DOSTLUK

Dostluk

        Muayeneden sonra doktorun suratına bakıp ne diyeceğine odaklandı. Doktor latince bir şeyler söyledi."Yani "dedi anlamayarak " Çıban " diye cevap verdi doktor.

Acaba direk çıban dese diploması geçersiz mi sayılacaktı ? zaten acı çekerken çok fazla sinirlenmemeye çalışarak " tedavisi? geçecek mi? canımı çok yakıyor " dedi.

Doktor" Şu an için ağızdan bir ilaç vereceğim, kara merhem kullanacaksınız, ancak buna sebep olan sıkıntınız geçmedikçe tam anlamıyla iyileşemezsiniz haberiniz olsun " dedi.

         Yolda yürürken düşünüyordu, bir senedir bu sıkıntıyı çekmeye değer miydi acaba?

   Aylin ile  ilkokuldan beri arkadaştılar. Evlerinin arasında üç sokak vardı. İlkokula birlikte başlamışlar, sonra bir daha kopmamışlardı. Liseye giderken sabahları onların evine uğrar , Aylin'i uyandırır evde hazırladığı sandviçleri yolda yiyerek okula yürürlerdi. Bazende fırından sıcak ekmek alır, dolaptan arasına bir şeyler koyarlardı. En çok ta Aylin'in annesinin kuru köftelerine bayılırdı. Liseden sonra Aylin okumamış,  bir tanıdık vasıtasıyla bir doktorun muayenehanesinde sekreterlik yapmaya başlamıştı. Kendisinin üniversite hayatı aralarında hiçbir sorun yaratmamış, birbirlerine olan bağlılıkları devam etmişti.

Hafta arası birisi okula,birisi işe gidiyor bazen iş çıkışı çoğu zaman hafta sonları buluşup vakit geçiriyorlardı. 

        Bir gün muayenehaneye bir delikanlı gelmiş  ve ilaç tanıtımı yapmak istediğini belirtmiş, doktor müsait olmadığı için Aylin delikanlı ile bir müddet sohbet etmek zorunda kalmıştı. O günden sonra dilinden düşürmemişti  delikanlıyı. Çok efendiymiş, saygılıymış, sarışın , mavi gözlüymüş, Aslında  Aylin hep " bir gün evlenirsem Kadir İnanır gibi birisiyle evlenirim. Esmer, kara yağız ve bıyıklı olmalı" der dururdu.  Delikanlıyı bu kadar methetmesi ilginç geliyordu. Bir seferinde muayenehaneye geliş saatini Aylin'in öğle yemeği saatine denk getirmiş ve yemeğe davet etmişti. Bir sonraki sefer ise elinde ufak bir demet papatya ile gelivermişti. Arkadaşının yavaş yavaş  kalbini kaptırdığını görüyor ve onun  adına çok seviniyordu. 

       Aylin durumu annesine ve ablasına anlatmış, babasına ise nasıl anlatacaklarının hesabını yapmaya başlamışlardı. Aradan geçen  süre içinde birbirlerine iyici ısınmışlar, hatta üniversiteden mezuniyet için düzenlenen geceye onlarda gelmiş ve kendi aralarında söz yüzüklerini takmışlardı. 

      Bir müddet sonra  bir muhasebecinin yanında  işe başlamış eve dönüş saatleri dahada gecikmeye başlamıştı. Eskisi kadar sık görüşemiyordu arkadaşı ile.  Aldığı haberler ise onu mutlu ediyordu. Arkadaşı evlilik yolunda  ilerlemeye devam ediyordu. En sonunda babasına da durumu izah etmişler  ve ailelerin tanışmasına karar verilmişti.

 Akşam eve geldiğinde annesi " Bu gün Aylin uğradı bu hafta sonu nişanı varmış , evde ufak bir toplantı olacakmış senide çağırdı" dediğinde çok şaşırdı, Bunu annesinden mi duyacaktı? Neden kendisine daha önceden haber vermemişti.?Yemekten sonra hemen arkadaşının evine gitti. Heyecanla anlatırken Aylin olanları, sitem etmeyi bile unutup, onun sevincine ortak olmuş şekilde evine döndü. 

        Yeni çiftin evini yerleştirmeye yardım ederken, bir gün kendisi içinde arkadaşı ile aynı telaşı yaşayacaklarını ve sonrasında yine hep birlikte hayatlarına devam edeceklerini, çocuklarının  birlikte büyüyeceğini hayal etti, gözleri dolmuştu. 

      Çok kalabalık olmayan ,eğlenceli ve güzel bir düğün olmuştu. Mutluluk onu da sarmıştı. Ve herkes hayatına geri dönmüştü. Düğünden sonra neredeyse  5 ay geçmişti. Ortak arkadaşları ile bir hafta sonu hayırlı olsuna gitmişler, sonrasında bir türlü görüşmek kısmet olmamıştı. Telefon açtı can arkadaşına  öğlen tatilinde. Selam-sabah faslından sonra " ama ben seni çok özledim, bu hafta sonu müsaitsen geleyim de sohbet edelim, hasret giderelim" dedi. Arkadaşı" kusura bakma , hafta sonu müsait değiliz, yarın iş çıkışı buluşalım seninle " demiş, ertesi akşam iş çıkışı için sözleşmişlerdi. Tabii diye düşündü, "artık eskisi gibi değilki hayatı, eşi, ev işleri, aileler .. Haklı tabi bencillik ediyorum, halen eskisi gibi olacağız sanıyorum diye "kendisini eleştirdi. 

      Çok özlemişti arkadaşını, görünce bir an içi titredi. Sıkıca sarıldı. " EE anlat bakalım,nasılsın" dedi. Garsona seslenirken bir yandan da halen sorularına devam ediyordu. Uzun uzun sohbet ettiler,  kalkma zamanı yaklaşırken arkadaşı " bak canım sana bir şey söylemem gerekiyor. Umarım yanlış anlamazsın" diye cümleye başladığında bir an için tedirgin oldu. "Bundan önce sık sık birlikte oluyorduk, bende seni özlüyorum elbette ama ben artık evli bir kadınım,sen bekar bir genç kızsın. Benim evime sık gelmen pek hoş olmaz. " Anlamaya çalışıyordu ne demek istediğini. Karşısındaki gerçekten de Aylin'di. İlkokuldan beri birlikte büyüdükleri, yıllarca her şeyi paylaştığı, sevinçlerine ,acılarına ortak olduğu, arkadaşı ağladığı zaman onun gözyaşlarının kendi içine aktığını hissettiği, onun mutluluğu ile mutlu olduğu... Evet konuşan Aylin'di... Ve devam ediyordu..

"Biz seninle arada böyle iş çıkışı buluşur  hasret gideririz. İlerde sen de evlenince eşinle gelirsin bize ...."

       Duymuyordu gerisini....Masadan nasıl kalktığını, eve nasıl gittiğini hiç hatırlamıyordu. Tek hatırladığı odasına kapanıp bütün gece ağladığı ve bir senedir kurtulamadığı çıbanlarıydı...

 

AYLA  BEŞER

16.04.2020

3 Yorum

Ayşe B

Ayşe B

16 Nisan 2020
Muhteşem bir hikaye Emeğine sağlık gùzel y
Beyhan

Beyhan

16 Nisan 2020
Soluksuz keyifle oluduğum güzel bir yazı daha kalemine sağlık çok çok güzel
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

08 Mayis 2020
Maalesef insanları tanımak çok uzun bir zaman alıyor!! "Ancak kendine güveni olmayan bir insan bunu yapar. Ya da eşine hiç güveni yok!! Bu gibi insanlar herşeyin her an bozulacağını hiç düşünmezler!! İyi bir mesaj var hikayede!! Hayal kırıklığına uğramamsk için herkesle mesafeli olmak gerekiyor!! ÇOK GÜZEL BİR HİKAYE, ELİNİZE SAĞLIK AYLA HANIM!!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri