Mart 5, 2016
Yıllarca yüreğimizde müzik aşkı, dilimizde türküler şarkılar, elimizde enstrüman, hayalimizde engin projeler olmasına rağmen Musıki alanı dışında, görev aldığımdan, bir Musıki derneğini kurup, yönetici konumuna gelmeden önce, Musıki derneklerinin faaliyetleri için gerekli maddi kaynakları nasıl temin ettiklerini, projelerini gerçekleştirmeleri için gereksinme duydukları temel giderleri nasıl karşıladıklarını, maddi destekleri nereden? ve ne şekilde? temin ettikleri hususunda, ne yazık çok fazla bir fikrim olamamıştı. Musıki Derneklerin temel finansal kaynağının en basit şekli ile üye aidatları olduğunu ve de söz konusu kaynağın yeterli olduğunu , bu kaynakla her türlü faaliyetlerini gerçekleştirebildiklerini düşünmekteydim.
Biz bir musıki derneğinin kurucu adayları olarak , ortada üst düzey bir ulusal Müzik politikası olmadığını görmüş, üzülerek bir zamanlar sahip olduğu şaşalı dönemini gitgide yitirmekte olduğunu gördüğümüz aşığı olduğumuz bu kıymetli varlığın , yaşatılması ve sonraki kuşaklara aktarılmasının önemini idrak ederek, neler yapabileceğini araştırdıktan sonra , en etkin hizmetin , bir Musıki derneğinin çatısı altında verileceğini düşünerek bir araya gelmiştik.
Bu düşünceden hareketle dernek kurmak gibi zor bir yükümlüğünün altına girmeyi göze aldık. Kolay olmayan bir yolu seçtiğimiz ve de gösterdiğimiz yürekliliğin kendimiz ve yakın çevremizce idrakin de olunmasına rağmen bu yürekliliğimizi duyan, gören ister bireysel, ister Kurumsal yapıda olan tüm Musıkiseverler tarafından da ayni heyecanla takdir edilmeyi bekliyorduk. Ne yazık gerçeğin böyle olmadığını gördük.
Öte yandan kendimizce, mevcut Derneklerce Musıki adına yapılanları yeterli bulmuyor, Musıkimizin yaşaması, ayakta kalması ve sevilmesi için daha etkin işler yapılması gerektiğine inanıyorduk. Bize göre mevcut musıki dernekleri statükocu yapılarından sıyrılıp daha rasyonel, daha orijinal ve ses getirecek işler yapılmalıydılar. Özellikle Türk Musıkisini yeni nesillere sevdirmek ve ülke müziklerini yurtdışında tanıtma çabası içinde olmalıydılar. Gerçekten de işin içine girdikçe, uygulama noktasında da tahminlerimiz gibi mevcutların etkin olmayan faaliyetler gösterdiklerini yakından gözlemledik. Birkaç önde musıki cemiyeti dışında bu hususta hiçbir bir yaratıcılık olmadığı gibi alışılmış olan mevcut sistemlerin heyecansız bir şekilde devam ettirildiğini görüyor ve öğreniyorduk. Bizim aktif faaliyetlerimizin onlara ilham kaynağı olmadığı gibi kendimize istemeden yeni bir düşman yarattığımızı da yaşayarak öğrendik.
Bazı büyük şehirlerde ise bazı Resmi kurumların ise kendi sorumluk alanlarında faaliyet gösteren mevcut musıki derneklerini güçlendirmek, onların daha etkin işler yapmasını sağlayacak destekler vermek yerine, hiçbir yasal yükümlülüğü olmayan ve en küçük zorlukta “Haydi bana eyvallah” diyen koroların çoğalmasını teşvik ediyor. Bu husus ile ilgili olarak hiçbir Ar-Ge yapılmadığından küçük desteklerle kurulmasına vesile oldukları söz konusu koroların sadece niceliğini arttırmak suretiyle musikiye önemli hizmet verildiği kanaatinde olduklarını görüyorduk. Gerekli sanatsal denetimler yapılmadığından da zaman içinde niteliğin aşağıya düşmesine seyirci kalınıyordu. Oysa sonuçlar ortada idi, amip hayvancığı gibi bölünerek çoğalan yapıda, her gün yeni bir koronun ortaya çıkmasına göz yumulmasına karşın koroların çoğaldığı bölgede, doğru orantılı olarak üye ve seyirci kitlesinin artmadığı, bilakis konser salonlarının her geçen gün azaldığı hususu göz ardı ediliyordu. Kanaatimizce resmi kurumların çok fazla da maddi destek vermediği söz konusu korolarla ilgili düşüncesinin sadece siyasi anlamda bir göz boyama mantığı taşıdığı kolayca anlaşılıyordu. Neden daha sorumluk ve ciddiyet taşıyan dernek yapısı altında toplanmadıklarını anlamakta güçlük çekiyorduk.
Diğer yandan zamanla içine girdikten sonra gerçekten hayal kırıklığına uğradığımız birçok hususu tespit ettik. Önce Resmi kurumların büyük bir çoğunluğunun, Amatör Musıki Derneklerine planlı, bilinçli ve sürekli bir biçimde destek olmak gibi bir ideallerinin olmadığını hatta Musıki Derneklerince kendilerine ısrarlı baskılar olmasa, onların varlığını bile duymak istemediğini, zaman zaman onlara kerhen destekler verdiklerini, hatta bazı resmi kurumların kendi bünyelerinde korolar kurup, bu kurdukları korolara gereğinden fazla ilgi göstermek ve maddi destek vermek suretiyle bir anlamda Musıki Derneklerine rakip olup “ Size gerek yok. Biz müzik işini sizden daha iyi yaparız. “ gibi musıki çabayı Dernek bünyesinde yaygınlaştırma yerine tekelci bir davranış sergileyen bir bakış açısında olduklarını da yaşayarak öğrenmemiz oldu. Sonrada Musıki derneklerinin yeterince etkin ve güzel projeler üretmediğinden dolayı Resmi kurumların dikkatini çekmedikleri yada desteğe uygun işler yapmadıkları şeklindeki düşüncemiz de yanıldığımızın farkına vardık . Zira Resmi Kurumların yukarıda izahına çalışıldığı üzere Musıki derneklerinin ne yaptığı, ne ürettiği ile ilgili olunmadığı yada ürettiği işlerin Musıkiye ne kadar yararlı veya ülke çapında, ülke menfaatiyle ilgili olup olmamasının onlar nezdinde hiçbir önem taşımadığı diğer hayal kırıklığımızdı.
Elbette kişisel musıki ve sanat aşkı olan Musıki Derneklerinin önemini idrak eden Resmi Kurumlar ve yöneticilerinin olmadığı gibi bir düşünce yaratmakta haksızlık olur. Az sayıda da olsa Musıki derneklerinin önemini idrak edip , destek olmaya çalışan resmi kurumlar ve yöneticileri de olmasa zaten başta derneklerin kapılarına kilit vurması gibi bir durum ortaya çıkardı. Ama kişisel ve seyrek çabalar yaygın ve ülke genelinde olması gereken bir yapı içinde değildir. Başka bir ifade ile Resmi organlar nezdinde Musıki Derneği olarak yaptığınız çabalar ne kadar önemli olursa olsun ülkeyi temsil, kültürü temsil noktasında ne kadar takdir duyguları yaratırsa yaratsın Resmi kurumların ülke kültürünü yüceltilmesi veya musıkiyi yaşatma kültürü ve bilinci bir genel politika içinde olmadığından, yaptıklarınız bir anlam ifade etmemektedir. Bu ilgisizliğin , kaygısızlığın öyle bir noktaya vardığını Ülkemize, kültürümüze ait yüz akı bir faaliyeti ister yurtiçinde ister yurtdışında gerçekleştirecek olunmasının onlarca hiçbir öneminin olmadığını isterseniz bizim gibi 4 yılda 14 yurtdışı konseri bile icra ederek ülke kültürünü o ülkelerde gündeme getirip takdir ve taltif görmenin bir anlam taşımadığını ne acı ki sonunda anladık.
Bu sorunun yanıtını bulmak zor değil zaten musıkimizin içinde bulunduğu ahval ortada olduğuna göre suçlulardan bazılarının kimler olduğunu sanırım sizlerin de artık anlaması zor olmayacaktır.
Sonuç ; Musıki dernekleri ile Musıkiseverlerin büyük bir güç birliği göstermesi çok önem arzetmektedir . Yaratılacak güç birliği ile gerektiğinde resmi kurumlara musıki derneğinin temsilcisi gibi baskı yapılması, gerektiğinde de hesap sorması ve bütün bunlar yanında Musıki derneğini elde kalan son kaleler gibi görüp koruması, kollaması gerekmektedir. Öte yandan resmi kurumların musıki derneklerine yönelik ciddi, planlı objektif kriterlere sahip bir destek politikasına sahip olması için hep birlikte Kamuoyu yaratılması gerekmektedir. Musıki gemisinin su aldığını geç olmadan idrak etme zamanı gelmiştir.
Saygılarımla
Serdar TAŞTANOĞLU
05-03-2016
tastanogluserdar@hotmail.com
Yazarın Diğer Makaleleri
- 21 Haziran 2024 CAIRO CONCERT AND TRAVEL NOTES
- 18 Temmuz 2023 MASAL DİYARI JEİTA BEYRUT ANILARIM
- 29 Mayis 2023 HÜLYA, BOĞA KUYRUĞU KEBABI VE DON KİŞOT-2
- 02 Mayis 2023 İSTANBUL ANILARIM IV
- 02 Mayis 2023 İSTANBUL ANILARIM III
- 19 Eylul 2016 BİR HASTAYI KURTARDINIZ
- 05 Ekim 2022 BİR KURABİYENİN PEŞİNDEN
- 05 Agustos 2022 KIBRISLIM, AŞKIM (Ömer Lütfi Taştanoğlu Anısına)
- 07 Mayis 2022 CANIM ANNEME VEDA
- 13 Ekim 2021 İNGİLTERE ANILARIM 1
- 20 Mayis 2021 AZERBAYCAN ANILARIM 4 BAKÜDE SON GÜNLER
- 10 Mayis 2021 AZERBAYCAN ANILARIM 3 TARİHİ TÜRK ŞEHRİ ŞEKİ
- 16 Nisan 2021 BİZİMKİ BİR AŞK HİKAYESİ
- 18 Mart 2021 AZERBAYCAN ANILARIM II BAKÜ
- 08 Mart 2021 AZERBAYCAN ANILARIM I
- 17 Ocak 2021 HIZIR
- 03 Agustos 2020 AHMET, FRANSIZ GUYANASI VE KİBİR
- 12 Temmuz 2020 KEMER
- 03 Temmuz 2020 KORKU ,ÖZÜR, SELAM
- 28 Haziran 2020 SİYAH KOT
- 13 Haziran 2020 SARI, KOCA GÖBEK, SARIEFE VE PUDİNG
- 05 Haziran 2020 NEFES ALAMIYORUM I CANT BREATHE
- 04 Haziran 2020 ÇEVRE BIKMADAN USANMADAN DÖVDÜK ONU HEM DE EVİRE, ÇEVİRE
- 31 Mayis 2020 BU GÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM
- 18 Mayis 2020 18 MAYIS KIRIM SÜRGÜNÜ ANISINA
- 16 Mayis 2020 TANRININ TÜRK MİLLETİNE LÜTFU
- 20 Nisan 2020 KOMPOZİT
- 27 Mart 2020 SICAK LAHMACUNLAR
- 12 Aralik 2015 Şefkati дядя (русская версия)
- 27 Aralik 2016 OUR PASCAL
- 06 Subat 2019 PRİZREN KAHRAMANLARI II
- 30 Ocak 2019 PRİZREN'İN KAHRAMANLARI I
- 27 Agustos 2018 HOŞGELDİN BABACIĞIM II
- 14 Temmuz 2018 HOŞGELDİN BABACIĞIM I
- 14 Mayis 2018 İSTANBUL ANILARIM IV
- 13 Nisan 2018 İSTANBUL ANILARIM III
- 09 Ocak 2018 İSTANBUL ANILARIM II
- 02 Aralik 2017 İSTANBUL ANILARIM I
- 26 Agustos 2017 CAN ÇEKİŞEN ADA ATLARI...
- 21 Agustos 2017 DESPİNA, EVDOKSİYA, ANASTASYA, KATRİN, MARİ,BAJRAKLI CAMİJE
- 04 Agustos 2017 KAPTAN MR. DİK
- 20 Temmuz 2017 HVALA SARAYBOSNA
- 06 Mart 2017 HÜLYA, BOĞA KUYRUĞU KEBABI VE DONKİŞOT 1
- 20 Aralik 2016 ŞİŞLİLİ TALİN'DEN … TALİNDEKİ MARİKA'YA
- 28 Kasim 2016 PERSONEL ÇALIŞTIRMAYAN GÖZDE OTEL
- 21 Ekim 2016 KRALİÇE'NİN BALIĞI-2
- 14 Ekim 2016 KRALİÇENİN BALIĞI
- 19 Eylul 2016 BİR HASTAYI KURTARDINIZ
- 05 Eylul 2016 MEZARLIKTA HATIRA FOTOĞRAFI
- 20 Agustos 2016 EVİMİZ MÜSAİT BURADA KALIN.
- 06 Agustos 2016 BİSİKLETLİ MİLLİ EĞİTİM BAKANI VE SARHOŞ GEYİKLER
- 15 Temmuz 2016 ALEPPOLU İSMAİL
- 27 Haziran 2016 BURADA KALSANIZ OLMAZ MI ?
- 30 Mayis 2016 OTOBÜSTEN AŞAĞI İNSİN...!
- 30 Nisan 2016 MR BENTHEİM VE SAADET ABLA
- 02 Nisan 2016 MASAL DİYARI JEITA
- 13 Mart 2016 CANIM ANNEME VEDA....
- 05 Mart 2016 DUBLİN'DE YANIK SESLİ KIZIMIZ ASLI STOKES
- 15 Subat 2016 EFE, VENEDİK-TRİESTE-RİJEKA-ZAGREP
- 27 Ocak 2016 MR FESSBENDER
- 22 Ocak 2016 ÖN YARGI
- 12 Ocak 2016 VANLI GÜZEL KARDELEN
- 03 Ocak 2016 ZEYTİNBURNULU AUDREY ALANYALI PHİLİP
- 27 Aralik 2015 BİZİM PASCAL
- 17 Aralik 2015 RESİM ÖĞRETMENİM
- 12 Aralik 2015 ŞEFKATİ AMCA
- 05 Mart 2016 MUSIKİ DERNEKLERİNİN SORUNLARI 1
Henüz Yorum yok