PALYAÇO

Duyguları yok olmuştu sanki. Yıllardır gösteri yapan palyaço suratı taşımaktan bıkmıştı. İnsanlar öylesine alışmıştı ki bu haline, biraz durgun olsa hemen sorgulanıyor, gülmesi eğlenmesi ve hatta eğlendirmesi isteniyordu.Hayata hep iyi niyetle yaklaşmıştı. Bardağın dolu tarafını görmek mutlu ediyordu onu.Olaylardan olumsuzluklar çıkarmayı kar saymıyordu. "Anne ben biraz dolaşmaya çıkıyorum .Bir şey lazım mı?" diye seslendi. "Yok yavrum, vakitlice gel de babandan laf işitmeyelim." Hep aynı şeyler. Zavallı anacığı 30 yıla yakın bir süredir devam eden evlilik neticesinde halen ürkek, korkak, çekingen. Annesi böyle davrandıkça babası da hiç bir değişiklik gösterme çabası içinde olmuyordu. Aslında babasının direk olarak kendisine söylediği bir şey de yoktu. Tek derdi annesini huzursuz edip sindirmeye devam etmekti. Anacığı da bu oyuna geliyor, kendi yetiştiriliş tarzında ki eziklik ile ses çıkarmadan bir hayat sürüyordu. Ne kadar yürüdüğünün farkında değildi. .Bir anda kendisini bir dükkanın içinde buldu. Çok çeşitli objeler vardı." Hayatta aslında bu dükkanın içi gibi" diye düşündü. Her telden her dilden çeşit çeşit insan, farklı karakterler, her insan farklı bir hikaye. Elini bir dünya küresinin üstüne koyduğunu ve bir noktayı işaretlediğini "siz de mi İspanya'yı görmek istiyorsunuz " diye bir ses işittiğinde anladı. Cidden de parmağı tam o noktada sabitlenmişti. Dönüp baktığında 40 lı yaşların üstünde, orta boyla, gözlüklü, hafif kırlaşmış saçları ile sevimli birisini gördü. "farkında bile değilim aslında o bölgeyi seçtiğimin "dedi hafifçe gülümseyerek. " Sahi mi ?" karşısındaki hayal kırıklığı taşıyan bir ses ile" Belki birlikte kaçar gideriz diye heveslenmiştim ben de "dedi. Ne tepki vereceğini bilemedi.Gülümsemiyordu da .Şaka yaptı herhalde diye düşünmesini gerektirecek bir ibare oluşmamıştı adamın suratında. " Nasıl yani? " diye kekeledi şaşkınlıktan. " Bayağı işte. Kaçardık, giderdik buralardan. Hayalini kurduğumuz ülkede, birbirimize olan aşkımız ile mutlu- mesut yaşardık. Çocuklarımız mutluluk içinde büyürdü. " Bir an kamera şakasına yakalandığını düşündü ve etrafı kolaçan etmeye başladı. Devam ediyordu anlatmaya kır saçlı."İkimiz neden buradayız sanıyorsun? Üstelik sen farkında bile degildim diyorsun ama benim hayalimi işaretledin. Bugüne kadar hep bir engel çıktı yolculuğu gerçekleştirmem için. Şimdi anlıyorum ki aslında seni beklemişim." Ciddi ciddi inanarak anlatıyordu bunları. Kendinden tereddüt etmeye başlamıştı. Acaba şu şahıs ile aslında büyük bir aşk yaşayıp İspanya'ya yerleşme hayalleri mi kurmuştu yıllardır ? Gerçi bu hayallerden hiç haberdar değildi. " Bakın beyefendi sanırım şaka yapıyorsunuz değil mi ? Belki de bu bir kamera şakası. " " Ne münasebet" Sesini yükseltmişti bir anda . "Ne şakasından bahsediyorsun. Çok ciddiyim ve bu seyahati birlikte gerçekleştirmemiz lazım." "Sakinleşti yeniden " çok mutlu olacağız inanıyorum buna . " Gözleri hayal dünyasında olduğunun kanıtıydı. Bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünürken " "Yine mi Bülent abi ,hani söz vermiştin bir daha kimseyi rahatsız etmeyecektin? diye yaklaşan bir mağaza çalışanı gördü. " Etmiyordum ki , değil mi ? "Sanki şaşırmış gibi "ediyormuyum yoksa? Çok özür dilerim . Ben sadece ... Neyse iyi günler size "diyerek uzaklaştı yanından. Soran gözlerle çocuğa baktı . "Açıklama bekliyorsunuz değil mi ? Haklısınız. Bülent abiyi yıllardır tanırız. Semtimizin sevilen ve değerli bir insanıdır. Bundan on yıl kadar önce evlilik hazırlıkları yaparken, nişanlısı bir başkası ile İspanya'ya gitti.Bülent abinin bu terk edilmişliği hazmetmesi çok zor oldu. İlerleyen zamanlarda düşüncesi İsapanya'ya yerleşip orada mutlu olacağı savına dönüştü. Doktorlar terkedilmiş olmaya tepki verdiğini söyemişler. Siz giden nişanlısına çok benziyorsunuz. Onu hatırlatan herkesle aynı sohbeti yapıyor. Elbette çoğu kimse sizin kadar anlayışla karşılamıyor. Farklı tepkilere maruz kalıyoruz." Kendi palyaço haline şükretti. " Hİç olmazsa akıl sağlığım yerinde, aman varsın olsun herkes beni her zaman mutlu sansın. Ben de bundan sonra öyle yaşamalıyım. Hayat çok güzel. Bu düşüncelerle annesinin çok sevdiği cevizli dondurmadan alıp evin yolunu tuttu. Ayla BEŞER 19.08.2022

4 Yorum

Nilgün tezer

Nilgün tezer

19 Agustos 2022
Hayatın içinden.... Beğendim!
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

19 Agustos 2022
Ya keşke İspanya’ya gitmeyi kabul etseydin neden itiraz ettin ki??? Sevgili Ayla hikayelerini okumuyor sanki yaşıyorum bu da senin becerin tebrikler..,.sen yazmaya devam et ki biz de okuma ve yorum yapmaya devam edelim
Filiz Alkan

Filiz Alkan

19 Agustos 2022
Tebrik ederim Ne güzel anlatmışsın Kalemine sağlık
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

19 Agustos 2022
Tebrik ediyorum Ayla hanımm! Bütün mesele bu hayatta bir şekild e mutlu olabilmek!! Konuyu çok güzel işlemişsiniz! Sıcak ve akıcı bir anlatımm olmuş!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri