MİNİK SERÇE

Elinde kahvesi camın önünde oturmuş lapa lapa yağan karı seyrediyordu. Etraf bembeyaz ,huzur vermiş bir haldeydi .Camın önüne koyduğu ekmek kırıntılarını yemeğe gelen minik bir serçe gözlerini dikmiş ona bakıyordu. Bir anlamda teşekkür ettiğini düşündü. Camı açıp içeri alsam mı acaba diye tereddüt geçirdi. Yapacağı hareketin serçeyi ürkütüp kaçıracağından korktu. Serçe ekmekleri yerken ara ara kafasını kaldırıp kendisine bakıyordu .Bir zamanlar kendisinin de serçe gibi ürkek ,yalnız, çaresiz olduğunu düşündü, ama şanslıydı onun da elinden tutan , yardım edenler olmuştu. Kahvesinden bir yudum alırken çok eskilere gitti. Annesinin vefatından sonra babası kendisinden oldukça genç birisiyle evlenmişti. Kızı köyde kuma vermişler, çocuğu doğurduktan sonra da bebeği alıp onu kapı önüne koymuşlardı. Daha sonra da yaş farkına bakmadan 22 yaşındaki kızı 50 yaşındaki babasına vermişlerdi. Mutlu olmuştu babası bu duruma. Zaten oldukça duyarsız, acımasız bencil bir insandı. Annesinin genç yaşta vefat etmesine neden olduğunu düşünürdü hep. Kadıncağız 40 yaşına gelmeden göçüp gitmişti .Annesi için ancak huzura kavuştu diye düşünüyordu. Babası yeni hanımına tapıyordu. Değişmişti davranışları, ancak kendisini de evde fazlalık olarak gördüğünün farkındaydı. Bir akşam gelen misafirlerin aslında görücü olduğunu anlayınca ertesi sabah okula diye çıkmış bir daha da dönmemişti eve. 

İlk anda nereye gideceğini, ne yapacağını bilmeden sokaklarda dolaştı. Akrabalarına gitse (anne tarafından kimse yoktu, halası ve amcası ise hemen babasına haber verirlerdi) daha iyi olmayacağının farkındaydı. Dolaşırken birden kendisini karakolun önünde buldu. Bilinçaltı farkına varmadan buraya getirmişti galiba kendisini. Kış mevsimi idi, biraz korkudan ,biraz soğuktan titreyerek adımını attı içeri. Dikkatini çeken ilk şey nedense odanın ortasında gürül gürül yanan soba olmuştu. O gün hayatının dönüm noktası olacağını bilemiyordu elbette. Şimdi bile tüm çaresizlikler içinde yaptığı en işi şeyin o karakolun kapısından adım atmak olduğunu düşünüyordu. Kendisi ile ilgilenmişler, babasını çağırıp konuşmuşlar, eve dönmek istemediği için de bir yurda yerleştirmişlerdi. 

Zaten babasının arayıp da bulamadığı şey olduğu için " tamam" diyerek çekip gitmişti. Bir daha da hiçbir haber almamıştı babasından.

Birkaç gün sonra okul çıkışında kendisini bekleyen polis memurunu görünce biraz şaşırmıştı. İlk gittiği gün görevli olan memurlardan birisi idi. Ne durumda olduğunu merak etmiş, kontrol etmek istemişti. "Benim de evlatlarım var, babanın ilgisizliği beni çok üzdü, ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa yanındayım yavrum " demişti. 

Liseden mezun olduğu zaman diploması ile karakolu ziyaret ederek teşekkür etmek istemişti. Manevi babası olarak gördüğü Dursun komiserin elini öpmek mutlu etmişti her ikisini de . 

Üniversiteyi kazanamamıştı. Ancak devlet memuru olma şansını yakalamış, vergi dairesinde çalışmaya başlamıştı. Genç yaşta meslek sahibi olmuş hem çalışıp hem de açık öğretimde okuyarak diploma sahibi olmuştu. Zaman zaman annesinin mezarını ziyaret ederek sohbet ediyordu. Evlenmemişti. Her erkeğin babası gibi olmasından korkuyordu. Belirli bir yaşa geldiği zaman Çocuk Esirgeme Kurumundan bir kız çocuğu evlat edinmiş, ona bir gelecek sağlamaya adamıştı kendisini. 

Yarın biricik evladı Vuslat'ın düğünü vardı.

Minik serçeye " her şeye rağmen hayat çok güzel. Hiçbir zaman umudunu kaybetme olur mu ? " dedi gülerek.

 

Ayla BEŞER

 

19.03.2021

7 Yorum

Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

19 Mart 2021
Kimsemiz olmasa bile yukarıda Allah var. Allah hepimizi iyi insanlarla karşılaştırsın! Her gün yeni bir başlangıçtır. UMUT HER ZAMAN VARDIR!
Gulten Aydeniz

Gulten Aydeniz

19 Mart 2021
Yalnızlık caresizli ve sabırla cesaretle şekillenen bir hayat hikayesi. Azmin elinden hiç bir şey kurtulmaz. Bu duygusal guzel yazı için cok teşekkürler. Sonsuz sevgilerimi sunuyorum.
Gonca

Gonca

19 Mart 2021
Cok güzel bir hikaye, umarım gerçektir. Umarım tüm serçeler onun gibi olur.
Ümran özbey

Ümran özbey

19 Mart 2021
Hayat kesitinden güzel bir örnek olmuş. Aklı başında düşunmüş böyle insanlar varmı dediğimiz kişiye rastlamasıda buyük şans. Keşke hep böyle olsa.
Nilgün tezer

Nilgün tezer

19 Mart 2021
Şanslıymış! Hayat karşısına iyi insanları çıkarmış...
Nurdan Erakıncı

Nurdan Erakıncı

20 Mart 2021
Ne kadar doğru ve güzel bir söz.. Herşeye rağmen umudumuzu kaybetmemeliyiz.. Yaşamak çoook güzel.. Duygu yüklü, güzel hikayeniz için teşekkürler Ayla hanımcım, sevgiler.
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

23 Mart 2021
Ayla hanım Vuslata ömür boyu mutluluklar dilerken umutların herzaman olmasını ve yeni hikayelerini bekliyoruz

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri