SEVMEK YETMEZ

SEVMEK YETMEZ....     

           Yıllardır   başını koymak için bir omuz aradığında aklına gelen bir kişi vardı.Çocukluk arkadaşı…Güven duygusunun gelişmiş olması o kişiye karşı bir etkendi sanırım. Ne zaman ihtiyaç duysa, arasam ,dertleşsem diye düşünse hep geri durmuştu. Kafasının içinde  konuşmuş, sohbet etmiş, dertleşmiş, kendince böyle bir çözüm üreterek hafiflemeye çalışmıştı. Aslında sık sık olmasa da  görüşüyorlardı. Aradan geçen zaman süresince arkadaşı 2.  kez evlenmiş, ayrılmış, kendisi de eşinden ayrıldıktan sonra bir kez daha mutluluğu yakalamak için uğraşmış  ancak sonuç nafile olmuştu.

                Ortak arkadaşları ile gittikleri bir toplantıda, cesaretini toplayıp, biraz da şaka ile karışık” hadi gel sana dans etmeyi öğreteyim “diyerek dansa kaldırdı. Gece boyunca uzaktan uzağa hep süzdü arkadaşını. Gerçekten sadece arkadaş olarak mı görüyordu? Kendini tahlil etti. “ Duygularımı açmam lazım artık, yıllardır arkadaş sandığım kişiye aşıkmışım ben “ diye geçirdi içinden. Aslında biliyordu ki bu aşkı duymasına sebep olan  yıllar içerisinde arkadaşının hayata bakışı, yaşadıklarına verdiği tepkiler,en önemlisi ise her şeye rağmen mutlu olmaya çalışması  olmuştu. “ Ne o daldın gittin, hepimiz buradayız , sen nerelerdesin “ diyen bir ses ile kendine geldi. “Hiçç buradayım, nerede olacam, dalmışım öylesine işte. Kaç yıldır birlikteyiz hepimiz, geçmişi düşünüyordum “ dedi.

      “Doğru diyorsun, yılları paylaştık. Seninle de uzun zamandır şöyle oturup konuşamadık. Sohbetini özledim. Hafta içi bir akşam bir şeyler içelim .” teklifi o anda çok iyi gelmişti.” Nergis’e karşı duygularımdan bahseder, fikrini alırım. Nihayetinde benim kadar o da tanıyor. Yol gösterir belki bana “ diye geçirdi içinden.

        Heyecanlıydı elinde olmadan. Sinan iyi bir arkadaş olmuştu yıllardır. Nergis konusunda da yardımcı olacağına inanıyordu. Sanki bugünkü sohbet ile tüm hayatı değişecekmiş gibi hissediyordu .Beklerken soğuk bir bira söyledi. Geç kalmıştı arkadaşı. Konuya nasıl başlayacağının tecrübesini yapıyordu bir yandan da. “ Amann ne dolandıracam lafı, direk ben Nergis’e aşığım, bunu ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. derim. Zaten konu açılınca  Sinan ‘dan gereken yardımı alırım” diye az da olsa rahatlatmıştı kendisini.

     Telefonuna gelen mesajda Sinan “kusura bakma geciktim 10 dakikaya ordayım” diyordu.

Sakin sakin birasını yudumlayıp , denizi seyrediyordu.Sanki tüm sorunları çözülmüş, omuzundan bir yük kalkmıştı. “Sürprizzzz” diyen bir ses ve ,ve birden yanaklarına konulmuş birer öpücük ile kendisine geldi. Nergis gelmişti. Saniyeler içinde kafasından geçen düşünceler şunlardı. “ Aslanım Sinan, anladı demek. Ve bu buluşmayı  sırf Nergis ve ben için ayarladı. “ Yüzünde gülücükler saçıyordu. “ Cidden sürpriz oldun, Sinan’ı bekliyordum, nerden çıktın sen “ dedi  Nergis’in yanaklarına tatlı öpücüklerini kondururken. 

    Cıvıl cıvıldı yine.” Sinan aradı, Barış ile bir şeyler içeceğiz sende gel diye, hiç kaçırmadım valla. “ Sandalye beğenmeye uğraşıyordu bir yandan da. Denizi görecek şekilde yerleşti bir tanesine. Tam oturduğu sırada Sinan’ın sesi duyuldu. “ Ben geldim”. Çok uzun zaman olmuştu sadece üçünün bir arada bulunmayışı. Nergis’ten utanmasa Sinan’ı kucaklayıp kaldıracaktı. Yaptığı iyiliğin büyüklüğü anlatılamazdı. Sadece “ hoş geldin” , sürpriz yapmışsın Nergis’e haber vererek” diye sevincini belli etmeye çalıştı. 

          İlerleyen sürede ne yapacağını bilmez halde kıvranıyordu. Sohbet ortamı çok güzeldi. Geçmişten, ayrı kaldıkları süre içerisindeki hayatlarından  bahsediyorlardı. Sinan bir anda” ne yaşarsan yaşa insana fayda eski arkadaşlarından, dostlarından var. Yenileri ile uğraşmak zor. Hele hele bu saatten sonra” değil mi arkadaşım ? diyerek Barış'ın omzuna hafifçe dokunmuştu. “Doğru diyorsun, insan en çok en iyi tanıdığına güvenip, seviyor” diyerek kendisine bir yol açmaya çalıştı. Gözü Nergis’te idi.  

       Sinan devam etti konuşmasına. “ Biz de Nergis’le bu konuyu epey konuştuk. Hayatımıza giren insanları tanımaya çalışmak, kendini ona anlatmak, güvenip tamam dediğin anda kazık yemek yormuş artık bizi .”Sinan kendi duygularını anlatıyordu sanki. Bir anda “ bende zaten bu yüzden Nergis’i çok seviyorum” demek istedi. Nergis girdi lafa” Amann Sinan ne uzatıyorsun, söylesene artık Barış'a birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi ancak anladığımızı, yılları boşa harcayıp sonunda  kavuştuğumuzu” Sinan’ın ellerini almış avuçlarının içine Barış'ın gözlerinin içine bakıyordu bunları söylerken. “ Bunu ilk olarak seninle paylaşmak istedik. Sen bizim en iyi dostumuzsun. Bizim adımıza ne kadar mutlu olduğunu görmek, bizim için çok önemli”

        Bundan sonrasını duymadı, duyduysa da anlamadı, anladıysa da işine gelmedi.Anlamıştı ki sevmek yetmiyordu, sevgini belli etmek ondan daha önemliydi...

Ayla BEŞER

25.06.2020

8 Yorum

Tuğba Aydın

Tuğba Aydın

26 Haziran 2020
Yüreğinize sağlık, güzel bir hikaye.
Ümran özbey

Ümran özbey

26 Haziran 2020
Güzel bir duygu akıcı anlatım ile dahada şekillenmiş.
Nurdan Erakıncı

Nurdan Erakıncı

26 Haziran 2020
İnsan sevgisini belli etmeli bence de. Çok güzel bir hikaye olmuş Ayla hanımcım, kaleminize sağlık, sevgiler.
Nilgün tezer

Nilgün tezer

26 Haziran 2020
Sevgi kalpte kalmamalı, yeri geldiğinde dile de gelmeli, geç kalmadan...
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

26 Haziran 2020
Barış ve Sinan ikisi de Nergise aşık ama Barış geç kalmış sevgisini dile getiremeden Sinan ve Nergis aşık olduklarını açıklamışlar Ayla hanım Barışı yine hüzünle başbaşa bıraktın neyapalım kader utansın hikayeni beğendim tebrikler yenisini bekliyorum
Nurdan Erakıncı

Nurdan Erakıncı

27 Haziran 2020
Hikayenizi keyifle okudum Ayla hanımcım, emeğinize sağlık, sevgiler.
Ceyda Çiltaş

Ceyda Çiltaş

30 Haziran 2020
Bazen geç kalınmışlıklar bir omüre mal olabiliyor Ayla hanım, bunu çok güzel anlatmışsınız yazınızda, yüreğinize sağlık..
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

02 Agustos 2020
Bir mutluluk ve bir mutsuzluk!! Sürpriz hayal kırıklıklarını hiç sevmiyorum. İnsan hayatta hiçbir şeyden emin olmamalı. Din kitabımızın da dediği gibi. 'Sakının! "Sakının!!" Bu kelime bizi uyarıyor. Hep' alert'yani uyanık olalım diye. Bu sakınma hsyatımızın her alanında olmalı bence! Sonuçta hiçbir şey ve kimse sonsuza kadar kimseyle değil!! Tebrik ediyorum yazınız için!!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri