VE BİR GÜN

Hafta onun için güzel başlamıştı. Neşe içinde uyanmış, kahvesini yudumlarken günlük programına göz atmış, arkadaşları ile buluşacağı için mutlu olmuştu. Filiz aramıştı önce.” Kaçta çıkacaktı, ne giyinecekti, önce uğrayacağı bir yer var mıydı, direk buluşma yerine mi gelecekti? “ Tipik telaşeli Filiz. Alışmıştı artık onun bu hallerine. İlk zamanlar bayağı yorucu gelmişti. Uzak durmak için elinden geleni yapmış, ancak tanıdıkça aslında çocuk ruhlu, iyi niyetli olduğunu görmüştü. Olaylar olmadan önce, senaryolar yaratır, kötüleri olmuş gibi düşünür ve çareler arardı. Oysaki bir şey olmaz,  ama hiç vazgeçmez bir sonraki senaryo için beynini çalıştırırdı. 

    İki gün kadar önce Fikret ile görüşmüşlerdi. Hayatında önemli bir yer tutuyordu Fikret. Daha tanışalı çok olmamıştı aslında. Filiz’in kuzeniydi. Filiz’in iki yıl önceki doğum gününde tanışlardı. Daha önce yurt dışında yaşamıştı. Eşinden ayrıldıktan sonra dönmüştü Türkiye’ye. Doğum günü gecesi sohbet güzel ilerlemiş daha sonra da görüşmeye başlamışlardı. Çok yakışıklı değildi. Uzun boylu, hafif kilolu, yuvarlak gözlüklü, keçisakallıydı. Neşeli bir insandı, gülüşü çok güzeldi ve ses tonu etkileyiciydi. Bunlar yetmişti. Günün stresi, iş hayatının yorgunluğu sonrasında Fikret ile içtiği bir kahve mutlu ediyordu onu. Çok da güzel dans ediyordu. Daha ne isteyecekti?  

    Lokantaya girdiği zaman kızlar gelmişti bile. Filiz her zamanki heyecanı ile “ buradayız” diye el sallıyordu. Bu sefer İtalyan lokantasını seçmişlerdi. Salata, ızgara yemekten sıkılmıştı artık hepsi. “Hiç olmazsa ara sıra midemiz bayram etsin” diyorlardı. Suadiye’deki mekânı tercih etmişlerdi. Daha önce Fikret’le beraber geldikleri için kızlara tavsiye eden kendisi olmuştu. Hemen hemen ayda bir kere toplanmayı adet haline getirmişlerdi. İyi geliyordu hepsine. Telefonu çaldığında açmak istemedi aslında. Filiz “ ne yapalım kızım sen de doktor olmasaydın. Sizin mesai saatiniz yok” dedi gülerek. Özel bir hastanede cerrah olarak görev yapıyordu. Kontrol etmesi gereken bir hastası da yoktu. “ Efendim” diyerek merakla bekledi. “ Doktor hanım rahatsız ediyorum kusura bakmayın. Ancak Erdal hocam yurt dışında ve trafik kazası ile acil bir hasta geldi. Hemen ameliyata alınması gerekiyor. “ cümlenin bitmesini beklemeden fırladı. “Kızlar görüşürüz” diyerek koşa koşa çıktı. 

      Ameliyatı başarılı bir biçimde sonlandırdı. Motosikleti ile araca çarpan 25 yaşında bir delikanlı idi. Ameliyat sonrası ailesinin sevinci ve duaları tüm yorgunluğunu unutturmuştu. Yoğun bakım sonrası hastasını ziyarete gittiği zaman elinde olmadan irkildi. Nedenini kendisi de anlamamıştı. Delikanlı iyi gözüküyordu. Annesi başucunda teşekkürlerini dile getirmeye çalışıyordu. Hastasının ismi Ozan ‘dı. Her gün Ozan’ı ziyaret etmeye başlamıştı. Gelişimi ile ilgili bilgi alıyor, onun için yapabileceği bir şey var mı diye kontrol ediyordu. Taburcu olduğu zaman bir eksiklik hissetmişti hayatında niyeyse. Günlük yaşantısı içinde zaman zaman aklına gelmiyor değildi. Fikret ondaki bu durgunluğu sezmiş, bir iki kere sormasına rağmen aldığı cevap “ yok bir şey, işler yoğun” olmuştu. Kendisi de anlamıyordu nedenini. Ne vardı Ozan ‘da? Bugüne kadar hiçbir hastası onu böylesine etkilememişti. Bir yıl kadar sonra yavaş yavaş hayat rutine dönmeye başlamışken bir akşamüstü karşısında Ozan’ı gördü. Sevinç’le karışık bir şaşkınlık yaşadı.  “ Size hayatımı borçluyum, Haftaya nikahım var şahidim olursanız beni çok mutlu edersiniz” diyerek davetiye uzattığında;” Elbette şeref duyarım” diyebildi. Nikâha gittiği zaman son bir senedir yaşadığı duyguların nedenini de anladı.  

     Ozan’ın babası hayatındaki ilk aşkıydı. Lise yıllarında ikisi tüm arkadaşları tarafından imrenilecek bir çift olarak değerlendirilirken, babasının işi dolayısı ile doğuya çıkan tayini ayırmıştı onları. Bir müddet mektuplaşmışlar sonrasında irtibat kesilmişti. Ve yıllar sonra karşısındaydı.  

Ayla BEŞER

19.11.2021

 

 

1 Yorum

Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

28 Kasim 2021
Çok karakterli bir yazı daha!! Karakterleri bir daha, bir daha okuyup, aklımızda tutuyoruz ve heyecanla devam ediyoruz, Ayla hanım!! Ellerinize sağlık!! Sonu yine sürpriz bitti!! Bravo size!! Çok beğendim!!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri