KARALAMA

    Uykusunun arasında duyduğu sesi çözmeye çalışıyordu. Annesi ağlayarak vallahi yalan , yok öyle bir şey diyordu. Yatağından kalkıp ne olduğunu anlamak için odadan çıktı. Babası ayakta duramayacak halde sarhoştu. Annesinin saçına yapışmış " neyini eksik ettim, bunu nasıl yaparsın " diye haykırıyor bir yandan da tekme atıyordu. Bırak annemi diye saldırdı bir anda karşısındakinin babası olduğunu unutarak. Sesini kes, yatağına dön diye bağırdı babası. Annesinin bacaklarına sarılmış, bırakmak istemiyordu. Orda durursa babasının tekme atamayacağını düşünüyordu. Annesi hem ağlıyor hem de git yavrum, git yat . Yok bir şey, konuşuyoruz babanla diye avutmayu ve odaya göndermeye çalışıyordu. babası içmediği zaman evde çok mutlu oluyorlardı. Yemek yedikten sonra babasının dizine yatar, babası saçını okşarken uyur kalırdı. İçkili halinden nefret ediyordu. bambaşka bir insan oluyordu babası. Son duyduğu annen yalan söylüyor, nasıl böyle bir şey düşünebilirsin diye haykırmasıydı annesinin

Gözünü açtığında sabah olmuştu. Sızmıştı herhalde ağlarken. Anne diye seslenerek çıktı odadan. Bur anda babaanesini gördü karşısında. Şaşırmıştı. Annem nerde diye sordu. Her zamanki soğuk tavrı ile babaannesi " okula geç kalacakasın hadi hazırlanman lazım" diyerek sorusuna cevap vermemişti. Babasını aradı gözleri. Pe ibabam nerde dedi. İşe gitti. Hadi çabuk ol servisin gelecek. daha kahvaltı yapacaksın diye söyleniyordu babaannesi. Annesini bir daha hiç görmedi. Bir kaç kez babasına sormak istediğinde o kadının adı bu evde bir daha asla anılmayacak diye terslemişti babası. Ve bir daha içki içtiğini görmedi babasının. 

Babaanesi artık onlarla yaşıyordu. 7 yaşında annesiz kalmıştı hem de nedenini bile bilmeden. Bir akşam ders çalışırken babasının" yeter artık anne, kapat bu konuyu, ben bir kere sevdim ve evlendim. Hayatımda başka bir kadına yer yok. Evlenme meselesini unut" demişti.

      Bu konuşmadan sonra babaannesi kendi evine dönmüş, Saliha teyzesi girmişti hayatlarına. Saliha teyze sabah okula gitmeden önce geliyor, kahvaltısını hazırlıyor, okula gönderiyordu. Okuldan gelince de karşılıyor, evin tüm işlerini yapıyordu. Babası gelinceye kadar onun yanındaydı. Saliha teyze 45 yaşlarındaydı. Oğlu askerde şehit düşmüş, eşi acıya dayanamamış kalp kirizi geçirip vefat etmişti.Aynı mahallede oturuyordu. Hatta annesi gitmeden önce bir kaç kez evlerine geldiğini ve annesiyle sohbet ettiklerini de hatırlıyordu. Bu şekilde yıllar geçti. Üniversiteyi başarıyla bitirmişti. Mezuniyet törenine Saliha teyzesi gelebilmişti. Babasını 2 sene önce trafik kazasında kaybetmişti. Trafik kazası geçirdiği gün annesinin evi terkettiği gün ile aynıydı. Aynı tarihte hem annesini hem de babasını kaybetmişti. babasının akibeti belliydi en azından ama halen annesi onun için bir soru işaretiydi. 

    Diplomasını aldığında buruk bir sevinç yaşıyordu. Saliha teyzesinin yanına koştu hemen. Sımsıkı sarıldı, gözlerinden yaşlar akarken iyiki hayatımıza girdin, seni çok seviyorum,seni hiç bırakmayacağım diyordu. Saliha teyze yavrum ben de seni çok seviyorum ama biliyorum ki seni çok seven bir kişi daha var. Babam görüyorddu değil mi beni diye sordu. 

"Elbette görüyordur, ama benim bahsettiğim baban değil annen dedi."

Bir anda kitlendi kaldı, yanlış duyduğunu sandı. Şaşkın gözlerle Saliha teyzeye bakarken ileride duran bir kadını işaret ettiğini gördü. hayal meyal hatırlıyordu ama evet annesiydi. Yılların özlemi, merakı bir anda kızgınlığa bırakmıştı yerini. Koşup sarılmak isterken bir taraftan da madem yaşıyordu neden bugüne kadar gelip beni bulmadı diye düşündü. Saniyelik bir düşünce idi bu ve anne sevgisi ve özlemi ağır bastı. 

Koşup hıçkırıklarla sarıldı annesine..

  Babaannesi akrabalarının kızını almak istemişti babasına. Yıllarca annesinden ayrılması için her yolu denemiş sonunda , pırlanta küpesini çaldığını , hırsız olduğunu ve ailelerine böyle bir insanın yakışmayacağını doldurmuştu babasının kafasına. babası inanmak istememiş fakat babaanesi bugün bizdeydi o gittikten sonra yok oldu, eve git de çantasını kontrol et diyerek yollamış, babası durumu hazmemediş, körkütük sarhoş olunçcaya kadar içmiş eve gelip de çantada küpeyi bulunca kıyameti koparmıştı. 

kavga ettiklerinin sabahı erken saatlerde otobüse bindirip dayısının yanına göndermişti. Eğer buralara gelir yada kızım ile irtibat kurmaya kalkarsan şikayet eder, hapse girmeni sağlarım, kızının hayatında bir leke olarak kalırsın diye tehdit etmişti.

     Yanlarına geldikten sonra Saliha teyzesi annesini bulmuş, durumdan haberdar etmiş ve bugüne kadar tüm hayatından haberdar etmişti annesini. Okul çıkışında uzaktan hep takip etmiş, Geldiği zaman Saliha teyzesinde misafir olmuştu. Saliha teyzenin kendisine aldığı hediyelerin aslında annesi tarafından gönderildiğini yeni öğreniyordu.

Babası öldükten sonra bir türlü cesaret edememişti gelip yeniden hayatına girmeye.  

Şimdi anlıyordu Saliha teyzenin kendisine " bunca yıldan sonra annen çıkıp gelse nasıl karşılardın diye sormasını. " Her şeyi bir kenara bırakır koşar sarılırdım boynuna" demişti ağlayarak. 

   Annesi ve Saliha teyzesi ile yeni bir hayat başlıyordu artık

 

Ayla BEŞER

 

23.06.2022

3 Yorum

halit çalışkan

halit çalışkan

23 Haziran 2022
Sevgili Ayla önümde senin yazını okurken TRT 1 de de "Ayla" filmi oynuyor annen babaannen sarhoş baban Saliha teyzen derken zaten senin yazılarını zor anlıyorum bi de filmi izlemeye çalışıyorum ama emin olduğum bir şey var harika yazıyorsun ve ep okumak çok keyifli yaz yaz hep yaz
Nilgün tezer

Nilgün tezer

24 Haziran 2022
Bana eski Türk filmlerini anımsattı... Beğendim:)
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

27 Haziran 2022
AYLA hanım maalesef insanların hayatında bazen böyle yaşanmamış ve boşa geçmiş yıllar olabiliyor. Niye kötülük yapmaktan bu kadar hoşlanır insanlar? Hiç mi vicdanları sızlamaz?? Allah hepimizi İyi insanlarla karşılaştırsın! Toplulumuzda halen böyle dramlar yaşanıyor!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri