BU GÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM

Sevgili Okurlarım Değerli Dostlarım 

Bugün benim doğum günüm. Bazıları yaş günü olarak ifadeyi tercih ediyorsa da sanırım belli bir yaştan sonra  “yaş”ın ne şekilde olursa olsun  hatırlatılması bile çok sevimli gelmediğinden, ben de  ne yazık ki “doğum günü“ ifadesini tercih edenler sınıfına girdiğimi itiraf edebilirim.

“Yaş” yada “doğum”   yada  ”var olma”  veya “hayatta  kalmayı başarıp, devredilen  yılın  kapanış töreni, yeni oturumun açıldığı  gün ”  ya da  “ kişinin kalan günlerinin ilk günü “  gibi ne şekilde ifade edilirse  edilsin sonuçta   kendi irademizle olmasa bile dünyaya gelmiş  olan şanslı ve seçilmiş bizlerin “var oluşunun”  kutladığı sembolik gün.

Biz planlamasak da hayatın bize biçtiği rolü çok iyi değerlendirmek  ve ne olursa olsun “Hayat “ denilen çok renkli, çok enteresan, çok heyecanlı, acı ve ızdıraplarla  yoğrulu, içinde  sevilip, sevilmeyen  birçok şeyin bir arada,ama böyle olduğu için tüm tezatların varlığını algılayabildiğimiz, iyi yada kötü ne varsa hepsinden yaşam enerjisi  aldığımız,  bir serüven  içinde olmak güzel bir şey. Bu güzelliği ve içindeki tüm faktörlerin değerlerini “zamanının ilerlemesi” ile daha iyi idrak eder bir bilince ulaşıyorsunuz.

Sizle doğrudan  hiçbir menfaat ilişkisi olmayan sıradan küçük bir karıncanın varlığının,  eskiden farkında olmadan yanında geçtiğiniz, bir sokak kedisinin sana diktiği gözlerin,  sırf ona bir lokma bir şey verip başını okşadığın için seni görünce sevinen  bir köpeğin karnınıza dayadığı patilerinin,  her an her yerde gördüğün   açmış bir gülün renklerindeki  sihrin  renk harmonisindeki mucizenin  ve mis gibi kokusunun,   eskiden tamamını  görünce “ne var çiçek açmış ağaçlar” diye  bakıp ta  görmediğin  oysa  dallardaki duruşlarına,  ahengine renklerine  tek tek bakıp ortaya çıkan  güzelliği  bir tablo gibi içinde hissettiren ağaçların, dilenen annesince bilinçsizce sıkı sıkıya bağlanmış sümükleri akan   bebeğin kara gözlerindeki  o güzelliğin,  bir hatibin saatlerce konuşarak başaramayacağını bir şarkıda geçen bir iki kelimenin gözlerini   doldurmasının  yada  bir çalgıcının  hiç beklenmedik anda çaldığı, üstelik avam  kabul edilen bir melodiyi duyunca  her şeyi unutup seni ortaya fırlatan  oynama hissinin,  kızarmış bir ekmeğin mis gibi kokusunun,  çok acıktığında  ekmek arasında yediğin bir dilim peynirin  verdiği lezzetin,  sıradan şeyler sandığın  ama  şimdi sevdiklerinden gelen  her şeyin  meğerse ne kadar kıymetli ve önemli şeyler olduğunu   anlamamanın ve ne yazık  tüm bunların  değerlerini  çok daha iyi idrak etmek için  “ Aceleci  zamanın “ senin üstünden  buldozer gibi geçmesi   lazım geldiğini   idrak ettiren belli  bir saatten sonra gelen doğum günleri……….

Sanıyorum herkesin enteresan doğum serüveni vardır. Ne önemli bir olaydır “doğum” aslında  “bir canlı,  dünya’ya Merhaba demek üzere geliyor, o minik yaratık nelerle karşılaşacağından, hayattaki rolünden   bihaber,  çaresiz ve her şeyi ile  başkalarına muhtaç. “

Benim çok enteresan olmasa da kısmen rutin  bir doğum ile  dünyaya gelenlere göre biraz daha heyecanlı doğum serüvenim. İkizler burcu insanı olmam ya da hayatın bana biçtiği rol ilk günden belli olmuş ve başlamış belki de bu serüvenle.

Annem  Beşiktaş’ın  çok  gösterişli biri kızı  ilerleyen yıllarda tüm arkadaş çevresinden  duyduğum için   kanıksadığım ifade  “Süheyla ,Beşiktaş güzeliydi. “ Annem  ise  çok mütevazi  şekilde tamamlardı “  “yok ben ikinciydim. Nursel  sarışın  mavi gözleri ile benden çok güzeldi. Beşiktaş güzeli oydu”   Nursel  teyze de ayni komplimanı ona yapardı. Babamla  aşk evliği yapmaları o yıllara göre önemli ve aykırı davranış. Ancak babam’da  kafasında idealleri olan  yapıda  bir kişilik. Birçok  yapımı ondan aldığımı söyleyebilirim. Eğitimine devam edecek ama aşık olduğu” İstanbul güzelini” de kaçırmak istemediğinden evleniyorlar.   Benden iki yıl önce bir ablam bile olmasına rağmen babam hedefini yakalamak adına Sivas Öğretmen okulundan sonra Ankara Gazi eğitimde eğitimine devam ediyor. Annem de annanemin yanında.  Beşiktaş’taki oturdukları ev diğer birçok evler gibi Barbaros bulvarı için istimlak edilmiş. Tüm  sakinleri  Balkanlardan getirilen diğer mübadillerle birlikte Okmeydanı’ndaki “Göçmen evleri” denilen bahçeli  evlere yerleştirilmişler.  Yollar henüz yapılıyor. Su şebekesi problemli.   Koca semtte bir bakkal var. Migros’un satış arabası, askılı yoğurtçular, sakalar  olmasa  durum hepten trajedi oluşturacak.   Okmeydanı semti işte sadece göçmen evleri denilen bahçeli evlerin olduğu bakir bir yer . Yüzlerce sene önce boşboş bir meydan olduğundan Okmeydanı ismini bu nedenle almış. Çok büyük bir arazi ucu bucağı yok.  Yeniçeriler  burada ok talimi yaparlarmış. Otobüs henüz geçmiyor. Taksi yok. Çevrede arabası olan  da yok .  Zaten  o tarihlerde  sanırım arabası olanlar çok nadir  ve sadece zengin tabir edilen  insanlarda var. Ambulans varda, yok. Annemin beş yaşında babasız kalması abla ve abileri ile yaş farkının 12-20 arasında olması nedeni ile  hem anneannem aşırı düşkün  hem de tüm abla ve abiler  ona karşı birer  anne, baba gibi duygular taşıyorlar.   Bu nedenle  iki evli abla ve büyük ablanın büyük kızı  ki yaşı neredeyse anneme yakın  hepsi  "doğum çok yakın" diye onlarda Annaneme eve gelmişler. Annanem küçük kızına deli gibi düşkün  korkuyor herkesin yanında olmasından güç alıyor. Babam o sırada Gazi eğitimde eğitim de Ankara'da  benim sıkılıp gün şaşırtığımdan bi haber.

   Günlerden Cuma yani Perşembeyi Cumaya bağlayan gece yarısı saat 02.00 sularında annemin sancılarını başlatıyorum.  “Hadi sıkıldım,  yeter “ diyorum. Duyan madem yok basıyorum tekmeyi .Kadıncağız bağırmaya başlıyor.  Herkes fırlıyor  evde bir panik, geceliklerini değiştirenler, terliklerini bulup giymek isteyenler, heyecandan tuvalete koşanlar. Anneannem dualara başlıyor ve bir yandan ağlamaklı.  Teyzemin kızı  aldığı talimat üzerine hemen  annemin valizini hazırlıyor. İçine terlik, gecelik,iç çamaşırı, hırka, kırmızı kuşak bendeniz içinde alt bezi, kundak, battaniye,  başlık tepiyor. Eşyalar benim umurumda mı ben çıplak bile olsam bir an evvel  hayata merhaba deme derdindeyim.

 Büyük teyzem kızı ile sokağa fırlıyor ortada in yok cin yok, elektrik direkleri nadir olduğundan gece çöken zifir karanlık   devam ediyor. Başlıyorlar  bağırmaya  sesi duyan  komşu” Yaşar nine “ , Güner teyze, yıllar sonra film yıldızı olan Aynur Akarsu ,Tiyatrocu İlhan Daner’in annesi kapıya fırlıyorlar  ama kimsede araç yok ki yardım etsin.

Teyzemle kızı  ilerdeki ana yola koşuyorlar. Yol kenarında ayaklarını yere vurarak tırnaklarını kemirerek  sabırsızca bekliyorlar. Oda ne  çok uzaktan bir aracın ışıkları beliriyor. Sanki yalpalayarak gelen bir ” kadillak”. Hemen  önüne çıkıyorlar. Şoför çaresiz "zank" diye durmak zorunda kalıyor. Bahar günü olduğundan açık camdan kafayı uzatan orta yaşlı bir bey belli kafası “iyi“ ve bir alemden dönüyor. Gece yarısı iki güzel hanım görünce afallıyor. Kendini toparlayıp ne söyleyeceğini planlamaya fırsat bile bulamadan  Teyzem “  Bey kardeşim, kız kardeşim doğum yapmak üzere  bizi hastaneye yetiştirir misin “ deyince . Adam ikisini de süzüyor ama  karanlıktan  tam kestiremediği için  iki kadından diğerinin doğum yapacağını sanıp “ atlayın arabaya “diyor.  Teyzem “bir dakika  geliyoruz. Kızım geç sen otur, ben alıp geleyim”  deyince  yeğenim  öne geçip oturuyor.  Adam “le havle “ çekip  sigarasını çıkarıp  yakıyor .  Birden arabanın arka kapısı açılıyor içeriye “Anneannem, küçük teyzem, annem ve büyük teyzem şeklinde dört kadın ve karındaki ben ile  içine doluşuyoruz.   Toplamda altı canlı arabada. Adam şaşkın  ne beklerken  ne planlarken neyle karşılaşıyor .   “Ava giden avlanır hesabı”  içinden "hay kederimin……..dediği"  duyulmasa da,  herkes emin  onun düşündüklerinden.  Gerçi çok detaylı düşünecek  durum ve ortam zaten yok.  Çünkü arabada kıyamet kopuyor  öyle böyle sakin bir  yolculuk ve ağır başlı yolcular da değiller içerdekiler. Bağrışlar,  çağrışlar,   ağlamalar  “derin, derin nefes al  talimatları “ay  ay geliyor “ bağırmaları  “kolonya sür ona”   ve yüksek sesle dua okuyan bir kadın . Allahtan camlar açık ese ese, uça uça gidiliyor  ve tüm kadınlar   adamın başında  talimat üstüne talimat   veriyorlar “kardeş hızlı ne olur hızlı “   adam içinden  inşallah kaza yapmam neyse ki hastaneye gidiyoruz beni de yatırırlar mı”  diyor bilinmez.   Etfalin aciline giriliyor .  Araba   rahatlıyor  herkes  inmiş.  Teyzem “kardeş borcumuz”   demesi üzerine adam içinden “ ne parası, bırakın beni yeter “  düşüncesi ile mi dediği belli olmasa da “ Gerek yok,  hayırlı doğumlar.   Bakalım kız mı oğlan mı.    Allah sağlıkla büyütsün.  Her kim olacaksa belli ki kalabalığı,  heyecanı seven şanslı biri olacak”  sözünü teyzem  unutamıyor.  Adamın öngörüsü doğru çıkıyor  ama ne yazık ona haber verme  şansı olamıyor.

Kadınlar ordusu bekleme odasında annanem  her zaman taşıdığı mini dua kitapçığını açmış  sesli sesli okuyor. Doğumhanede  başka  bir serüven   ve ben istediğime kavuşuyorum çırılçıplak  da olsa hayata nihayet avazım çıktığınca bağırarak "merhaba" diyorum. Sesimin gürlüğünü sağlıkçılara göstermekle  mesaj mı vermeye çalışmışım anlaşılamamış. Kucağına alıp annemin koynuna koyacak hemşire ; “ Kızım maşallah  koca bir adam doğurdun. Beş kiloya yakın”  diye veriyor,koynuna anacığımın. Ben  bu lafa kızıp “nasıl laf koca adam gibi,  ben iri bir bebeğim” diyorsam da kaba hemşire teyzeye duyuramıyorum. Şimdikilerin fotoğraf makinesi  ritüeli ne gezer  beyaz kundağa sarılıp kucağa atılıyorum. Rahmetli annemin mis gibi kokusunu içime çekince, o avaz avaz bağıran kızan ben “işte hayat bu”  diyerek susuveriyorum.   Bu güzel kadın benim annem mi diye karşılıklı dört siyah göz hayran hayran birbirimize bakıyoruz. Ne o annemim gözlerinden yaşlar süzülüyor. Benim başımı koklayıp öpüyor.  Beni dünyaya getirdiğine üzüldü mü? yoksa sevindi mi? anlayamıyorum. Ama rahmetli olmadan önce her fırsatta iyi ki seni doğurmuşum sözünü sürekli söylemesi ile o tarihte  bir suikast planına maruz mu kalacaktım  yoksa  diye düşünmemiş  değilim.

Bekleme odasındaki kadınlar ordusu gelen habere  çıldırıyorlar. Anneannem nazar duasından başlayıp ,şükür duasına  devam ediyor . Yeğenim Günil ablam  sabahın ilk saatinde  yakındaki Şişli postanesine gidip açılır açılmaz, Babama telgraf çekiyor. “ Enişte bir oğlun oldu . Adını ne koyacaksınız ?” 

Enteresan cinsiyetim bilinmediğinden kesin adımda bulunmamış hatta   planlanmamış . Belkide eskiden  en kolay yol olan  büyük baba adını verip geçmek mi   planlanmıştı benim içinde . O zaman adım ya Halil ya da Salih olacaktı.  Allahtan ikisi de güzel isim olarak gelir. Hatta ben Halil’i oğluma ön ad olarak koydum. Bana koymamalarına sanki inat edercesine....

Ankara'ya Gazi Eğitime Enstitüsüne  ulaşan  telgraf  çok enteresan ki  ders sırasında  babama getiriliyor. Teneffüs olsun, öyle verelim sabrı yok.  Telgraf önemli bir simge o zamanlar  çekilmişse okunmalı içi sabırla beklenemez denilen  haber aracı . Müstahdem  kapıyı açıp hocaya  Lütfi'ye telgraf deyince  ondan önce arkadaşları alıp ,heyecanla açıyorlar. Arkasından bir kıyamet ıslık bağırış  gırla gidiyor. Ders tarih  dersi verende  öyle böyle değil  "İlber Ortaylı" gibi bir tarih hocası,  babacan ama   otorite  dengeyi ayarlamak lazım . Sınıf nabzını ölçmüş nasıl kafa kola alacaklarını biliyor. “Hocam Lütfi'nin oğlu olmuş” .  Öğrenci öğrencidir.  Yaş  farketmez   amaç dersi kaynatmaksa her fırsat değerlendirilir.  Başarmışlarda sonunda kaynatma işini . Sen misin soran. Hoca "Lütfi adı ne demiş".  Oda “hocam  henüz belirlemedik" deyince . İşte yeni bir fırsat oluşmuş.  Arkadaşları "Hocam siz koyun”  deyince. Babamda “ Evet Hocam  lütfedersiniz”  demiş mecburen. Tarih hocası sazı eline almış eline misali biz Türklerin Orta Asya’dan göçleri ile başlamış mevzuya Zigetvar kalesi,  İşkodra savunması, Preveze deniz zaferi derken “ Serdar” olsun demiş.  Babam sınıf mümessili yani Sınıf Başkanı olduğundan  Hoca   “Lütfi sınıf başkanı oğlu’da baş olsun. Baş komutan olsun”  demiş Böylece ismim Babamla birlikte Ankara'dan geldi.  Manası "Başkomutan"  olan ismimi sevdimse de   askerlik bana göre bir meslek olmadığından ismimim bir kısmını   öngören Tarih hocası ne olacağımı yarım  olarak  bilmiş oldu derim. Oysa, beni hastaneye yetiştiren  "gece yarısı şoförü" gibi  ruh  yapımı ve bulunacağım ortamları tam öngöremedi . Heyecanı, insanı, kalabalığı, coşkuyu,  müziği, sanatı  seven ruhumu o hızır kılığında gelen şoför  amca bilebildi.

 Ancak bildiklerimi öğrendiklerimi başkaları ile paylaşmak  ve başarıya ulaşmakta rehber olmak  bir “Baş” olarak ifade edilirse ,  böylesi yararlı bir baş olmak rehber olmak paylaşmak beni hep mutlu etti  Sevgilerimle……….

Serdar  TAŞTANOĞLU

31.05.2020

 

 

 

44 Yorum

Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

31 Mayis 2020
Hocam ne kadar güzel ve heyecanlı bir doğum hikayesi. Çok sevdiğim ve saydığım İlber Ortaylı'nın isim babanız olması da muhteşem bir şey. Ömrünüz uzun, sağlıklı ve mutlu olsun. Nice nice senelere, inşallah!
Ferahi Konukoğl

Ferahi Konukoğl

31 Mayis 2020
Gerçekten hareketli bir doğum olmuş, kutlu olsun. Nice sağlıklı mutlu yıllar dilerim.
Filiz Alkan

Filiz Alkan

31 Mayis 2020
Sağlıklı günler dileyerek doğum gününüzü kutlarım Öykünüzü okurken çok duygulandım
Ayla

Ayla

31 Mayis 2020
Sağlıklı nice yaşlarınız olsunAyla
Gonca Borça

Gonca Borça

31 Mayis 2020
Çok eğlenceli, neşeli, renkli bir yazı olmuş, hep gülerek okudum. Kalın sağlıcakla, uzun ve renkli bir ömür dileği ile.
Selma Sarioz

Selma Sarioz

31 Mayis 2020
Sevgili hocam harika bir anlatım sizi öyle böyle değil öyle bir kutluyorum ki gönülden taaa.... Yüreğimin coook derinlerinden iyiki dogmussunuz iyiki NİCOMEDİA kültür korosunun hocası olmuşsunuz. Yeni yaşınız kutlu olsun nice sağlıklı huzurlu mutlu başarılı yaşlarıniz olsun.
AYSEL KİLECİ

AYSEL KİLECİ

31 Mayis 2020
Doğum gününüz kutlu olsun Serdar Hocam,hengâmeli hayat yolculuğunuzda size güzellikler dilerim...
Nurdan Erakıncı

Nurdan Erakıncı

31 Mayis 2020
Dünyaya ne güzel bir serüven ile merhaba demişsiniz Serdar hocam. Doğum gününüzü en içten dileklerimle kutlar, sağlıklı nice mutlu ve müzik dolu yıllarınız olsun.
Semra Türel

Semra Türel

31 Mayis 2020
Sevgili Serdar Ba
Nilgün tezer

Nilgün tezer

31 Mayis 2020
İyiki doğmuşsunuz hocam! Sağlıklı ve mutlu yıllar dileklerimle...
şuküfe

şuküfe

31 Mayis 2020
Çok güzel bir hikaye olmuş sanki kendiniz her şeyi görmüşsünüzdür. "Serdar" adı farsça da sizin dediğiniz gibi " komutan". İyi ki doğmuşsunuz Ve iyi ki sizinle tanışmışim.
Ayşe gücün

Ayşe gücün

31 Mayis 2020
Hocam bir nefeste okudum çok akıcı ve heyecan verici harikasınız
Armağan ümit çı

Armağan ümit çı

31 Mayis 2020
Çok keyifle okudum yazınızı Serdar hocam. Doğum gününüz kutlu olsun. Şu an bedenen yanınızda olmayan annenize ve aile büyüklerine rahmet diliyorum. Yaşayanlarla yola devam ederken enerjinizin, sağlığınızın, mutluğunuzun daim olmasını diliyorum.
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

31 Mayis 2020
Serdar hocam iyi ki doğdunuz iyi ki bu derneği açtınız iyi ki sizin öğrenciniz olduk yazınızı büyük bir heyecanla okudum bir ara arabada doğacaksınız sandım iyi ki hastaneye kadar beklediniz nice sağlıklı mutlu yaşlarınız olsun
Ayşegül Açıkell

Ayşegül Açıkell

31 Mayis 2020
Iyi ki doğdunuz, ben de artık doğum günlerine bundan sonraki ömrümün ilk günü diye bakıyorum; her yıl bir öncekinden mutlu geçsin, kaleminize sağlık, tam hikayelik olmuş hayata başlangıcınız
Veysel Özyurt

Veysel Özyurt

31 Mayis 2020
Serdarcığım iyi ki doğmuşsun. Senin gibi kalbi temiz bir arkadaşımın olmasından dolayı çok şanslıyım.
Sebahat otay

Sebahat otay

31 Mayis 2020
İyi ki doğmuşsunuz iyiki biz de sizi tanımışız .Hep birlikte nice mutlu yıllara.
TAMAR

TAMAR

31 Mayis 2020
Ne guzel yazmişsiniz boyle ne güzel bir ifadeler gerçi insanin hayati kisa üzün ne fayda eyer o doğaliğin güzelliği gormemek?? O sizin içindeki sanat ruhunuzun ta kendisi ki onlari fark edip yasyiorusunuz bu bir mucize çünkü bağzen bilgi kitaplarda okuruz ki "ancak seçilmiş insanlar dünyaya gelirmiş" Hayat kisa diyenler "kisa üzün ne fark eder eyer yaşamak gormek hisetmek duymak sevmek ve sevilmek yoksa hayat zaten yok!" Doğom gununuz kutlu olsun Serdar bey!!
Nuray Yiğit

Nuray Yiğit

31 Mayis 2020
Sevgili hocam yine kendinize özgü uslubunuzla hayati, yaşadıklarinizi, izlenimlerinizi çok güzel açık bir dille ifade etmişsiniz. Yüreğinize,kaleminize sağlık. İyi ki varsınız. İyi ki bizimlesiniz. Doğum gününüz kutlu olsun nice yıllara. Ailenizle arkadaş ve dostlarınızla. Seviliyorsunuz.
NECLA TAŞ

NECLA TAŞ

01 Haziran 2020
Bu Gün Benim Doğum Günüm yazınızı beğenerek okudum, çok güzel anlatmışsınız, Sağlıklı ve mutlu nice yaşlarınız olsun dileğimle Doğum gününüzü kutluyorum
Kadriye Baysa

Kadriye Baysa

01 Haziran 2020
Çok güzel bir doğum serüveni olmuş anlatım da insanı hikayenin içine çekiyor kaleminize sağlık serdar bey doğum gününüz kutlu olsun nice mutlu sağlıklı yıllar dilerim
Mahmut Demir

Mahmut Demir

01 Haziran 2020
Yeni yaşınızda Ve allah uzun ömür versin daha nice yaşlarınızda sağlık ve huzurlu hayatınızın olmasını dilerim Çok güzel yazmışsınız Sağlıkla kalınız
Melihat Gülses

Melihat Gülses

01 Haziran 2020
Serdar bey,öncelikle yaş gününüz kutlu olsun..Sağlıklı,uzun ömürler diliyorum
Sonay Ovissi

Sonay Ovissi

01 Haziran 2020
Serdar hocam içinizdeki sanat ruhuyla sanki o anları görüp yaşamışcasına yorumlamanız tartışılmaz gerçekten.Fedakar annelerin eşleri yanında olmadanda evlatları için herzaman en iyisini yaptıklarınıda anlatmışsınız.Bir Beşiktas semtli olarak ve Sişi Etfal hastanesi kızımın doğduğu hastanedir eskileri hatırlattınız.Kaleminize sağlık.Nice mutlu senelere.Tebrikler.
Mevlüde Erten

Mevlüde Erten

01 Haziran 2020
Serdar Bey yazınızı keyifle okudum.Teşekkürler. Iyi ki doğdunuz, iyi ki varsınız.
Şenay İdemen

Şenay İdemen

01 Haziran 2020
Değerli hocam ince ruhunuz hümanist yapınızla harikasınız.. Size güzel değerlendirebileceğiniz keyifli nice yıllar diliyorum.. sevgi ve saygılarımla..
Dilek Çelik

Dilek Çelik

01 Haziran 2020
Çok güzel anlatmışsınız. Mutlu yıllar
Selahattin öner

Selahattin öner

01 Haziran 2020
Nice mutlu yıllara hocam sevdiklerinizle ve sevenlerinizle
Ceyda Çiltaş

Ceyda Çiltaş

01 Haziran 2020
Merhaba hocam, ne kadar güzel bir anlatım olmuş.Okurken her sahne gözünde canlanıyor insanın.Tebrik ediyorum.Nice güzel anılar biriktirebileceğiniz uzun ve sağlıklı yıllar dilerim..
Haşmet Halilağa

Haşmet Halilağa

01 Haziran 2020
Dünyada yaşamınızı idame ettirmekteki mücadelenize mutluluk başarıyı katmanızı önemsiyorum sağlıklı ömür dilerim sevgiler.
Türkan Özsaraço

Türkan Özsaraço

01 Haziran 2020
Merhaba hocam hayatınızda hep mutlu güzel günler olsun .Eserlerinizi okumak bana huzur veriyor. Sizi canı gönülden tebrik ediyorum. Keyifli nice mutlu yıllar sizin olsun .Sevgi ve selamlarimla
Öykü Ünal

Öykü Ünal

01 Haziran 2020
İyi ki varsınız Serdar hocam doğum gününüz kutlu olsun.
Seda

Seda

01 Haziran 2020
Serdar’cım iyi ki doğmuşsun ! Ne güzel izler bırakıyorsun hayata,..
Selma uysal

Selma uysal

01 Haziran 2020
Hikayeniz beni o yıllara götürdü ve güzel nice yillar size
Muberra Kevser

Muberra Kevser

01 Haziran 2020
Hayatınıza dair yazınızı keyifle okudum. Beşiktaş güzeli annenizin güzelliği resminden de belli... Çok güzel bir ailenin beyefendi oğlu olmak gurur verici. Yeni yaşınızda size sağlık, mutluluk ve bolluk içinde uzun bir ömür dilerim. İyi ki varsınız.
Yusuf Aydan Mut

Yusuf Aydan Mut

03 Haziran 2020
Ne güzel bir hikaye bu. İlber hoca mizacınıza uyan bir isim koymuş size. Şanslısınız. İyi ki varsınız.
Ayşe Sakallı

Ayşe Sakallı

04 Haziran 2020
Sevgili Başkomutanımız Serdar Bey, sanki bir Yeşilçam filmi izliyor gibi okudum değerli anılarınızı. Ebeveynlerinizin aşk evliliği yapmış olduğu, büyük ailenizin sizi sevgi çemberi içinde büyütmüş olduğu çok aşikar. Çocukluğunuzda aldığınız sevgiyi, etrafınıza bol keseden dağıtıyorsunuz. Sanata, güzelliklere, din, dil, ırk ayrımı yapmadan her türlü kültüre olan ilginiz ve merakınız bizlere örnek oluyor. Çevreye, doğaya, hayvanlara olan sevginiz de derneğimizin farkını ortaya koyuyor. Maltepe'ye, Bostancı'ya, İzmit' e yolculuklarınız hiç bitmesin. Eşsiz enerjiniz ile topluma faydalı projeleriniz bol olsun. Yeni yaşınız tüm renklere ve seslere açık olsun. İyi ki doğdunuz, iyi ki varsınız. Dünya tatlısı eşiniz Aysel Hanım ile birlikte nice mutlu yıllar diliyorum.
SEVİNÇ ARZU

SEVİNÇ ARZU

08 Haziran 2020
Doğum gününüz ile olan yazınızı okudum efendim,cok guzel anlatmissiniz . Kelimeleri yerinde ve dogru cumleler ile kurmaniz zaman tunelinde yolculuk gibi olmus.Takdir-e şayân duygu yüklü anlatım olmuş. Sevinç Arzu Tuzla
Fazilet Yanık S

Fazilet Yanık S

23 Haziran 2020
Doğum günü yazınız bir harika size sağlıklı nice yıllar diliyorum. Okurken gözlerimden yaşlar aktı kaleminize,yüreğinize sağlık ben diyorumki biz ayrım yapmamayı Atamızdan öğrendik . Selam ve saygılarımı gönderiyorum size Serdar bey. İyiki bu değerli yazılarınızı okumak fırsatını bana verdiniz çok teşekkür ederim.
Tugay BAŞAR

Tugay BAŞAR

29 Haziran 2020
Merhaba Serdar Bey, Nasılsınız? Diğer yazılarınıza bakamadım. Ama bu yazının başlığı ilgimi çekti. Çünkü 17 Mayıs'ta bu dünyadaki 60 yılımı geride bıraktım. Dün de kırkım çıktı. Şimdi ancak yazınızı sonuna kadar bitirebildim. Ne güzel anlatmışsınız. Serdar, başı çeken, yolaçan, tuttuğunu koparan diyecektim ama koparmadan peşine takan.. Bana lisede fareli köyün kavalcısı derlerdi. Sizin de öyle lakabınız var mı?İyi ki varsınız. Mıskalî Tugay BAŞAR
Şefika

Şefika

13 Temmuz 2020
Nasıl da güzel anlatmışsınız.İnanın okurken gözümde canlanıyor o güzel telâş.Yeni yaşınızda sağlık sıhhat ve bol ca makale yazmanız dileği ile.Sevgiler.
halit Çalışkan

halit Çalışkan

15 Aralik 2021
hocam ikinci kez okumama rağmen yine heyecan ve merak ile hikayeyi tamamladım harika bir anlatım bir bebeğin anne karnında ikem duygularını çok iyi anlatmışsınız tebrikler
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

15 Aralik 2021
Nice nice mutlu yıllaaar!
Ayşe gucun

Ayşe gucun

31 Mayis 2022
Yine heyacanla okudum ne güzel anlatım doğum gününüz kutlu olsun hocam

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri