BEN DE VARIM

İnsanlar yolda yürümeyi unutmuştu artık. Pandemi yüzünden herhalde diye düşündü. Ne de olsa insanlar eve hapsoldular bir dönem. Yeniden hayata uyum sağlamak zaman alacak diye empati kurmaya çalıştı. Sağa yönelip öndeki kadını geçmeye çalışırken kadın da o tarafa yürüdü, sola hamle yaptığında kadın da sola yürüdü. Geçmeye çalışmanın bir anlamı yok diyerek yavaşladı. İki saniye sonra bir hamle ile kadının önüne geçmeyi başarmıştı. Şükür diyerek gülümsedi kendi kendine.

Yürümeye devam ederken biraz önce yaşadıklarını beyninde canlandırdı. Hayat da böyle aslında sanırım. Hep öne bir adım atmayı düşünüp geride ne olduğunu görmezden gelmiyoruz. Belki de ilerlemek için bazen geride kalmak daha mantıklı. " Hiç böyle düşünmemiştim bugüne kadar " diye şaşırdı bir anda. 

Sonrasında bir şey daha sorgulamasına sebep oldu hayatı. Masasındaki şekerler çalıştığı birimde herkese yetiyordu. Adı şekerci ablaya çıkmıştı. Biliyordu ki o küçücük şekerleri herkes alıp yiyebilirdi, ama ablanın masasındaki şekerin tadı bir başkaydı sanki gelenler için. Hiçi şi olmayan dahi bazen uğrar " abla nasılsın şekerini almaya geldim " derdi. Mutlu ediyordu bunlar onu. Bir gün emekli olup gittiğinde bir süre şekerci abla diye anılacağından emindi. Bencil olmamak gerekiyordu hayatta. Ne kadar verirsen yeri o kadar çok doluyordu. Birisi bir gün " yaşamak için nefes almaya, yeni nefes almak için de önce içindeki nefesi vermeye ihtiyaç var " demişti. Nerede duydu, kim söyledi hatırlamıyordu ama çok doğru gelmişti. Nefes almak için önce aldığın nefesi vermek gerekiyordu. 

 

Çocukluğundan beri annesi özellikle ikili ilişkilerde "verici ol "derdi. Beyni bununla dolu olarak büyümüştü. Evleneceği zaman "sen eşine on vereceksin, bir kere karşılık alırsan kendini şanslı say"demişti. Elbette ilk başlarda bunları uygulamıştı hayatında. Yıllar geçip ilişkilerinde hep veren taraf olmanın zorluğunu yaşamaya başladığında yanlış yönlendirildiğini düşünmeye başlamıştı. Kendi istekleri çok önemli olamamıştı genelde. Karşısındaki insanları mutlu etmek en büyük çabasıydı. Sanki herkesin istediği olmalı ve çevresindeki herkesi mutlu etmeliydi. Bir gün "yeter "dedi. "Ben de varım  "Ve kendisini huzursuz eden, yanında mutlu olmadığı, anlattıkları ve paylaşımları ile kendi hayatını da olumsuz hale getiren insanlardan kurtulmaya başladı. Hem de gayet açık bir şekilde "artık seninle görüşmek istemiyorum "diyerek. Bazılarını da tamamen çıkartmak istemiyordu hayatından. O zaman da seviye koymuş, mecbur hissettiği davranışları sergilemekten vazgeçmiş, anlayan tavrını anlamıştı. Kimse kırılmasın diye yıllarca kırılıp içine atmaktan sıkılmıştı. 

Can çıkar huy çıkmaz derler. Değiştiğini sanmak iyi gelmişti ona ama, her şeye rağmen değer verdiği insanlar için halen canını dişine takarak onları mutlu etmek için uğraşıyordu. Evet bundan sonra daha rahat etmek ve ben de varım diyebilmek için bir adım geride kalmayı öğrenmeliydi.

Ayla BEŞER

31.07.2022

3 Yorum

Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

01 Agustos 2022
Çok doğru yazdıklarınız bence de!! Tebrik ediyorum Ayla hanımmm! Çok güzel bir yazı daha!!
Neşe Sevecan

Neşe Sevecan

01 Agustos 2022
Çoğumuzun yaşadığı ama dillendiremediğimiz duyguları ne de güzel,yalın anlatmışsınız Ayla hanım,ne yazık ki hayat akıp giderken,soluksuz koşuş turmalarımızla kendimizi hep unutmuşuz.Gönlünüze sağlık.
Esin Tütüncü

Esin Tütüncü

01 Agustos 2022
Merhaba Ayla hanım , Yazınızı keyifle okudum. Bizlerden çok şey buldum. Kaleminize sağlık. Sevgiler

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri