TERCİH

TERCİH 
     "Senin tanıdığın vardır, bir arkadaşın babası ameliyat olacak iyi bir doktor bulsana bize "   söyleneni anlamaya çalışıyordu, saate baktı gece yarısını geçmişti. " Bu kadar acil bir durum mu ?" diye sorma ihtiyacı hissetti. 
   "Kusura bakma saatin farkında değilim, bu hafta ayarlasan  iyi olur, öptüm hadi sen uyu " deyip kapattı telefonu kardeşi. 
    Sabah kalktığında rüya gördüğünü sandı, telefonunu kontrol ettiğinde gece yarısı kardeşinin aramasını görüp, kendi kendine söylendi.
      20 gün sonra kardeşi " abla hani doktor bulduğun hasta var ya , arkadaşın babası. Başarılı bir operasyon geçirdi, hastaneden çıktı, sana teşekkür etmek istiyormuş. " Bu çocuğa elini veren kolunu kurtaramıyordu. " Geçmiş olsun ablam, selam söyle fırsat bulursam gideriz bir ara" diyerek tek başına  ziyaret etmek istemediğini anlatmaya çalıştı,
      Kaçınılmaz gün gelmişti," yarım saat oturur kalkarız bak ona göre " derken elindeki çiçek buketini düzeltmeye uğraşıyordu. Cevdet amca zayıf, uzun boylu, ilk bakışta aksi görünüşlü bir adamdı. Bir müddet sonra ,hastalığının ve ameliyatın tüm detaylarını öğrenmişlerdi. Doktordan çok memnun kalmış , arada sürekli teşekkür ediyordu. Anladı ki , adamcağız  bu sürede epey yalnız kalmıştı ve konuşma ihtiyacı içerisindeydi.
     Kalktıklarında kardeşi muzip muzip gülerek, " iyi ki yarım saat dedin, 3 saat oldu hadi demesem halen oturuyordun" dedi. 
   O günden sonra Cevdet amcayı sık sık ziyaret etti. Uzaktaki babasının yerine koymuştu. Arada sevdiği yemekleri yapıp  gönlünü daha da hoş tutuyordu  amcanın. Bu gidiş gelişlerinde Cevdet amcanın oğlu  Cem ile de yakınlaşmışlardı. Kardeşi her ne kadar arkadaşım demiş olsa da 45 yaşlarında birisiydi. Kardeşinin müşterisi olmuş, alarm sistemi kurulduktan sonra diyalogları kopmamış, aynı takımı tutmaları ve futbola düşkünlükleri onları bir araya getirmişti. 
   Elinde sarma tenceresi ile kapıyı çaldığında Cevdet amcanın çok mutlu olacağını düşünüyordu. İçeri girdiğinde göremedi Cevdet amcayı " camiye mi gitti, neyse daha iyi , hemen tencereyi ocağa koyalım gelince sıcak sıcak yer " derken mutfağa yöneldi. Cem'de bir gariplik olduğunu hissetti. "Gitti babam " dedi kısık bir sesle. "Nereye" diyebildi şaşkınlıkla. " Abimin yanına, tartıştık biraz. " Bir abisi olduğunu yeni öğreniyordu. Ne de olsa aile meselesiydi, karışmamayı tercih etti. Sadece " İyi değil mi? arasam?? " derken Cem'in gözlerine bakıyordu. " Bir müddet aramazsanız sevinirim. Size fazla umut bağladı, biraz uzak kalmanız daha iyi " diye cevap verdi. Anlamamıştı nedenini  .. Sadece " peki "diyebildi. "Ben gideyim  "  Cem " bir kahve içelim vaktiniz varsa " diye teklifte bulununca   hayır demedi. 
        Aradan geçen süre zarfında aklındaydı hep Cevdet amca, söz verdiği için arayamıyordu da. Cem ile görüşmeye  devam ediyordu. Halen tartışma nedenini öğrenememişti. Arada yemek yiyor., sinemaya, tiyatroya gidiyor iyi anlaşıyorlardı. Ona ilginç gelen bu  geçen zamanda halen Cem'in kendisine siz diye hitap etmesi, samimiyetinde bile seviyesini ve kibarlığını kaybetmemiş olmasıydı. 
     Bayram yaklaşıyordu, Cem'i aradı," ben Cevdet amcayı aramak istiyorum, onun  gözünde bu kadar vefasız duruma düşmek istemem. Bayramını kutlamak ,sesini duymak arzusundayım" dedi. Gelecek itiraza karşı söyleyeceklerini bile hazırlamıştı ki "Tabi iyi olur, sevindirirsiniz babamı. Zaten büyük ihtimal bayramda burada olacak"  cevabı çok mutlu etmişti. Heyecanla bayramı bekledi. İşleri dolayısıyla bu bayram ailesi ile birlikte olamıyordu. Kardeşi eşi ve kızı ile  gitmiş o burada tek başına kalmıştı.
   Elinde çikolata ve bir tencere sarma ile  koşa koşa gitti. Çok özlemişti Cevdet amcayı. Aynı duyguları onda da hissetti. Bütün gün hasret giderdiler, daha önce neden gittiği hususunda her ikisi de konuşmadı. Sanki o ayrılık hiç yaşanmamıştı. 
     Cem ile de arası iyiydi. Üçü birlikte  vakit geçiriyor, arada  Cem onları baş başa bırakıp  ortadan kayboluyordu. Baba-oğul arasında bir gerginlik olduğunu seziyor ama bunu hiç dile getirmiyordu. 
     Akşam arkadaşları ile yemekteyken çalan telefonun Cem'den gelmesi  şaşırmasına neden oldu. Bu saatlerde hiç aramazdı. Biraz da tedirginlikle açtı telefonu. " Efendim" derken  nedenini bilmeden sesi titremişti. "Babam,"  diyordu Cem ,"babamı kaybettik"Hiç bir şey demeden kapattı telefonu ve Cevdet amcasını son kez görebilmek için yola koyuldu. 
    10 gün geçmişti cenazenin üstünden. Hayatında bir boşluk yaşıyordu. Cem'i bekliyordu çay bahçesinde. Cevdet amca ile sık sık geldikleri  çay bahçesinde buluşmak istemişti. Üzgündü her ikisi de. Havadan sudan bir kaç kelime sonunda Cem bir kutu çıkardı. Uzatırken" bu gün sizinle son buluşmamız; açıklamam gereken bir takım hususlar var. 
Babam ile bir ara sorun yaşadık, Sizi çok sevdi, hiç sahip olamadığı kızının yerine koydu. Abim de hiç evlenmedi ,bende. Babam yıllarca bu konuda bize kendince çok baskı yaptı. Bir şekilde hep  geçiştirdik. Abim yıllar önce birisini sevdi, kızcağızı başkasına verdiler daha zengin diye. O günden sonra bir daha kimseyi sevemedi, yalnızlığı tercih etti. 
Babam sizinle tanıştıktan sonra  ikimizin evlenmesini çok istedi.Sizin ya da benim ne hissettiğimiz, ne istediğimizin önemi yoktu onun için. Sizi hayatının içinde istiyordu sürekli. Ben "dedi, bir süre sustu, devamını getirmekte zorlanıyor gibiydi. " Benim cinsel tercihim farklı " cümlesi bitince sanki rahatlamış gibiydi. Yüzüne baktı ,tepkisini ölçmek için. 
      Biraz şaşırmıştı ama sanki rahatlamıştı da. En azından tercih edilmeme sebebinin kendisi ile ilgisi yoktu. 
         Cem devam etti, kelimeler daha huzurlu çıkıyordu sanki ağzından. " babama sonunda bunu itiraf etmek zorunda kaldım. Zira hiç bir bahaneyi kabul etmiyordu sizinle ilgili. Tahmin edersiniz ki o andan sonra aramızda büyük bir tartışma söz konusu oldu ve ayrıldı yanımdan. Kabullenmesi çok kolay olmadı ama,  nihayetinde geri geldi.
     Elindeki kutuyu uzatarak" bu annemin yüzüğü, babam bunu verdi ve  " bana bir şey olursa bunu kızıma ver " diye tembihledi. 

    Bir sessizlik sardı etrafı, her ikisi de bu saatten sonra ne diyeceğini bilmez halde gibiydi. Yüzüğü  sıkıca avucunda sıktı,gözyaşlarına engel olamadı ve  "Cevdet BABAM"  dedi .

Ayla BEŞER

15.05.2020

 

9 Yorum

Suna Gülgüden

Suna Gülgüden

15 Mayis 2020
Yine sürprizli bir sonuç. Sürprizleri seviyorsunuz. Akıcı bir dille yazıyorsunuz ve zengin fikirleriniz var. Sığ bir yazı değil, renkli!! Tebrikler!!
Ferahi Konukoğl

Ferahi Konukoğl

15 Mayis 2020
Bir solukda okudum. Çok akıcı bir dili var hikayenin. Kaleminize sağlık.
Gülten Aydeniz

Gülten Aydeniz

15 Mayis 2020
Çok şaşırtıcı bir son. Ne güzel yazmışsın merakla okudum Hay Allah! Sizin gulen yüzünüzü hep görmek istiyorum . Müzikte ve kelimelerde buluşalım
Halit Çalışkan

Halit Çalışkan

15 Mayis 2020
Ayla hanım yine size has bir hikaye ile bizi mest ettin hikayelerinin tiryakisi olduk yenisini merakla bekliyoruz
Nurdan Erakıncı

Nurdan Erakıncı

15 Mayis 2020
Ayla hanım merhaba, yine çok güzel bir hikaye olmuş, heyecanla sonunu getirdim. Kaleminize sağlık, sevgiler.
Armağan ümit çı

Armağan ümit çı

15 Mayis 2020
Ayla hanımcım, bu defaki öykünüzün sonu bir hayli sürpriz oldu. Öykülerinizle bizi şaşırtmaya devam etmeniz dileğiyle.
Ayla

Ayla

15 Mayis 2020
Sevgilerimle teşekkür ediyorum
Ayşe Sakallı

Ayşe Sakallı

16 Mayis 2020
Ayle Hanım, tebrikler. Çok sürükleyici bir hikaye yazmışsınız. Hayal gücünüz hep böyle güzel eserler üretmenize vesile olsun dilerim. Sevgiler
Mevlüde Erten

Mevlüde Erten

17 Mayis 2020
Ayla Hanim ,çok ilginç ve güzel bir yazı. Tebrikler ve teşekkürler..

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri