AYLA BEŞER

• 16
• Tem

MASAL

16 Temmuz 2020

  MASAL     

      Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde develer tellal, pireler berber iken , ben anamın beşiğini tıngır- mıngır sallar iken çok eski zamanlarda bir delikanlı varmış. Tembel mi tembel, uyuşuk mu uyuşuk, konuşmaya üşenir bir tipmiş.Biri bir şey dedi mi sadece tamam der ne anladığı, ne istediği hiç anlaşılmazmış.Canı isterse yer, canı isterse yürür, canı isterse konuşurmuş. Anası durmadan dövünür; “nerden doğurdum seni, taş doğuraydım hiç olmazsa yorulunca arada üstünde oturur dinlenir, yine bir fayda görürdüm “dermiş. Umru değilmiş ki. “Tamam” der  geçermiş.

               Ne de olsa insanoğlu, büyümüş elbet. Delikanlı olmuş, bir gün ormanda dolaşırken dere kenarında birkaç  güzel görmüş. Suyun içinde oynaşıyorlarmış. Kahkaha sesleri dikkatini çekmiş, Daha önceleri hiçbir şeye merak duymamış olan delikanlı birden içinde garip duygular hissetmiş, Gizlice yanaşmış dere kenarına .Kızlardan bir tanesi peri kadar güzelmiş. Sarı uzun saçları varmış. Hayalinde bile böylesine güzel bir kız düşlememiş şimdiye kadar. Bir müddet seyretmiş, kızlar sudan çıkınca takip etmeye başlamış onları. Sarışın peri kızının oturduğu evi öğrenmiş. Koşa koşa eve gelmiş, “anaaaa  anaaaa “diye bağırmaya başlamış. Annesi hayretler içinde” ne var oğul “derken içinde fırtınalar kopmuş kadının. Yıllardır “tamam” dan başka bir şey demeyen oğlu haykırarak geliyormuş.

“Anaa bana bu kızı al “,” oğul  ne diyorsun ne kızı ? “ “Dere kenarında gördüm, çok güzel ben o kızı istiyorum…”………

            Şimdi bu masal ya , biz anamızın beşiğini tıngırdatmışken bu düğün mü olmayacak ? diye düşünüyorsunuz ya, masallarda her şey bizim istediğimiz gibi olur ya. Düşünün durun canlarım. Benden buraya kadar. Hadi bakalım siz nasıl isterseniz o olsun ....*

            Şöyle koltuğunda geriye yaslanıp yazdıklarına bir göz geçirdi. Çok içine sinmemişti aslında. Kafasında oluşanları doğru aktaramamıştı kağıtlara. Eşinin son zamanlarda kendisine olan tutumu alt üst etmişti düşüncelerini. İlk tanıştıkları gün hemen aşık olmuştu halbuki. Bunca yıl içinde ne değişmişti onun tarafında bilemiyordu. Kendisi için ilk günkü aşkı halen tazeydi. Keşke bizde masal dünyasında yaşıyor olsaydık, o zaman hiç mutsuz olmazdık dedi kendi kendisine. Bilgisayarın karşısında yazdıklarına anlamsız anlamsız bakıyordu.

         “ İyi akşamlar”.. İrkildi birden, “zili çalmamışsın” dedi  gayr-i ihtiyari. Eşi” rahatsız etmek istemedim” derken sesi her zamankinden farklıydı.

          Sofrada çok fazla konuşma geçmedi aralarında. “ Kahveleri getirdiği zaman eşinin salonda huzursuz bir şekilde dolandığını gördü. “ Neyin var, neler oluyor? Bir süredir çok huzursuz görüyorum seni. Paylaşmak ister misin? “ dedi cesaretini toplayarak, Eşi arkasını dönmeden” boşanmak istiyorum” dedi. Sesi ağlamaklıydı, ancak belli etmemeye çalışıyordu. Bir anda ateş bastı tüm vücudunu. Doğrusu bu kadarını beklememişti. “ Neden ?” diyebildi. Aklından geçenleri dillendirmekten korkuyordu. “Başkası mı var , artık beni sevmiyor musun, ne hata yaptım ? “ dışarı vuramadı tüm bunları. Sakin olmaya çalışarak cevabı beklemeye başladı.  Eşi döndü, ellerini avuçlarının içine aldı, gözlerinin içine bakarak ( O anda aslında eşinin de kendisini halen sevdiğini anladı. Sevgi dolu bakıyordu )  evleneli 5 sene oldu,  geçirdiğimiz daha önceki sürelerde de senin ne kadar çocuk sevdiğini ve bir gün anne olmanın en büyük hayalin olduğunu biliyorum.Çocuk sahibi olmaya çalıştığımız şu 2 senelik süreç senin için ne kadar acı dolu onun da farkındayım. Beklemek, hayal kurmak, umut etmek bunların hepsinin seni yıprattığını görüyorum. . 20 gün önce ,yaptırdığım tahlillerin kesin sonucu geldi.  Şaşırmıştı,” ne tahlili “dedi. Senden habersiz doktora gittim, bu kadar süre içindeki  olumsuzluklar sadece seninle ilgili değildir diye düşündüm. Ve evet çocuk sahibi olamayışımızın sebebi benim. Seni bundan mahrum bırakamam. Hayallerinden, ümitlerinden vazgeçmeni isteyemem. En iyi çözüm bu.

         Bebek arabasını sürerken ağaçlar ve çiçekler içine huzur vermişti. Ne güzel uyuyordu biriciği. Çok mutluydu.Eşini zorda  olsa ikna etmiş ve evlat edinmişlerdi.” Anneliği tatmak için doğurmam şart değil, seni çok  seviyorum , çocuğumu sadece ve sadece seninle büyütmek istiyorum. “ demiş  Ve yaşamak istediği masalı kendi yaratmıştı.

        Gökten üç elma halen düşmemişti ama olsundu .

Ayla BEŞER

17.07.2020

10 Yorum

Halit Çalışkan

17 Temmuz 2020

Ayla hanım masalları özlediğimi sayenizde hatırladım bu kez yazınız bulmacalı değil ama çok güzel tebrik ederim onca olumsuzluğa rağmen mutlu sona sonunda ulaşmak çok iyi yeni yazılarınızı beklemeğe devam ediyoruz

Suna Gülgüden

17 Temmuz 2020

Çok güzel umut dolu bir hikaye, tebrikler!! Sürprizli yazı stilini, i çok beğeniyorum!!

Nurdan Erakıncı

17 Temmuz 2020

Eğer çocuk sahibi olmasaydım, benim de hep düşündüğüm bir şey idi evlat edinmek.. Güzel hikayeniz için kaleminize sağlık Ayla hanımcım, sevgiler.

Esin Tütüncü

17 Temmuz 2020

Merhaba Sevgş herşeyin üstesinden geliyor.Bu hikayede bunu hissetirmişsiniz. Selamlar

Gülten Aydeniz

17 Temmuz 2020

Çok ilginç . Evet masallarla büyüdük ve çok mutlu olduk , hayal kurmayı sevmeyi merak etmeyi , sabretmeyi paylaşmayı..... Çok teşekkürler , yüreğinize sağlık diliyorum

Umran özbey

18 Temmuz 2020

Masallarda bazen gerçek hayattan esinlenir ama sonları mutsuz bitirilmez. Bununda sonunun mutlu bitmesi sevindirici. Olumsuzluklar umutları yok etmemeli.

ERTUĞRUL ÖZBAĞ

18 Temmuz 2020

AYLA HANIM SES GETİREN BİR YARAYA PARMAK BASMIŞ.HAYAT İŞTE BÖYLEDİR DİYOR BENCE HAKLI,BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ,HAYAT SONSUZA AKIP GİDİYOR ,HER ŞEYİN ÇARESİ VAR ,ÖLÜMÜN YOK BU BİLİNÇLE YAŞAMALIYIZ.

Ceyda Çiltaş

19 Temmuz 2020

Ayla hanım ne kadar güzel bir anlatımınız var tebrik ediyorum. Mutlaka bir kitap yazmalısınız. Sevgiler..

serdar taştanoğ

19 Temmuz 2020

Ayla hanım gerçekten çok güzel yazıyorsunuz .Aramızda olmanız büyük mutluluk . Yazılarınızın bağımlısı yaptınız. Emeğinize sağlık.Disiplininiz,sorumluluk bilinciniz ayrıca takdire şayan .

Ayla

20 Temmuz 2020

Teşekkür ediyorum..