TAHAMMÜL

     Çalan telefona baktığı zaman açıp açmama hususunda bir tereddüt yaşadı. Şu an hiç içinden saatlerce konuşmak gelmiyordu. Büyük ihtimal kuzeni yine bir şeyler soracaktı. Mesele sorduğu sorular veya istediği destek değil, o konuya gelmeden önce en az yarım saat " nasılsın , iyi misin? Çocuklar nasıl? Dün ne yediniz? Ben de oraya gittim, şunu yedim, bunu aldım " muhabbetlerini dinlemek zorunda olmasıydı. Üstelik en az haftada iki kere bunu yaşıyordu. Uzun süre görüşmeyen kişiler olsalar veya hayatlarından haberleri olmasa hadi anlatsın diyecekti ama, kafası kaldırmıyordu artık her seferinde aynı muhabbetleri. 

      Dinleyemiyordu artık insanları konuşurken. Cümleye başladıklarında eğer cümlenin sonunun nereye bağlanacağını tahmin ediyorsa kesiyordu sözünü karşısındakinin. Kim bilir belki de sabrı kalmamış, tahammül sınırları daralmıştı. .Zaman zaman bu konu üzerinde düşünüyordu aslında. Yaptığının karşı taraf için saygısızlık olduğunu hissediyordu bazen , insanlara hak tanımıyormuş gibi geliyordu. Galiba yıllar geçtikçe zamanının kalmadığını hissediyordu insan. Yapacak çok işi, söyleyecek çok sözü var ancak zaman yetmeyecek gibi geliyordu.  Kalan zamanı çok dikkatli kullanmak zorundaydı. Ara sıra da kendisini sorguluyordu. Acaba yapmak istediği aklında kalan bir şeyler var mıydı? 3 aylık ömrünüz kaldı deseler neler için çaba harcardı ? Bunun cevabını çok net veremediğini gördü. Aşırı hırsları ve beklentileri olan birisi değildi normalde. "Kendim için hiçbir şey yapamadım bu hayatta" diyecek pozisyonda da değildi. Çoğu zaman birey olarak özgürlüğü olduğunu ve kendisine zaman ayırması gerektiği fikrini eşi ve çocukları ile paylaşmıştı. Zaten kimse de " otur oturduğun yerde" dememişti şimdiye kadar.

     Yeniden çalmaya başlamıştı telefonu. Vazgeçmeyecekti kuzeni anlamıştı. Gitti kendisine büyük bir fincan kahve yaptı. En rahat koltuğa yerleşti ve tuşa bastı. Gelecek 45 dakika için kendisini hazırlamaya çalışmıştı.  . " Mutfaktaydım, yetişemedim telefona kusura bakma". Gerisi artık ne kadar tahammül edebileceği ile ilgiliydi..

 

Ayla BEŞER

 

25.03.2021

4 Yorum

Serdar Taştanog

Serdar Taştanog

25 Mart 2021
Çok güzel bir yazı olmuş herzamanki gibi. Gerçekten aynı duyguya çok sık kapılıyorum . Gereksiz bir konu veya geyik için arayanlar sevdiğim kişiler ise bağrıma taş basıp dinliyorum. Ama özellikle müşteri temsilcileri gereksiz konuşma yapacaklar ve sevmediklerim için sabrım bir dk bile kalmadı.Elinize sağlık. Teşekkür ederim.
Ayla

Ayla

25 Mart 2021
Ben teşekkür ediyorum sayın hocam.
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

25 Mart 2021
Ayla hanım hikayenin sonundaki üç aylık ömrün kalsa neler yapmak isteriz sözüne takıldım kaldım çok zor bir soru gibi geldi bana elim ayağıma dolaştı gibi oldum sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz Allah sonumuzu hayretsin yeni hikayelerini beklediğimizi unutma tebrikler teşekkürler
Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

26 Mart 2021
Tebrik ediyorum Ayla hanım, Bana göre arayan telefonda net ve kısa konuşmalıdır. Uzun konuşmak isteyeller de bir şekilde bir araya gelerek bu işi yapmalıdırlar, Bir de boş ve aynı konuşmalar insanın canını sıkar zamanla, aynen sizin yazdığınız gibi. Ben aramak yerine mesaj gönderiyorum artık, çünkü daha kolay ve hızlı oluyor. Çok önemli bir konuya parmak basmışsınız, SEVGİLER!!

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri