ÇEVRE ; BIKMADAN USANMADAN DÖVDÜK ONU HEM DE EVİRE, ÇEVİRE
Yarın 5 Haziran Çevre günü.
Toplumun bazı kesimlerince ; İnsanlık için çok önem arz eden değerlerin önemsenmesi adına böylesi yılın bir günün sembolik olarak belirlenmiş olmasını, değeri ve önemi vurgulanacak kişi veya kavrama dikkat çekmek adına yılın bir gününün tahsis edilmesini “yetersiz” “haksız” “manasız” bulunur.
Bazı kesimlerce ise “gereksiz” bulunur. Gereksiz ve yetersiz bulanların iddiası şudur. “Madem ki bir kişi veya konu çok değerli ve önemli o zaman hayatın yaşanılan her gününde gereken değerin verilmesi ve önemsenmesi gerekir."Birgün ile bu gerçekleşmez.” görüşünü savunurlar. Haksız değiller. Elbette “Anneler günü” ile Annelerin o gün hatırlanması, saygı gösterilmesi, “babalar günü” ile Babaya sevgi saygının o günle sınırlı kalması , “Hemşireler günü” ile fedakar hemşirelere sevgi saygı bir gün gösterilmesi veya “ 1 Mayıs İşçi bayramı “ ile Emeğin hakları ve saygı ve bu değerlerin o tek günde bilinmesi yada önemlerinin ortaya konması, Şiddet kurbanı kadınların “8 Mart Kadınlar günü” ile hak ettikleri saygının korumanın oluşturulması zaten mantıksızca olur. Hiç bir önemli şahıs veya kavram bir gün içine sığacak kadar küçük değildir. Ancak bu işler bir günle olmaz diyerek bu günler yapılmamalı mı kutlanmamalı mı ortaya konmamalı mı . Başka bir ifade ile o gün vasıtası ile o kavramlar hiç olmazsa yılda bir gün için de olsa yer verilmemeli mi hatırlatılıp gerekeni yapmayanlar utandırılmamalı mı.
Aslında anlayanlar için bugünlerin mesajı şudur . Bugünler aynen yılbaşı gibi bu önemli kişi yada kavramın önemini idrak edip ona gereken ilgi sevgi ve saygıyı vermenin ilk günüdür. Sen geri kalan 364 gün bu sevgi saygıyı devam ettir. “ Ben unuttuğun hep mazeretler arkasına sığınıp, hep aklımda deyip te asla aklına getirmediğin bu kavramları hatırlatıyorum. Çok emek harcayıp az kazandırılan, istismar edilen unuttuğun işçiyi ve işçi haklarını sorunlarını “işçi bayramı” adı altında 1 Mayıs ta hatırlatıyorum. Bu günden başlayarak onların haklarını sende destekle ve kalan günlerde hak hukuk adalet içinde çalışmalarına destek ol. Anneler günü ile unuttuğun ihmal ettiğin annenin sesini o gün vesilesi ile duy. Belki o gün utanma belasına yaptığın ziyaret sonrası onun yaşadığı ve senin nihayet o gün vasıtası ile öğrendiğin sorunlarına belki maddi manevi çözüm bulursun ve özlediğin yada unuttuğun anne kokusunu ve sesini yeniden hatırlar , belki için titrer , kendine gelir diğer günlerde de onu aramaya devam edersin. Ayni durum baban içinde geçerli ” Sağlıkçılar “ “ öğretmenler “ için de geçerli. " Bu değerli mesleklerin mevcut konumunu göz önüne al, yapılmayanları yap ya da yapılmasına destek ol" demenin vesilesidir bu özel günler.
İşte "5 Haziran dünya çevre günü" de doğanın öneminin bugün bilinip çevreyi bugün hatırlayıp sonra unutmak demek değildir.
“ Bugünden sonra yeni sayfa aç doğayı koruman kollaman için bir milad olsun. Bugün geri kalan günler bu hassas ve önemli konuya gereken davranış biçimini devam ettir.” demenin bir başka ifadesidir.
Çevre konusu aslında çok karıştırılır. Çevre deyince sanki sadece bitki dünyası ifade ediliyor sanılır. Çevre düzeni, çevre bakanı. Bir çevre bakanından bir gün olsun yabani hayvanlara ait sorunları, Yasadışı avlanmayı, yararlı böceklerin korunması gibi konu duymuş dinlemiş olan var mıdır ? Ben şahsen duymadım yada denk gelmedi. Çevreyi koruduk, şu ağaçları kurtardık denilir de o ağaçları vasıtasıyla çevrenin kendi içindeki dengesinde neler olduğundan neler yapıldığından asla söz edilmez.
Oysa çevre; yeryüzündeki canlı ve cansız her türlü varlığı kapsayan doğadır. İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler başta olmak üzere bütün canlıların yaşam alanlarını oluşturan, birbirleri ile etkileşim ve iletişim kurmalarına olanak sağlayan biyolojik, fiziki, kimyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel ortamları içerir. Yeryüzünde gözümüzle gördüğümüz her alan ve doğaya ait her şey “çevre” olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda canlı ve cansız bütün varlıkları etkileyen dış etkenlerin tümüdür. Bir organizmanın var olması şartlarını yerine getiren çevre, yeryüzünde ilk canlı varlığın ortaya çıkmasından bu yana doğal yaşam alanlarını oluşturan ortamlardır.
Çevre ve yaşam, birbirlerini tamamlayan ve her an etkileşim içinde bulunan iki kavramdır. Hava, su, toprak, okyanuslar, denizler, göller, nehirler, akarsular, dağlar, tepeler, vadiler, ovalar, ormanlar, kentler, köyler, mahalleler, evler, parklar, tarlalar ve sulak alanlar gibi canlıları “barındıran” her türlü yaşam ortamı çevreyi oluşturur.
Canlı çevre; bir canlı ile aynı fiziksel ortamı paylaşan ve birbirleri ile etkileşim içinde bulunan canlılardır. Bir böceğin beslendiği organizmalar, insanların etinden ve sütünden yararlandığı hayvanlar, bitkilerin mineral aldığı kaynaklar gibi canlı ortamlardır.
Cansız çevre; canlıların yaşamlarını sürdürdükleri toprak, kaya, su gibi somut ortamlardır. İklimler, toprak ve suyun fiziksel ve kimyasal özellikleri cansız çevreye örnek verilebilir. Bir yol inşa edilmesi cansız çevreyi etkilerken, tarlalarda ekim yapılması canlı çevreyi etkiler.
Çevre Sınıflandırılması
Çevre; niteliğine göre “fiziksel çevre” ve “toplumsal çevre” olarak sınıflandırılabilir. Mekâna göre ele alındığında ise,”yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası çevre” olarak sınıflandırmak mümkün. Çevre sınıflandırmaları ile ilgili şu tanımları yapabiliriz;
Fiziksel çevre: Canlıların yaşadığı ortamı, varlığını, özelliğini ve niteliğini fiziksel olarak algıladığı ortamlardır. Doğal ve yapay çevre olarak ikiye ayrılır.
Doğal çevre: Deniz, dağ, orman ve ova gibi alanlardır. Oluşmasında insanın etkili olmadığı doğal çevrelerdir.
Yapay çevre: Kentler, ilçeler, köyler ve barajlar gibi ortamlardır. İnsanın ihtiyaçları ve amaçları çerçevesinde oluşturduğu veya değiştirdiği çevrelerdir. Genel olarak insanların yaşadığı alanlar, yapay çevrelerdir. Doğayı kendi istekleri doğrultusunda değiştiren insan, doğal çevreden kopuk yaşamaktadır.
Toplumsal çevre: İnsanların toplumsal, siyasal ve ekonomik ilişkilerinin sürdürüldüğü çevrelerdir. Yapay çevredeki insan etkileşimleridir. İnsanların birbirleri ile bütün ilişkilerini ifade eder.
Mekânsal çevre: Coğrafi sınırları olan çevrelerdir. Yerel çevreden uluslararası çevreye kadar uzanan mekân boyutlarıdır.
Çevrenin onu yok etmeye yüzyıllardır çalışan ama yüzyılın son 50 senesinde vahşice katliam yapan bilinçli yada bilinçsiz saldıran insanoğluna ne kadar kinlendiğini İnsanoğlunun aklını başına almaması halinde ona neler yapabileceğini gösterdi. Sanırım verdiği mesajı aklı başında olan duyarlı insanoğlu anladı. Ama anlamayanlar hala ülkeyi betonlaştırmaya, çevreyi, ekolojiyi yok edip, rant elde etmeye devam ediyorlar .
Serdar TAŞTANOĞLU
04.06.2020
Yazarın Diğer Makaleleri
- 21 Haziran 2024 CAIRO CONCERT AND TRAVEL NOTES
- 18 Temmuz 2023 MASAL DİYARI JEİTA BEYRUT ANILARIM
- 29 Mayis 2023 HÜLYA, BOĞA KUYRUĞU KEBABI VE DON KİŞOT-2
- 02 Mayis 2023 İSTANBUL ANILARIM IV
- 02 Mayis 2023 İSTANBUL ANILARIM III
- 19 Eylul 2016 BİR HASTAYI KURTARDINIZ
- 05 Ekim 2022 BİR KURABİYENİN PEŞİNDEN
- 05 Agustos 2022 KIBRISLIM, AŞKIM (Ömer Lütfi Taştanoğlu Anısına)
- 07 Mayis 2022 CANIM ANNEME VEDA
- 13 Ekim 2021 İNGİLTERE ANILARIM 1
- 20 Mayis 2021 AZERBAYCAN ANILARIM 4 BAKÜDE SON GÜNLER
- 10 Mayis 2021 AZERBAYCAN ANILARIM 3 TARİHİ TÜRK ŞEHRİ ŞEKİ
- 16 Nisan 2021 BİZİMKİ BİR AŞK HİKAYESİ
- 18 Mart 2021 AZERBAYCAN ANILARIM II BAKÜ
- 08 Mart 2021 AZERBAYCAN ANILARIM I
- 17 Ocak 2021 HIZIR
- 03 Agustos 2020 AHMET, FRANSIZ GUYANASI VE KİBİR
- 12 Temmuz 2020 KEMER
- 03 Temmuz 2020 KORKU ,ÖZÜR, SELAM
- 28 Haziran 2020 SİYAH KOT
- 13 Haziran 2020 SARI, KOCA GÖBEK, SARIEFE VE PUDİNG
- 05 Haziran 2020 NEFES ALAMIYORUM I CANT BREATHE
- 04 Haziran 2020 ÇEVRE BIKMADAN USANMADAN DÖVDÜK ONU HEM DE EVİRE, ÇEVİRE
- 31 Mayis 2020 BU GÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM
- 18 Mayis 2020 18 MAYIS KIRIM SÜRGÜNÜ ANISINA
- 16 Mayis 2020 TANRININ TÜRK MİLLETİNE LÜTFU
- 20 Nisan 2020 KOMPOZİT
- 27 Mart 2020 SICAK LAHMACUNLAR
- 12 Aralik 2015 Şefkati дядя (русская версия)
- 27 Aralik 2016 OUR PASCAL
- 06 Subat 2019 PRİZREN KAHRAMANLARI II
- 30 Ocak 2019 PRİZREN'İN KAHRAMANLARI I
- 27 Agustos 2018 HOŞGELDİN BABACIĞIM II
- 14 Temmuz 2018 HOŞGELDİN BABACIĞIM I
- 14 Mayis 2018 İSTANBUL ANILARIM IV
- 13 Nisan 2018 İSTANBUL ANILARIM III
- 09 Ocak 2018 İSTANBUL ANILARIM II
- 02 Aralik 2017 İSTANBUL ANILARIM I
- 26 Agustos 2017 CAN ÇEKİŞEN ADA ATLARI...
- 21 Agustos 2017 DESPİNA, EVDOKSİYA, ANASTASYA, KATRİN, MARİ,BAJRAKLI CAMİJE
- 04 Agustos 2017 KAPTAN MR. DİK
- 20 Temmuz 2017 HVALA SARAYBOSNA
- 06 Mart 2017 HÜLYA, BOĞA KUYRUĞU KEBABI VE DONKİŞOT 1
- 20 Aralik 2016 ŞİŞLİLİ TALİN'DEN … TALİNDEKİ MARİKA'YA
- 28 Kasim 2016 PERSONEL ÇALIŞTIRMAYAN GÖZDE OTEL
- 21 Ekim 2016 KRALİÇE'NİN BALIĞI-2
- 14 Ekim 2016 KRALİÇENİN BALIĞI
- 19 Eylul 2016 BİR HASTAYI KURTARDINIZ
- 05 Eylul 2016 MEZARLIKTA HATIRA FOTOĞRAFI
- 20 Agustos 2016 EVİMİZ MÜSAİT BURADA KALIN.
- 06 Agustos 2016 BİSİKLETLİ MİLLİ EĞİTİM BAKANI VE SARHOŞ GEYİKLER
- 15 Temmuz 2016 ALEPPOLU İSMAİL
- 27 Haziran 2016 BURADA KALSANIZ OLMAZ MI ?
- 30 Mayis 2016 OTOBÜSTEN AŞAĞI İNSİN...!
- 30 Nisan 2016 MR BENTHEİM VE SAADET ABLA
- 02 Nisan 2016 MASAL DİYARI JEITA
- 13 Mart 2016 CANIM ANNEME VEDA....
- 05 Mart 2016 DUBLİN'DE YANIK SESLİ KIZIMIZ ASLI STOKES
- 15 Subat 2016 EFE, VENEDİK-TRİESTE-RİJEKA-ZAGREP
- 27 Ocak 2016 MR FESSBENDER
- 22 Ocak 2016 ÖN YARGI
- 12 Ocak 2016 VANLI GÜZEL KARDELEN
- 03 Ocak 2016 ZEYTİNBURNULU AUDREY ALANYALI PHİLİP
- 27 Aralik 2015 BİZİM PASCAL
- 17 Aralik 2015 RESİM ÖĞRETMENİM
- 12 Aralik 2015 ŞEFKATİ AMCA
- 05 Mart 2016 MUSIKİ DERNEKLERİNİN SORUNLARI 1
7 Yorum
Gülten Aydeniz
04 Haziran 2020Sonay Ovissi
04 Haziran 2020Halit Çalışkan
04 Haziran 2020Nurdan Erakıncı
04 Haziran 2020Suna Gülgüden
05 Haziran 2020Ümran özbey
05 Haziran 2020Nilgün tezer
06 Haziran 2020