GERÇEK SAKLI KALAMIYOR

GERÇEK SAKLI KALAMIYOR... "Nasıl yani, teyze emin misin? Annem hiç bahsetmedi bu durumdan bana.. “30 yaşını geçmişti, 3 yaşında bir kızı vardı. Evet annesi ile babasının büyük bir aşkla evlendiğini biliyordu. Hatta babasının annesini istediğini, ilk seferinde vermediklerini ve babasının azmederek yıllar sonra yeniden okul hayatına döndüğünü, sırf annesinin ailesine daha güven içinde gidebilmek için üniversiteyi bitirdiğini. Sonrasında mutlu bir evlilikleri olmuştu. Babası annesinin ailesi tarafından da sevilen ve saygı duyulan birisiydi. 2 teyzesinin eşleri ile oldukça iyi anlaşıyor, bacanaklar arasından su sızmıyordu. Hep kalabalık bir aile ortamında büyümüştü. Normalde herkes ayrı şehirlerde oturmasına rağmen, bayramlarda, yaz tatillerinde ya da senelik izinlerde muhakkak bir araya geliniyor, çoluk-çocuk 15-20 kişilik gruplar halinde neşeli günler geçiriliyordu. Zaman zaman tartışmalar olmuyor değildi elbet, ancak annesi genellikle ortamı yumuşatırdı. Hep şükretmişti haline, iyi ki bu anne ve babanın evladı olmuşum diye. Gerek sevgileri, gerek hayata bakışları ve insanlıklarıyla örnek olarak almıştı onları. Eşini seçerken de kendi aile hayatını örnek almaya çalışmıştı. Tabi ki evlendiği kişi babası ile aynı bakış açısına sahip olamazdı. Yine de huzurlu bir yuvaya sahipti. İlk zamanlar yurt dışında yaşamışlar, 3-4 sene sonra geri dönmüşlerdi. Annesine “gelinlikle fotoğrafın neden yok ? “dediğinde ise “yurt dışına gitmek için yıldırım nikahı yaptık, fırsat olmadı “ demişti. Sorgulamaya gerek bile duymamıştı. Aslında annesinin ailesinin yapısına tersti. Davullu -zurnalı düğün yapmadan pek kız vermezlerdi. Şimdi düşününce anlıyordu nedenini. Yaşadığı şoku atlatmaya çalıyordu.30 yıl sonra hayatında yapılan değişiklik dumura uğratmıştı. Ne düşüneceğini kestiremiyordu. Teyzesi bunca yıldan sonra neden anlatmaya ihtiyaç duymuştu onu da çözememişti. Olayı içinde sindirmeye çalışarak hiç kimseye bahsetmemeye karar verdi.” Eğer isteseydi annem bu durumu benimle paylaşırdı. Demek bilmemi istemedi “mantığıyla bu konuyu beyninde kapattı. Babasının ölümünden sonra annesi kendisini toparlayamamıştı. Vefatı da çok uzun sürmedi zaten.Cenazeye annesinin genç kızlık arkadaşı gelmişti. Teyzesi ile birlikte geçmişten konuşurken mevzuu yine aynı noktaya geldi. Teyzesi “ biliyor musun, hatta mektupları annenden Necla alır babana postaya verirdi” deyince bir kez daha şaşırdı. Necla teyze gözü yaşlı, “ ahh Zuhal’cim, ne çok sevmişti babanı. Vermedikleri için kendini kahrediyordu. Babacığın da inat etmiş okuyup, meslek sahibi olarak çıkacam karşılarına, hiçbir bahaneleri kalmayacak, lütfen sabret “ demişti. Onun tahsil hayatı boyunca annenin tüm mektuplarını ben postalamıştım babana” anlatıyordu. Yıllar sonra baban İşletmeyi bitirmiş, iyi bir iş sahibi olmuş şekilde çıkageldi. Onlara göre artık hiçbir engel kalmamıştı. Ancak deden inat etti ve razı gelmedi bu evliliğe.Amcan yurt dışında İsviçre’de yaşıyordu biliyorsun.Annen kaçtı babana. Yıldırım nikahı kıydılar, bir müddet İzmir’de babanın kuzeninde kaldılar, amcanın davetiyesi ile de İsviçre’ye gittiler. Bundan sonrasında yurt dışında yaşamaya annesi dayanamamış, gurbette olmak hiç iyi gelmemişti. Babası da iyi bir iş teklifi alınca geri dönmüşlerdi. İşin aslı ise anneannesi dedesine ilk kez karşı çıkmış, ve kızının geri gelmesi için tüm imkanlarını kullanmıştı. Demek bilinçaltında, farkına varmadan bu meseleden dolayı dedesini hiç sevmemişti. Böyle büyük ve tutkulu bir aşkın tek meyvesi olduğu için kendisini çok şanslı sayıyordu. Ayla BEŞER 01.07.2020

7 Yorum

Sonay Ovissi

Sonay Ovissi

03 Temmuz 2020
Ayla hanim Paylastiginiz bu gercek hikayede hepimizin ders alabilecegi mevzu evrenin adaletidir. O kadar guzel isler ki imkansiz diye birsey yoktur.Eninde sonunda gizli sakli olan biteni bize sunar.Cunku bilmek bizim hakkimizdir.Evrende hicbir sey gizli degildir. Guzel sunumunuz icin tesekkurler. Sevgiyle kaliniz.
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

03 Temmuz 2020
Beden büyükler gençlerin hayatına bu kadar karışıyor ve huzursuzluk yaratıyorlar?? Neden çocuklarına daha çok güvenmiyorlar?? Mutsuz yapıyorlar gençleri. Müslümanlık ve sanırım bütün dinlerde 3 günden fazla küs kalınmaz. Evlenmiş kızını ve torununu görmeyi reddeden bir baba olamaz!! Bu kadar katılık niye? Sonuçta bu kızının hayatı, kararına ve evlendiği kişiye saygı duyması gerekiyor. Umarım bu tür davranışlar giderek azalır. Yine çok güzel yazmışsınız Ayla hanım, bayıldımm!! Tebrikleer!!
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

04 Temmuz 2020
Büyük bir aşka karşı inat bir babanın karşı gelmesi sonunda kızın kaçarak evlenmesi Günümüzde de sık karşılaşılan olaylar ama dargınlık uzun sürmemeliydi Ayla hanım tebrikler yeni yazılarını bekliyoruz
ERTUĞRUL ÖZBAĞ

ERTUĞRUL ÖZBAĞ

04 Temmuz 2020
Evrensel adalet vardır dünyada yaratan koymuştur bu kurallari Ayla hanım ne güzel anlatmış.
Armağan ümit çı

Armağan ümit çı

05 Temmuz 2020
Eskiden insanlar çok daha katı, ebeveynler çok daha sert idi. Şimdi hoşgörü ve anlayış daha çok sanki. Yıllar geçse de insanın bilinç altında hep o izler kalıyor. Ayla hanımcım kaleminize sağlık.
Nurdan Erakıncı

Nurdan Erakıncı

05 Temmuz 2020
Güzel hikayeniz için kaleminize sağlık Ayla hanımcım, sevgiler.
Ümran özbey

Ümran özbey

11 Temmuz 2020
Anne-Baba hayırlarının nedenini sorgulamadan karar vermemeli. Sonuçta gençler kararlarından dönmüyorlar. Sorumluluğu almak isteyen onlar. Kırıcı olaylar yaratmamak için artık müdahaleyi bırakalım.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri