak zorunda değildir. Bu tasnifleri yaparken bilimsel argumanlardan yararlandığımı söyleyemem. Sacece artık yaşını başını almış diye ifade edilecek bir noktaya gelmiş biri olarak  bugüne kadar gerçekleştirdiğim gözlemlerden yola çıkarak  kendimce bir gruplamayı yaptım.

Gelelim sadede "Ben bu grupların hangisi içindeyim. Yazının akışından da anlayacağınız üzere bendeniz son grupta yer almaktayım. Belkide bu yazıyı sadece hayvanı seven biri kaleme alsaydı sanırım bu kez onun yazdığı özelliği okuyan herkes sadece hayvansever grubunda  yer almayı  isteyebilirdi.

Ben bu grupta yer aldırarak Tanrının beni ödüllendirdiğini düşündüğüm bu nedenle çok şanslı olduğumu düşünenlerdenim. Bu yapım beni ezelden beri çok mutlu etmiş, hayata bağlılığımı arttırıp, yaşadığım ahir ömrümü renklendirmiştir.

Ancak şunuda açıkca ifade etmeliyim ki yukarıda kendimce kategorize etmeye çalıştığım insanoğlu grupları ve bu gruplar içinde yer alan özelliklere sahip olmak aslında ne fazilet ne eleştirilecek özelliklerdir. İnsanoğlunun genetik yapısı, ruh halleri, merakları, yetişme şartları kültürel yapılarının etkisi ile oluşan  ilgilerinin de farklı farklı şekilde oluşmasında  etkisi büyüktür.

Tanrının bahşettiği genler yanında yetişme ortamı, zamanı, mekanı, başa gelen felaketler dramlar, insanların bu kategorilerde yer almasına veya grubunu değiştirmesine sebep olabilmektedir. Bir zamanlar her iki canlı grubunu seven biri yaşadıklarının sonucu sadece hayvan sever grubuna geçiş yapmış olabilir. Veya bir zamanlar insanı da hayvanı da seven biri  yine başına gelenlerden ötürü içine kapanıp her ikisinden uzak kalmayı yeğlemiş olabilir.

Sanırım bu yapım genetik mirasçısı olduğum annemden bana geçmesi  yanında iki yaşımdan itibaren farklı kültür ve ortamlarda yetişme fırsatım bendeki bu yapının bu şekilde oluşmasını sağlamıştır.

Ben insanı hem severim, hem de her insanı başlı başına bir hazine olarak görürüm. Bu hazineyi ortaya çıkarmak, değerini anlamak için o bazen bir kitap gibi sabırla okunulmalıdır, bazen bir film dikkatle seyredilmelidir. Bazen de bilimsel bir metot gibi kodları çözmeye çalışılmalıdır. Yöntemleri farklı olsa da insan değerli bir varlıktır ve her insandan gerçekten öğrenilecek çok şey vardır.

Bendeniz böyle bir meraka sahip olunca insanın bulunduğu her yer ;  köy, kasaba, şehir, bölge, ülke, okul, mahalle, sosyal gruplar, ilgi ve hobi yerleri, seyahatler, toplantılar, sosyal hayat tam anlamıyla benim için birer hazine değerini taşırlar. Buraların bir kısmı bilinçli olarak bir ortak payda da buluşulmuş yerler olmasından dolayı yani ayni ya da benzer sosyal  kültürel değerler ve alışkanlıkları içeren alanlar olması yanında buralarda yer alan kişilerin hayata benimle ayni gözlüklerle bakma gibi çok temel benzerliklerinden dolayı buralardan kazandığım dostluklar çok daha kalıcı ve sağlam olmuştur.

İlke ve ülküleri benimkilerden tamamen farklı yerlerde bulunan kişiler olsa bile onları da değerli ve önemli görüp oralardan da elde edilecek fikirler, tecrübeler olduğuna inanarak buralardan kazanılacak insanları gözlemlemeden de mutlu olurum nadir de olsa buralardan da uzun vadeli dostluklar elde etmişimdir.

İşte bu nedenle gençlik çağımdan başlamak üzere farklı kültürleri ve farklı kimliklerdeki insanlara ulaşmak tanımak öğrenmek merakımda hala devam edegeldiğinden insan biriktirme çabam asla azalmamıştır. Ergenlik dönemimde sosyal ekonomik kültürel hayatımın daha sınırlı olması bugün ki teknolojik olanaklar olmamasına rağmen merakımın getirdiği çabalarımla yıllar boyunca onlarca farklı ülkeden yabancı mektup arkadaşı kazanmışımdır. Bunu açıkça ifade etmeliyim ki arkadaş bulma adına yazışmalar yapmayı sadece karşı cinslerle tanışma vasıtası görmemişimdir. Ondan bir şeyler öğreneceğime inandığım hemcinslerim ve kurumlarla bile yazışmışımdır. Hiç unutmam Sultanahmet’te tanıştığım Alman grup içinde İngilizcesi iyi " Yosef " isimli benden büyük bir Alman Yahudi’si olan oldukça entelektüel genç ile din, siyaset, yabancılara bakış, çalışma şartları, gibi detaylı öğrenmek istediğim pek çok konuyla ilgili olarak aylarca yazışmıştım. Henüz lise ikinci sınıfta BBC Türkçe yayınlar Müdürlüğüne sürekli mektuplar yazarak Müzik yayınları, yeni albümler posterler ve sanatçılara ait soruları sorgulamama şimdi bile şaşkınlıkla hatırlıyorum. Onların büyük tevazu ile beni bilgilendirmelerinden yüz bulmam sonucu "BBC de çalışabilir miyim? Bana destek olur musunuz? " Sorusu içeren mektubum sanırım onlara yazdığım son mektubum olmuştu. Ama en azından 16 yaşımda böylesi cüretkar şekilde şansımı denemem bu olayı hep mutlulukla hatırlamama vesile olmuştur.

Siyasi görüş ayrılığının cana mala kastedecek noktaya geldiği yıllarda bile sahip olduğum siyasi düşünce ve fikirler net olmasına rağmen geniş arkadaş topluluklarım içinde her siyasi görüşten çok sayıda dostlarım olmuş, herkesi sevmiş ve sevilmiş biri olmanın gurur ile o kara günleri atlatmışımdır.

Şükürler olsun ki bilgisayar devriminin gerçekleştiği yılları da yaşamak, teknolojik fırsatları  görme şansını yakalayınca bu kez sanal alemden dostluklar kurmaya başladım. Bu kanallardan yüzlerce hatta abartısız binlerce arkadaşım ve dostum olduğu gibi onlarcasıyla fizikken tanışıp bir araya gelme fırsatını da yakaladım.

Şimdi bize bu güzel dostluk hikayelerinden birini anlat demiş olsanız.  Anlatacağım dostlukların baş sıralarında yer alanlardan biri olan “Aslan Mustafazade”yi anlatmak isterim. Bu hususta başkaca ülkelerdeki onlarca dostluk anılarımı yeri geldiğinde sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Aslan ile oluşturduğumuz dostluğu ve gelişmesini sizlerle paylaşırken ister istemez sizleri bu dostluğun diğer ayağını oluşturan iki ülkedeki anıları paylaşacak olmam yanında sizi "Aslan"ın ülkesine her vesile “iki devlet tek millet” şeklinde çok gerçekçi bir ifade olan ve benim bu duyguyu iliklerime kadar yaşadığım yere yani Azeri  kardeşlerimizin yaşadığı Azerbaycan’a  da götüreceğim.

Aslan Mustafazade ile sosyal medyadan tanıştık. Onun bir piyanist ve öğretmen olduğunu öğrenmiştim. Şu gerçektir ki Azeri Türkleri bizim diğer yarımız olduğu duygusu yanında müzikleri kabiliyetleri ile kalbimizde taht kuran sanatçıları ve siyasetçileri ile onlara olan sevgi ve sempatimiz birçok soydaş topluluğa göre çok daha kuvvetli bir bağı oluşturmuştur. Bu duygu ve düşüncenin bende de çok kuvvetli olması nedeni ile Aslan Mustafazade’yi henüz görmeden çok sevdim. O sıralar bir konser hazırlığı içindeydik ve zaman zaman provalardan video görüntülerimizi sosyal medyada paylaşıyorduk. Birgün Aslan “Efendim, konsere hazırlandığınızı anlıyorum ancak gördüğüm kadarı ile orkestranızda piyanist yok doğru mu?”  diye sordu. Bende “Evet arkadaşım haklısın piyanistimiz yok “ yanıtı vermem üzerine “ Arzu edip kabul ederseniz ben katılabilirim” dedi. Şaşırdım. “Kardeşim sen Bakü’de değil misin” dedim. “Bakü’ye yakın Şeki şehrindeyim” dedi. Bir an durakladım ve devam ettim “Aslan kardeşim bu hususta bütçemiz çok sınırlı hatta piyaniste ayırdığımız bir bütçe bile yok. Sonra seni üzmüş olmak istemem”  dedim. Yanıtı şu oldu “ ben her hangi bir şey talep etmiyorum. Merak etmeyin. Konserin tam tarihini bildirin” dedi. Şaşırdım kaldım. Azeri Türklerinin iyi müzisyen olduğunu biliyordum ama ya Aslan istisna durumunda ise ya da tersi çok iyiyse bila bedel iş yaptırmak emeğe saygısız bir durum oluşturacaktı. Birkaç gün sonra beni yeniden arayarak “ Uçak saatini bildirdikten sonra kendisine konser salonuna yakın bir otelde yer ayırtmamı istedi ve otel masrafını ne kadar olacağını yazmamı “ belirtti. Bende “ Yok artık birde oteli de mi sana ödetelim. Olur mu ya yakışır mı bize diye” düşündüm.  Ona “ Aslan kardeşim Sen İstanbul’a ayak bastığın andan itibaren benim misafirimsin, gerisini düşünme”  dedim.

Kararlaştırdığımız saatte buluşup onu havaalanından aldım. Çok sıcak çok cana yakın bir gençti. Oğlumla yaşıt olması nedeni ile babalık duygusu içinde bir sevgi oluştu. Sonra onu oğlumla tanıştırdım ve onunla da devam eden dostluğu oluşturdum. Onun piyanist olarak katıldığı konserimizin gerek müzik kalitesi gerekse heyecanı çok yükseldi. Aslan gelişi ile başka bir şans yakalamam vesile oldu. Onu da anlatayım. Aslanı konserden önce evimize davet ettiğim sırada apartman giriş kapısında da karşılaştığım otuz yıllık komşum modern folk üçlüsünün kurucusu ve flemenko gitar virtüyözü Doğan Canku’yu Aslan ile tanıştırıp " Aslan bey konserimize misafir sanatçı olarak katılacak ve sırf bu nedenle ta Bakü’den geldi. Ama sizinle hiç bir müzik birlikteliği yaşamadık. Keşke sizde bu konserde yer alıp bizi onurlandırsanız. Bu başta benim için büyük gurur olur" ifadem üzerine Sevgili Doğan Canku’nun hiç beklemediğim olumlu yanıtı karşısında yaşadığım büyük şaşkınlığı tahmin edebilirsiniz. Üstelik sarf ettiği şu ifadeyi asla unutamadığım gibi bizzat şahitte oldum.

“Ben bunca yıl sahneye gitarımla çıkıp söyledim. İlk kez ben sahnede gitar çalmadan şarkı söyleyeceğim. Bu riski Aslan bey gibi Azeri bir piyanistin yer alması nedeni ile göze alıyorum. Onların müzikteki yetenek ve başarısını yakinen biliyorum."

”Bir virtüyöz amatör bir koro konserinde yer alacaktı. Her şey o kadar  ani gelişiyordu ki o an bile bu gelişmeleri tam idrak etmek mümkün değildi. Üzerinden yıllar geçmesi gerekiyordu.

Muhteşem bir konser gerçekleştirdik. Doğan Canku başta “Ayrılık” adlı ülkemizde büyük bir üne kavuşturduğu Azeri eser olmak üzere birkaç eserini söyledi. Konser öncesi bazı aksaklıklar nedeni ile Azerbaycan İstanbul Başkonsolosluğundan talep ettiğim zamanında gelmeyen Azerbaycan bayrakları bile son anda kuliste elimize geçince finali Türk, Azeri Bayrakları ile sonlandırmamız geceye büyük coşku kattı. Böylesi bir finali bizler ve seyirci  arasında oluşan heyecanı, enerjiyi  hayal edebileceğinizi umuyorum.

Bir gönül köprüsü işi nerelere getirmişti. Bu sadece başarılı bir sanat olayı değil insanoğlunun ayni duygularla kenetlenmesine ne zaman ne mekan nede başkaca faktörlerin engel olamayacağına örnek bir olaydı. Bunun o anda yaşanıp bitmesine müsaade etmemek böylesine yazılı olarak kayıt altına almak suretiyle hem günümüzün insanına hem geleceğe örnek göstermeninde bir görev ve sorumluluk olduğu bilinciyle şuan anı yazısı  bir belge şeklinde sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşamaktayım.

Aslan Kardeşimle ayrılık vakti gelmişti. Kısa süre içinde olsa da ona merak ettiği İstanbul köşelerini göstermenin huzuru ile onu ülkesine mutlulukla, gururla yolcu ettik. Onunla sosyal medya üzerinden diyaloglarımız daha sıklaştı. O bizleri dernek ve koro üyelerimi tanımış birçoğuyla irtibat kurmuştu. Biz onun çevresini, ailesini, kültürünü, yaşam şeklini tanımıyorduk. Tabii olarak birini sevip tanıyınca ona ait şeyleri de merak ediyor, tanımak istiyorsunuz . Bu fırsat kısa bir süre sonra geldi........................

Bir sonraki yazımda  Bakü anılarımla birlikte olmak umudu ile .........

Serdar TAŞTANOĞLU

08.03.2021

DOĞAN CANKU 

39 Yorum

Oya. Dinçer

Oya. Dinçer

09 Mart 2021
Bence. İnsanın yaratılış amacı budur. Dünyaya tanışmak için geldik. Engellerin kalktığı dünyaya bu bilinçle bakanların arttığı günlerin umuduyla.
Oya dinçer

Oya dinçer

09 Mart 2021
İnsanın yaratılış amacı budur. Yunus.seni tanısa Kardeşim derdi
Yeşim Bülbül

Yeşim Bülbül

09 Mart 2021
Başkanım bu yazınız baş ucu kitabı olucak nitelikte çünkü insanları ve dostluğu öyle güzel ele almışsınız ki kaleminize sağlık birlikte yaşadıklarınıza ve yasattiklatınıza sağlık. ...
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

09 Mart 2021
Serdar hocam yabancı dil bilmenin avantajlarını çok iyi kullanıp çok arkadaş edinmeniz takdire şayan tebrik ederim bu tecrübelerinizi bizimle paylaşmanız da bizim şansımız çok teşekkürler yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz
Umran özbey

Umran özbey

09 Mart 2021
Dünyada aynı dili konuşuyor olmamız, yakın kültürümüz, halkların yaklaşımı ile Azerbeycan'ı dost ve kardeş ülke olarak benimsiyoruz. Sanatçısıda bu katılımı ile aynı düşüncede olduğunü gösteriyor. Yüce gönüllü, sanata verdiği değeri sizin sanata olan emek, saygınıza koşulsuz iştiraki ile göstermiş. Okurken duygulandım mutlu oldum.
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

09 Mart 2021
Serdar hocam müzik evrensel bir dildir ve birbirlerinin dillerini bilmese bile insanlar harika bir birliktelik ortaya çıkar çünkü müzik ruhlardaki güzel duyguları ortaya çıkarır.bütünn farklılıklar aynı paydada eşitlenir. Yabancı dilleri iyi konuşan ve bilen biri olarak siz, müzikle de yabancı insanlar ve kültürler arasında çok güzel köprüler kuruyorsunuz!! TEBRİKLER!
Ayşe Sakallı

Ayşe Sakallı

09 Mart 2021
Ne güzel dile getirmişsiniz anılarınızı Serdar Bey. Kardeş Azerbaycan benim de çok gitmek istediğim bir ülke. Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum, tüm dernek dostlarına sevgiler.
Aydın Çetinkaya

Aydın Çetinkaya

09 Mart 2021
Yazınızı büyük bir beğeniyle okudum. İnsanı, ruhsal ve fiziksel açılardan ele alan düşünceleriniz çok hoşuma gitti Serdarcığım.Sevginin ayrımsız,marjinal dışı olmasının gerekliliğini vurguladınız.Yazınızda kendi iç dünyanızın müzikal ahengi hissediliyor.Bu ne mükemmel duygu hazinesi.Yazınızdan dolayı kutlarken Azebaycanla ilgili ikinci anı yazınızı beklediğimi belirtir sonsuz selamlarımı sunarım.
Adnan Zanburkan

Adnan Zanburkan

09 Mart 2021
Azerbaycan gerçekten güzel bir yer ben de 2 kez gittim dolaştım şimdi daha da güzel olmuştur mutlaka kaleminize sağlık
Hafize Akyıldız

Hafize Akyıldız

09 Mart 2021
Serdar başkanım her zaman olduğu gibi yine bir solukta ve heya anla okudum. Çünkü bu yazılanların çoğuna tanık olduğum için çok heyecanlanıyorum. O günleri tekrar anımsıyorum. Buda bana heyecan ve mutluluk veriyor. Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Birde hayvanlarla ilgili görüşlerinize katılıyorum. Ben 3. Katagoriye giriyorum. Saygılar.
Semra Türel

Semra Türel

09 Mart 2021
Yine harika bilgilerle uzaklari yakina getirdiniz. Altın kaleminize saglik Serdar Baskanım Sevgilerimle SEMRA TÜREL
Rüstem Tüzgen.

Rüstem Tüzgen.

09 Mart 2021
Gençlik yıllarından beri çok yakından tanıdığım için kalbinin ve ruhunun güzelliklerini çok iyi biliyorum. O mektuplaşmaların bir kısmına da yakından şahit oldum. Güçlü kalemin ve örnek alınması gereken bakış açın yüzünden bütün yazılarını tekrar tekrar okuma gereği duyuyorum. Nice uzun yıllar boyu unutulmayacak yazılarının devamını dilerim.
Zekeriya Başars

Zekeriya Başars

09 Mart 2021
Tebrikler Serdar Bey... Çok güzel bir yazı olmuş ve güzel anılar...
Kısmet Cebioglu

Kısmet Cebioglu

09 Mart 2021
Süper duygular ve keşifler. Tebrikler. Paylaştığınız için teşekkürler. Ben de her bireyin bir hazine olduğuna inananlardanım. Okuyabilene tabi. Saygılar selamlar.
Veysel Özyurt

Veysel Özyurt

09 Mart 2021
Tüm yazılarınız da olduğu gibi bu yazınızda güzeldi. Sıradaki yazınızı merakla bekliyoruz. Selam ve sevgilerimle
Armağan ümit çı

Armağan ümit çı

09 Mart 2021
Müziğin sınır tanımadığı, etnik kimliklerin evrensellik boyutunda birbiriyle kaynaştığı bir dünyada yaşamak dileğiyle yeni yazılarınızı bekliyoruz.
Gülşen Temel

Gülşen Temel

10 Mart 2021
Bana gönderdiğiniz düşünceleriniz,anılarınız ve resimleriniz için çok teşekkür ederim. Zevkle okudum. Düşüncelerinize katılıyorum.Anlatış tarzınız harika.Bu düşünce ve anılarınızı kitap haline getirmeyi düşünür müsünüz? Sağlıklı, huzurlu, dualarınızın kabul olduğu hayırlı kandiller dilerim. Sağlıklı,güzel günlerle böyle güzel yazılarınız çoğalsın inşallah.
Faruk Öz

Faruk Öz

10 Mart 2021
Ne güzel hatıralar, yüreğinize, kaleminize sağlık Serdar Bey
Cihat Hırçın

Cihat Hırçın

10 Mart 2021
Serdar bey harika anılar...Azeri kardeşlerimizin müzik yeteneklerini hep duyarım bilirim... Anıların ikinci bölümünü bekliyorum...Ne güzel bir tevafuk olmuş. ALLAH sizleri buluşturup yeni dostluklar kurup güzel imzalar atılmış ne mutlu insanın sanatçının değerini bilip onların değerini bilene.....
Ahmet Türkoğlu

Ahmet Türkoğlu

10 Mart 2021
Ufkumuzu açan, bilgilendiren, gezdiren Değerli yazılarınıza beğenilerimizi iletmek ve bu paraleldeki İletileri aktarmak şeklindeki faaliyetimiz, dilerim ki, değerli şahsınızı rahatsız etmiyordur. Teşekkürlerimle, saygılarımla.
Bingül Oğuz

Bingül Oğuz

10 Mart 2021
Kaleminize sağlık dostum.Betimlemeler harika kutlarım.Çok yönlü değerli bir sanatçısınız.Pandemi açılınca sizleri misafir etmek istiyorum.Selamlar.
Gulzerrin Eligü

Gulzerrin Eligü

10 Mart 2021
İnsan arkadaş dost sevgisi olan sizi tandığım için çok mutluyum elinize kalaminize sağlık sevgilerimle.
Güller Demirci

Güller Demirci

10 Mart 2021
Teprikler Başarılarınız Daim Olsun Sevgiler.
Kadriye baysa

Kadriye baysa

10 Mart 2021
Tebrik ederim serdar bey yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum,kaleminize sağlık...
Neşe Terazi

Neşe Terazi

11 Mart 2021
Sevgili Serdar... Yine muhteşem bir anlatı. Çok çok teşekkürler . En kısa zamanda Bakü yazını bekliyoruz. Sevgiler..
Necla Sakarya

Necla Sakarya

12 Mart 2021
Muhteşemdi . Müzik dolu yazılar bile biii farklı oluyor . Huzur ve neşe veriyor insana.
Kazım Arık

Kazım Arık

12 Mart 2021
Yalın,nesnel,özgün etkileyici sosyal öğeler içeren bir anlatım.
Hayriye

Hayriye

13 Mart 2021
Çok teşekkürler Serdar Bey. Ülkemiz adına çok güzel davranış ve güzel anılar. Saygılar..
Mehmet ÖZKAYA

Mehmet ÖZKAYA

13 Mart 2021
Serdar bey harika yazınızı şimdi okuyabildim. 10 defa Azerbaycan’a giden biri olarak tespitlerinize gönülden katılıyorum.. Kardeşlerimizin çıkarsız dostlukları, sıcakkanlılığı misafirperverliği bizim 50 yıl önceki değerlerimizi hatırlatıyor. Üç albümümde de bir Azerbaycan şarkısı mutlaka vardır. İki şarkı bana özel bestelendi.. Bende Milletvekili dostum Ganire Paşayevanın şiirini besteleyip kendisine gönderdim. En büyük hayallerini gerçekleştirdikleri, yani Karabağı işgalden kurtardıklar için şimdi çok daha mutluyuz.. Güzel anılarımı tekrar hatırlattığınız için teşekkür ederim. Sevgi ve saygıyla..
Bedriye Darcan

Bedriye Darcan

14 Mart 2021
Günaydın sayın Başkan. Insanlar içinde doğarken. ,şanssız doğanlar var. Ne gibi ? Vücut özürlü olabilir. Fakir bir ailesi olabilir. Sorumsuz bir anne ve babaya sahip olabilir. KUR-AN-I KERIM de bir ayette ALLAH cc.şöyle buyuruyor."Insanlar doğdukları zaman ALLAH tarafından kendilerine verilmiş RUH ve FITRATLA dogarlar " Bu bölüm önemlidir. Bu insanlar her türlü olumsuzluğu akıl ve yetenekle olumlu bir duruma dönüştürür. Çok önemli bir konuda. Kişinin yetiştirilme tarzıdır. Bir insana küçük yaşlarda şu üç şey ogretilirse ki Japonlar 4 yaşına kadar önce çocuklarına bu eğitimi veriyor. 1.Merhamet 2.Adalet. 3. Haramdan kaçmak. Diğer erdemler bunların içine giriyor. Azeri muzisyenAslan Bey Bu iyi insan anlaşılıyor ki Kendisini bu minvalde yetiştirmiş. Böyle insanların çoğalması dileği ile, Teşekkürler ediyor,. Hayırlı günler diliyorum.
Nurdan Erakıncı

Nurdan Erakıncı

14 Mart 2021
Yazınızı heyecanla bir solukta okudum Serdar hocam. Ne kadar güzel anılar biriktiriyorsunuz, duygulanmamak elde değil. Yüreğinize, kaleminize sağlık.
İnci Erdoğan Bl

İnci Erdoğan Bl

14 Mart 2021
Çok güzel tespitler Serdar bey Çok değişik insan tipleri var. Ama sizin gibi değerli duyarlı donanimlı insanlarda var .Yureginize kaleminize sağlık .
Guldoğan Ünver

Guldoğan Ünver

14 Mart 2021
Tebrikler, başarılar diliyorum .
Gulten Aydeniz

Gulten Aydeniz

17 Mart 2021
Muhteşem yazınızı okudum. Hem de iki kere.yazinin içine girdim , çıkmak istemedim. Sizi anlatmak için, yazdıklarınızı keşke ben yazmış olsaydım diye hayiflandim. İnsanlar hakkındaki tahlillerinizin ne kadar haklı olduğunu cok iyi anladım.. Sevgi dostluk bağ kurma hakkındaki özgü elinizi kutluyorum. Ve herzaman ki gibi size cok teşekkür ediyorum.
Gulten  Aydeniz

Gulten Aydeniz

19 Mart 2021
Biri benden sizi anlatan bir yazı isteseydi kelimesi kelimesine yukarıdaki muhteşem biyografiyi yazmak isterdim. Dopdolu bir yaşam, destansı rengarenk, hayat dolu, muhteşem bir yaşam rehberi. Cok cok insan Serdar hocam.
Yusuf Aydan Mut

Yusuf Aydan Mut

20 Mart 2021
Değerli Serdar bey Akıcı üslubunuzla yine duygularımızı harekete geçirdiniz. Etkilenmemek elde değil. Birlikte olduğunuz insanlar gerek sözlerle, gerek notalarla aynı duyguları paylaşabiliyor, ortak bir dili konuşabiliyor. İçsel enerjiniz farklı ülkelerden değerleri biraraya getirmede çok başarılı . Aslan bey bunu perçinlemiş. Doğan bey katılımıyla konserinize değer katmış. Yazımızın devamını sabırsızlıkla bekliyorum. Sağlıkla ve sevgiyle kalın
Ali BARUT

Ali BARUT

20 Mart 2021
UMARIM ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE BU VE BUNA BENZER DAHA ÇOK ANILARINIZ OLUR. SAĞLIKLA, HOŞÇA KALIN.
Birgül Çetin

Birgül Çetin

23 Mart 2021
Azerbaycan'a gidip geldim sayenizde.....Muhteşem tespitler ve muhteşem bir kalem. Teşekkürler.
Mevlüde Erten

Mevlüde Erten

11 Mayis 2021
Harika bir yazı . Okumaya başlayınca su gibi aktı gitti hocam. İyi ki varsınız. Emeğinize ve yüreğinize sağlık.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri