SEVMEK BAZEN DE GİTMEKTİR

Avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Ne söylediğini bilmiyordu bile. Sesi kısılana kadar neredeyse devam etti. Boğazı gıcıklanmış öksürük tutmuştu ki ancak o zaman sustu. Bir an kendini dinledi rahatlamıştı. Ohhh be diye derin bir nefes aldı. Yıllardır kime ne söylemek istediyse sanki hepsi bir anda çıkmış, içinde yeniden kocaman bir boşluk oluşmuştu. Kendisini bilmeye başladığı andan itibaren “aman kızım ayıp olur, aman haaa büyüklerine cevap verme, arkadaşlarınla iyi geçin ,bana laf getirtme vs vs.” beyni hep bunlarla doldurulmuştu. Yıllar boyunca hiç sevmediği insanlarla birlikte olmak zorunda kalmış, yanında bulunmaktan mutlu olmadığı kişilerle mecburi arkadaşlık yapmış, haklı olduğu konularda tartışmaya girememiş susmuş oturmuştu. Şimdiye kadar kimseye ayıp etmemişti ama kendi canına okunmuştu. Hayatta hep “ olsun benim için farketmez, karşımdaki mutlu olsun felsefesini kural edinmişti kendisine. Kim gel dediyse yanına arkadaş olmuş, kimin neye ihtiyacı varsa çözümlemeye çalışmış, kendi istekleri reddedildiğinde “ vardır bir sebebi” diye düşünmüştü. Otuz beş yaşındaydı ve çok yorgundu. Yeni bir sayfa açıyordu hayatında ve buna bağırarak başlıyordu. Önce içinde birikenlerden kurtulmalıydı. Başarmış hissediyordu. Kapının açıldığını duyduğunda hiç istifini bozmadı. İçeri girdiğinde eşi şaşkın bir vaziyette” hayrola hasta mısın? “ diye sordu. Normalde eve geldiği zaman kapıda karşılanır, hal- hatır sorulur karşısında bir sevgi pıtırcığı dolanırdı. Yerinden bile kalkmadan “ hayır” dedi, bir şeyim yok. “ Bilakis çok iyiyim” Şaşkınlığı bir kat daha artmıştı eşinin. Normal bir durum olmadığı için çok üstelemedi. Akıllı bir adamdı.” Nasılsa çok dayanamaz neler olduğunu anlatır “ düşüncesiyle susmayı tercih etti. Olağan dışı bir şeyler yaşandığının farkındaydı. Seviyordu eşini, sabırla beklemeye karar verdi. O gece bir çığlık ile uyandı. Eşi yatakta korku içinde oturuyor,” söyle gitsin buradan” diye bağırıyordu. Sıkıca sarıldı, yaprak gibi titriyordu güzel eşi. Artık endişe duymaya başlamıştı. Ertesi gün işinden izin alarak eşi ile vakit geçirmeye, onu yalnız bırakmamaya karar vermişti. Kahvaltıda hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu güzel karısı. Olayları akışına bırakıp gözlemlemeye başladı. Takip eden günlerde zaman zaman öfkeli, bazen son derece kıskanç, hiçbir şeyden mutlu olmayan ve geceleri kabuslar ile uyanan biri ile yaşar olmuştu. Konuşmaya çalışmak fayda etmiyor, doktora gitmeyi reddediyordu eşi. Çaresiz hissetmeye başlamıştı kendisini. Üç ay sonra işten eve döndüğünde masada bir not buldu. “Bir tanem; Son zamanlarda sana yaşattıklarım için çok üzgünüm. İlk başta her şeyin yılların birikimi yüzünden olduğunu sandım. Ailemin baskısı, “etraf ne der endişesi”, “milletin yüzüne nasıl bakarız” korkusu ile ört bas edilen ve hayatımı zindan eden taciz olayını sana hiç anlatamadım. Üniversite okumak için başka şehir tercih etme nedenimin başında bu gelmekteydi. Hiç kimseye güvenmeden, içime kapanmış bir halde sana nasıl aşık olabildim, seni nasıl hayatıma soktum ben bile şaşırıyorum. Başıma gelen en iyi şey sen oldun. Seni çok seviyorum. Senin tekliflerine her ne kadar hayır dediysem de doktora gitmem gerektiğini biliyordum. Detayları atlayarak sana sonucu bildirmek istiyorum. Beynimde bir kitle var ve beni yönetiyor. Ameliyat edilmesi imkansız. Tam” seninle her şey çok güzel tüm baskılardan kurtuldum “diye düşünürken vücudum buna izin vermedi. Kitlenin yarattığı baskı ile ben olmaktan çıkıyorum. Bundan sonra o neye izin verirse öyle olacak. Zamanla hayatım daha da çekilmez bir hale gelecek ve ben seni buna ortak etmek istemiyorum. Gelecekteki halim ile seni mutsuz etmek, çekeceğim tüm acıların yanında dayanılmaz olur. Sevgin için teşekkür etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Hoşça kal. Ayla BEŞER 04.09.2021

2 Yorum

Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

05 Eylul 2021
iyi de bu hasta haliyle nereye gitti kalınca sevdiğini üzeceğini bilen kaybolunca üzmeyeceğini mi sanıyor ben bile bu duruma üzüldüm tebrikler Ayla yine iyi bir hikaye yazmışsın
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

12 Eylul 2021
Aslında ne yazıkki hastslandıktan sonra normalleşmeye başlamış! Bu halini baştan beri takınsaydı belki de hastalanmayacaktı, Hepimiz aynı değil miyiz?? Hep b as şkalarını kırmsmaya çalışıyoruz. Canımızın kıymetini bilme ve istemediğimiz her şeye HAYIR demenin zamanı geldi de geçiyor!! Elinize sağlık!!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri